Mevsimlerin değişmesi ile birlikte bedenimizin de ihtiyaçları değişmektedir. Bu yüzden sonsuz şefkat sahibi Rabbimiz bedenimizin ihtiyaçlarına uygun olarak Rahmet hazinesinden bizler için o mevsime uygun meyve ve sebzeler göndermektedir.
Kış meyveleri elma, turunçgiller ve muzla sınırlıyken, yazla birlikte erik, çilek, kiraz, karpuz, kavun, şeftali, armut, üzüm gibi bol sulu meyveler yeryüzü sofrasında bizlere ikram edilmektedir.
Peki, özellikle Ramazan’a denk gelen bu yaz aylarında hem vücut direncimizi hem de kilomuzu korumak için hangi meyvelerden ne kadar yemeliyiz?
Onbir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’te de diğer aylarda olduğu gibi meyve tüketimi vücudumuz için çok önemlidir. Sağlıklı bireyler için günlük 3-4 porsiyon meyve önerilir.
Peki Ramazan’da bu değişir mi? Ramazan’da bunu nasıl sağlayacağız?
İftar sofrasına oturduğumuzda yiyeceğimiz 2 adet hurma 1 porsiyon meyveye denk gelmektedir. Dolayısı ile daha sofradan kalkmadan 1 porsiyon meyvemizi yemiş oluyoruz. Daha sonra iftardan yaklaşık 2 saat sonra tüketeceğimiz 1 veya 2 porsiyon meyve (1 porsiyon meyve: 1 orta boy elma, 1 avuç kiraz, 1 ince ay dilim karpuz veya kavun gibi) bizim günlük ihtiyacımız olan vitamin, mineral ve posa ihtiyacımızı karşılamış olur.
Ramazan’ın bizim üzerimizde en büyük etkilerinden biri beslenme düzeninin değişmesi ile beraber gelen kabızlık ihtimalidir. Bunun için sahurda 3 adet güneş kurusu kayısı yenmesi tavsiye edilir. Böylece 1 porsiyon daha meyve alarak vücudumuzun bir günlük ihtiyacı olan 3-4 porsiyon meyveyi tamamlamış oluruz.
Burada önemli olan bu meyvelerin bir anda değil yukarıda da söylediğimiz gibi olabildiğince değişik zaman dilimlerine yayılarak tüketilmesi gerektiğidir.
Hangi meyveden ne kadar yemeli?
Rabbimizin biz kullarına sunduğu tüm meyveleri mevsiminde, uygun miktarda ve dengeli olarak tüketmeliyiz. Bu konuda şu bilgileri verebiliriz:
ERİK: Yüksek antioksidan kapasitesi yanında detoks özelliği ile önemli bir anti-aging meyvedir. On adet erik bir porsiyona denk gelmektedir. Tadını güzelleştirmek için tuz kullanmak sıcak havalarda hipertansiyon riskini artırabilir.
ÇİLEK: 100 gram çilek günlük C vitamini ihtiyacımızın tamamını karşılayabilir.
KİRAZ: Kiraz, güçlü bir antioksidandır. Kabızlığı önler ve idrar söktürücüdür. Oniki adet kirazın bir küçük elmaya denk gelir.
KAYISI: Kabızlık sorunu çekenler için çok ideal bir besindir. Ayrıca, demir içeriği yüksek olması nedeniyle özellikle kadınların özel günlerinde tüketmesi tavsiye edilir.
Üç adet kayısı bir meyveye denktir.
ŞEFTALİ: C vitamini ve çok sayıda flavonoid ihtiva eder. Ayrıca zengin lif ve beta-karoten içeriğiyle çok yararlı bir yaz meyvesidir. Diğer yaz meyvelerine oranla daha düşük kalori içerir. Yaz aylarında ishal sorunu daha sık yaşandığı için ishalde tüketilmesi önerilir.
KARPUZ: Yaz mevsiminde en çok tüketilen ve su oranı en yüksek olan meyvedir. Hem likopen, hem de vitamin ve mineral açısından zengin, antioksidan kapasitesi yüksek bir yaz meyvesidir. Ancak karpuzun 1/8 diliminin bir meyveye denk geldiğini de hatırlatmakta fayda var.
KAVUN: Potasyum ve C vitamini açısından zengin bir meyvedir. 100 gram kavun, günlük C vitamini ihtiyacının yaklaşık yüzde 40’ını karşılar. Bir orta boy kavunun 1/8’i bir meyveye eşittir.
ÜZÜM: Üzümün kabuğu, içeriği ve çekirdeği ortalama 20 civarında değişik antioksidan madde ihtiva etmektedir. Onbeş üzüm tanesi bir porsiyona denk gelir.
Meyveyi ne zaman yemeli?
Meyveler; posa, vitamin, mineral ve en önemlisi antioksidan açısından zengindir. Ancak meyvelerden yarar sağlamak için doğru zamanda yenmesi çok önemlidir.
Meyve tüketimi, Efendimiz’in (asm) uygulamasında olduğu gibi, ya yemekten en az bir saat önce veya en az iki saat sonra olmalıdır. Bu şekilde meyvedeki fruktozun, bağırsaklardan emilmesi ve karaciğer tarafından glikoza çevrilmesi için süre verilmiş olacaktır. Bu durum, iştahı azaltacak ve az yemeye de sebep olacaktır. Bu nedenle, özellikle kilo vermek isteyenlerin meyveyi yemeklerden önce yemesi tavsiye edilir.
Ama toplumumuzda genelde meyve, yemek sonrasında ikram edilir. Meyve, yemeklerden sonra tüketilirse karaciğer, besin depoları dolu ve diğer kimyevî işlerle meşgul olduğundan fruktozun glikoza çevrilme işi gecikir ve kanda fruktoz oranı artar. Karaciğer yağlanması ortaya çıkar. Bu nedenle yemeklerden sonra aşırı meyve tüketme alışkanlığı oluşan kimselerde, damar sertliği ve siroz riski de artar.
Ayrıca, yemekte ve yemekten sonraki 2 saat içinde tüketilen meyve midede fermantasyona (mayalanma) yol açar. Sonuçta, midede asit ve gaz üretimi sonucu şişkinlik oluşur.
Rabbimiz, bize öyle bir tat alma duyusu vermiş ki, hadsiz yemeklerden lezzet alır
Yeryüzünü hadsiz nimetlerle donatan Rabbimiz her mevsimi, erzak ve elbisemizi taşıyan bir vagon hükmüne getirerek bizlere gönderir. Bizi gayet rahîmane, şefkatle beslettirir. Ve bütün o hediyelerden, o nimetlerden istifade etmemiz için bize de yüzlerle ve binlerle iştihalar, ihtiyaçlar, duygular, hissiyatlar, duyular vermiş. Elbette böyle bir rahmet, bizden bütün bu nimetlerini gören ve takdir eden küllî ve hâlis bir şükür ve ciddî ve safî bir hürmet ister.