Saadet Asrı’nın günlerinden bir gündü. İki adam, aralarında yaşanan bir mal taksimi tartışması yüzünden Peygamber Aleyhisselâm’ın huzuruna geldiler. Her ikisi de, kendince haklı olduğunu uzun uzun izah etti. Onları dinleyen Allah’ın Resulü ise şöyle buyurdu:
“İkinizden birisi, derdini ve haklı bulunduğunu ötekinden daha iyi anlatarak beni ikna edebilir. Böylece ben, hükmümü onun lehine verebilirim. Çünkü ben de bir insanım. Fakat ahirette işlerin aslına göre hüküm verilecektir. Bütün zalimler cezasını, bütün mazlumlar da hakkını eksiksiz alacaktır.”
Allah’ın Resulü’nün bu sözlerini dikkatle dinleyen o iki adam, birden:
“Ey Allah’ın Resulü! Benim hakkım da onun olsun, ben vazgeçtim.” dediler.
Peygamber Aleyhisselâm:
“Öyleyse gidip malınızı âdil bir şekilde taksim edin. Sonra kura çekin. Ve kime ne düşerse ona razı olup, karşılıklı helâlleşin.” buyurdu.