Sanat eserlerinde belki de en çok kendisini arar ve bulur insan. Her okuyuş, bir keşfin peşine düşmek. Kendimizden çok uzak yerlere varsak da, o uzaklığın bilincine varmamız, aslında bulduğumuz bir şeydir. Sanat eserlerine düzenlediğimiz her yolculuk, bir göç kervanı sayılır bu bağlamda ve bizi bir gezgine dönüştürür.
Bulutlardan gözünü ayıramayan, bir çiçeğe bakıp dakikalarca ağlayan, bir ceylan yüreğinin nidasını işiten ruhlarla buluşuveririz gezimizde. Bizi rahatsız eden bakış açılarıyla da karşılaşırız. Mihenge vurmanın kıpırtısıyla doğruluruz ve gönül günlüğümüze kaydederiz sesi, fısıltıyı, sükutu, yürüyüşü.
Laurerit Mignon’un Gezginin Günlüğü adını verdiği ve ‘dağınık bir dünya şiir antolojisi’ne benzettiği eseri bende bu duyguları uyandırdı. 1971’de Belçika’da doğan Mignon İngilizce, Fransızca, Farsça, Arapça, İspanyolca ve Türkçe’den birbirine çeviriler yapmakta. Türkçe yazılarını, şiirlerini ve şiir çevirilerini Hece, Kaşgar, Çveneburi gibi dergilerde yayımlayan Mignon’un “Hiroşima”sını ve “Yankılanıyor/ Kudüs ezanları/ Gırnata’nın vadilerinde/ nasıl dirilmesin/ Endülüs ruhu/ ölülerin bile/ dirildiği şehirde” diye başlayan “Kudüs” şiirini kolay kolay unutamıyoruz.
Gezginin Günlüğü, Lübnanlı şair Adonis’ten, Halil Cibran’dan, İrlandalı Desmond Egan’dan, ABD’li Emiri Bereket’ten, İspanyalı Federico Garcia Lorca’dan, İskoçyalı Hugh Macdiarmid’den, Cezayirli Jean Senac’tan, Fransalı Marceline Desbordes-Valmore’dan, Suriyeli Muhammed el-Mağut’tan, Nizar Kabbani’den, MeksikalI Octavia Paz’dan, Filistinli el-Kasım’dan, Gürcistanlı Vaja Pşavela’dan, Fransalı Victor Segalen’den ve Xavier Grall’dan çevrilen şiirlerden oluşuyor. Kitabın sonunda “Şairler Hakkında Bilgiler” de veren Mignon, önsözde “Okuduğum, sevdiğim, bazen de sevmeyi öğrendiğim şiirlerden oluşuyor bu kitap.” diyor ve onu okumalarını kaydettiği bir çeşit not defteri olarak niteliyor.
Adonis’le başlıyor Gezginin Günlüğü. Yirminci yüzyılın aynasını yansıtıyor Adonis. Bir tabut; fakat bir çocuk yüzüyle örtülü. Bir kitap; fakat bir karganın bağırsaklarına yazılı. Bir hayvan, üstelik vahşi; fakat çiçekler taşıyarak yaklaşıyor. Cibran Halil kitapta yer alan şiirlerinin birinde “Şöhret’ ten söz ediyor. Diyor ki: “Cezirde kuma bir satır yazdım/ o satıra aklımla ruhumu koydum/ medde okumak üzere geri döndüm/ ve ancak cehaletimi gördüm”. İrlandalı şair Desmond Egan feryat ediyor derinlerden, yaralı: “bir insanı kurtarırsan dünyayı kurtarırsın/ ancak birini öldürürsen/ her şeyden bir parça eksilir.”
Ana dili Fransızca, baba dili Lüksemburgca olan Laurent Mignon, k
Modern fizikteki gelişmeler ‘boşluk’ kavramının da yeniden tanımlanmasına yol açtı. Yeni fiziğin… Öğrendiğimiz şeyleri her zaman kitap, kalem ya da defter vasıtası ile öğrenemiyoruz… Gölge, karikatür sanatında sıklıkla kullanılan bir semboldür. Işığın yansımasıyla oluşan gölge, sahibini… Karikatür, her insanın farklı şekilde yorumlayabilmesine imkan verdiği için, geri planında zengin… Hayat bir anlama yolculuğu... Anlaya anlaya adımlarız bu hayatı. Anladıkça, tanıdıkça büyürüz,… Soru, cevaba götürür, oradan başka sorular ve cevaplara... Aklın adımlarıdır soru ve…
Boşluk’lar Boş Değildir / Bilim Günlüğü
Hayat Okumaları
Karikatür Okumaları / Oku
Karikatür Okumaları / Telefon
Karikatür Okumaları / Anlamak
Karikatür Okumaları / Yol