Okullar açılmadan bir hafta önce, o sene birinci sınıfa başlayacak oğlumun her sabah geçeceği yolu yürümüştüm. Yavaş yürüdüğümde, 20 dakikamı aldı. Fakat ilk iki okul günü oğlum eve ancak 30 dakikada gelebildiğinden, üçüncü gün onunla birlikte yola çıktım. Bir hafta önceki 20 dakika tahminim yanlış değilmiş, yalnız aşağıda sıraladığım birinci derecede kısa yolculukları hesaba katmamışım:
Bir karınca sürüsünü kaldırımdan tarlaya kadar takip etmek.
Bir mağaza vitrinindeki bisikletleri seyretmek.
Garajın önünde şoförlerden birinin arabasının lastiğini değiştirmesini izlemek.
Yarım düzine telgraf direğine tutunarak dönmek.
İki sokak köpeği ile bir kediyi okşamak.
Kısacası kendiminde bir zamanlar yedi yaşında olduğumu unutmuşum.