TR EN

Dil Seçin

Ara

Varoluş Piramidinin Matematiksel Modellemesi /  Matematiksel Aklımız ‘Tevhid’ Diyor

Varoluş Piramidinin Matematiksel Modellemesi / Matematiksel Aklımız ‘Tevhid’ Diyor

1930’lu yıllarda mantık ile matematiğin nikâhı bilgisayarı doğurdu. 21. Yüzyıl başlarında ise inançlar ile matematiğin nikâhı, tevhid inancının zorunluluğunu sonuç verdi. 

Bilinç sahibi varlık olarak insan “Ben kimim, neden varım, nereden geldim, nereye gidiyorum ve niçin?..” sorularını sorar. Fen bilimleri evrenin nasıl var olduğu ile ilgilenirken, felsefe ve din bilimleri evrenin neden var olduğu ile ilgilenir.

İnsanı diğer canlılardan ayıran, psikolojik bir aygıt olmasıdır. İnsan, doğumundan ölümüne kadar gelişmeye müsaittir. Peki, insanın diğer canlılardan farklı imkân ve kabiliyetleri nelerdir? 

İnsanda diğer ruh sahibi canlılardan farklı olarak “bilinç” unsuru vardır. İnsan dışındaki hiçbir canlı bilinç sahibi değildir. Bunu matematiksel piramidin açıklanması örneğinde de göreceğiz. 

 

Bu piramidin adı neden “matematiksel varoluş?” 

Çünkü evrende varoluştan önce matematik yani sayısal bilgi vardı. Matematik nedir? Matematik hesaplamadır, bilgidir, projedir, planlamadır. Evrende önce bir matematiksel modelleme (buna varoluşun matematiksel modellemesi de denilebilir) yer almaktaydı. Sonra sistem bunlara bağlı varlık tacına büründü. 

Klasik materyalizm kuantumdan önce, maddenin var olduğunu ve bu maddenin diyalektik olarak soyut bilgiyi ortaya çıkardığını söylüyordu. Materyalizme göre; madde ezeli ve ebedidir. Maddenin ezeli ve ebedi olduğuna inandığı için bizim soyut olarak kabul ettiğimiz varlıkları—mesela ruh gibi—maddeye bakarak oluşturulan unsurlar olarak kabul ediyordu. Bu, modernizmin dini haline gelen “diyalektik materyalizm”dir. 

Din ne demek? Kutsal, değişmez, demektir. Diyalektik materyalizm de modernizmin kutsal ve değişmezi olmuştur. 

Günümüzde kuantum teorisinin senteziyle ilgili hiçbir bilimsel tez yoktur. Bu çalışma ilk bilimsel sentez olacaktır. Varoluşun matematiksel modellemesinde hepsi kuantum evreni üzerinden devam etmiştir. Bu, materyalizmin yanlış olduğunu gösteren bir tezdir.

 

Materyalizm, kuantum evreninden sonra varoluşu açıklayamaz hale geldi 

Neden açıklayamaz hale geldi? Çünkü büyük patlama var ve entropi yasasına göre evren ısı ölümüne doğru gidiyor. Yani evren ezeli ve ebedi değil, madde ezeli ve ebedi değil. 

Birinci sırada, fiziğin ve kimyanın açıklamadığı varoluş yer alır. Kuantum bilgisine göre; evrende her şey hem var hem de yoktur ve buna madde de dâhildir. Her varoluş kuantumun içinde yer alır. 

İkinci sırada maddesel (cansız) varoluş; fizik ve kimyanın açıkladığı düzenek yer alır. 

Üçüncü sırada can sahibi olan, bitkisel (botanik) = biyolojik varoluş vardır. Bunlarda madde ve can var ancak ruh yoktur. 

Dördüncü katta, hayvansal varoluş yer alır. Burada ruh sabit, madde değişkendir. Üçüncü ve dördüncü katta, milyonlarca canlı vardır ama bunların ruhsal varoluşları sabittir. 

Beşinci katta, beşerî bilimlerin açıklandığı, en üst ve bilinçli varoluş yani insan varoluşu yer alır. İnsanda şuur ve ruhun dışında “ben bilinci/ben aygıtı” vardır ve insanı insan yapan bu bilinçtir. Bu insanın psikolojik aygıtıdır, cihazıdır. Piramidin en üstünde de madde ötesi, deneyüstü varoluş, görünmeyen gerçeklik, metafizik varoluş yer alır. 

 

Günümüzde psikolojide en çok araştırılan kavram, bilinç ve bilincin kuantumla bağlantısıdır 

Bütün insanlar temelde aynı yapıdadır, iki ayak iki göz vardır. İnsanda hayvanlardaki maddi çeşitlilik yoktur. Fakat insanda hayvanların tam tersine ruhsal değişkenlik vardır. Hayvanlar maddesel olarak sonsuz çeşitliliktedir. Böcekleri düşünün, ağaçları düşünün, kaç yüz bin çeşit bilemiyoruz, bir milyar çeşide yakın canlı var. Fakat ruhsal yapı hemen hemen bütün hayvansal varlıklarda sabittir. İnsan ise, fiziksel ve madde olarak birbirine çok yakın ama ruhsal olarak çok farklıdır. Çünkü insan ruhsal gelişime açık bir varlıktır. 

İnsanı diğer varlıklardan ayıran ben fonksiyonunun, ben bilincinin, farkındalığının olmasıdır. İnsan, maddesel kuantuma bağlı bir evren içinde yaşadığının farkındadır. 

 

Önce bilgi, ilim, plan var

Evrendeki her varlık önce bilgi, ilim olarak var, Allah’ın ilim sıfatı bu. Bundan sonra Allah’ın irade sıfatı devreye giriyor, “Ol” emriyle maddesel varoluş gerçekleşiyor. Maddesel varoluştaki yasalar zinciri: fizik ve kimya. Ondan sonra bitkisel varoluş var, buradaki yasalar zinciri biyoloji bilgisi. Sonra hayvansal varoluş var ve biyoloji bilgisinin dışında ayrıca hayvan davranışı ile ilgili bilgi ve hayvan ruhsallığı ortaya çıkıyor. Hayvandan sonraki insanî varoluşta, bilinçli varlık olarak insanda diğer kategorilerden farklı olarak ben bilinci olan bir varlık ortaya çıkıyor. 

İnsan; yemek, içmek, üremenin dışında yüksek fonksiyonlarla ilgilenebilen, ego fonksiyonları olan, çeşitli bilinç sahibi bir varlıktır. 

Ben aygıtı = Psikolojik aygıt 

Descartes, “Düşünüyorum, o halde varım” demişti. Ona göre, insanı diğer canlılardan ayıran unsur düşüncesiydi. “İnsan konuşan ve düşünen bir hayvandır” demiş. Ancak, insanda 5 şekilde düşünce türü vardır, yani diğer canlılardan farklıdır. Bunu da bir başka yazımızda ele alalım.