İlköğretim okullarında okuyan on iki milyon öğrenci tatile girdi. Yaz aylarında tatil yapma imkânı olan aileler çocuklarını da yanlarında götürüyorlar. Ancak çalışmak zorunda kalan, görevleri gereği tatil yapamayan anne ve babalar çocuklarına tatil yaptırmak için çeşitli alternatifleri değerlendiriyorlar. Aileler, tatil konusunda seçim yaparken, sosyal statülerine, gelir düzeylerine, dünya görüşlerine ve değer yargılarına uygun davranıyorlar. Kimi aileler çocuklarını aile büyüklerinin yaşadığı köylere ve kasabalara gönderirken, kimileri de belediyelerin, spor ve özel eğitim kurumlarının organize ettiği yurt içi ve yurt dışı yaz okullarını tercih ediyorlar.
Yaz okulları, çocukların ilgisini çekecek ve kurslara devamını sağlayacak çok çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Bu etkinliklerin başında spor, gezi, piknik, kamp, eğlence, yarışma, müzik, resim, yabancı dil ve Kur’an kursu gelmektedir. Yaz okulları, ailelerin tercihlerine bağlı olarak çocukları gündüzlü veya yatılı kabul etmektedir. Ücretsiz ve pratik olduğu için ailelerin çoğunlukla tercih ettiği yaz okullarının başında camilerde hizmet veren Kur’an Kursları gelmektedir. Çocuklar, bu kurslara, sadece ailelerinin yanında değil, tatil için gittikleri yazlıklarda ve aile büyüklerinin yanında da devam edebilmektedir.
EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE METODUN ÖNEMİ
Yıllar önce fakültenin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdikten sonra Arapça öğrenmek istemiştim. Bir arkadaşım Fatih’te bir camide Arapça kursu verildiğini söyledi.
Emsile’den başlamıştık derse. Nasara fiilinden 24 sigayı zor ezberledim. Arkasından mazi ve muzari çekimleri geldi. Tamamen ezbere dayalı bir öğretim metodu uygulanıyordu. Fakültede İngilizce’yi böyle öğrenmemiştik. Emsile’yi bitirip Bina kitabına gelince işler iyice zorlaştı. Eskilerin: “Bizim oğlan bina okur, döner döner bi daha okur.” özdeyişinin ne anlama geldiğini bizzat yaşayarak öğrenmiştim. Hiç unutmuyorum. Kalıpları ezberlerken şöyle bir ifade geçiyordu: “Bu fiil çoğu kere müteaddi, az kere lâzım olur.” Hocama müteaddi fiilinin ne olduğunu sordum. “Müteaddi fiil, mefulunbihsiz manası tamam olmayan fiildir.” dedi. Mefulunbih’in anlamını bilmediğim için sordum: “Mefulunbih nedir hocam?” Hocam: “Zamanı geldiğinde öğreneceksin, sen şimdilik böyle ezberle yeter!” dedi. Sonradan öğrendim ki, müteaddi “geçişli”, lazım “geçişsiz” fiil; mefulunbih de “nesne” imiş.
Öğretimde metodoloji (teknik) çok önemlidir. Metodolojinin bir kuralı şudur: “Bir bilinmeyeni açıklarken öğrencinin bildiği kelimeler kullanılmalıdır.” Kulakları çınlasın, hocam bilmediğim bir şeyi bana açıklarken bilmediğim başka bir kelimeyi kullanarak anlamamı zorlaştırmıştı. Hocama, anlamını bilmeden, böyle ezber yoluyla Arapçayı zor öğreneceğimi söylediğim zaman “Osmanlı medreselerinde yıllarca bu şekilde Arapça öğretmişler.” demişti.
Kur’an öğreticiliği yapan hocalarımız da okumayı ABC ile öğrenen ilköğretim çağındaki çocuklara Kur’an harflerini öğretirken bizim çocukluğumuzdaki metotla “elif üstün e, elif esire i” şeklinde öğretmiyorlardır inşallah. Diyanet İşleri Başkanlığının web sitesinde Kur’an Kursları ile ilgili açıklamaları okuduğum zaman çok sevindim. Hz. Ali Efendimizin “Çocuklarınızı içinde bulunduğunuz zamana göre eğitin.” sözü aklıma geldi.
İçinde bulunduğumuz çağ “bilgisayar ve uzay çağı” olarak isimlendirilmektedir. Bilgisayar ve bunun yan ürünü olan internet, eğitimin her alanına girmiş bulunuyor. Evlerimizde, çalışma masasının başında otururken, interaktif cd’ler ve internet yoluyla bilgiye ulaşmak artık çok kolay. Ders kitaplarının çoğu interaktif cd destekli. Öğrenci bir sonraki konuyu evde çalışıp kendini test edebiliyor. Ertesi gün hazırlıklı olarak okula gidiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığının Kur’an kurslarından sorumlu bölümü tarafından yapılan açıklamada Kur’an öğreticilerine pedagoji ve metodoloji dersleri verildiği, bilgisayar, projeksiyon ve diğer görsel araçları kullanma becerisi kazandırıldığı ifade edilmektedir. Öğrencilere daha fazla tatil yapma imkânı sağlamak için Kur’an kursları üçer haftalık üç kura ayrılmış. Böylece bir önceki sene kursa katılan ve elifbayı geçen öğrenciler elifba tekrarı yapmadan bir ileri kura yani Kur’an okumaya geçebilecekler.
Öğrencilerin Kur’an okumayı hatasız ve daha kolay öğrenebilmeleri için interaktif elifba cd’leri hazırlanmış, ayrıca kursa devam eden öğrencilerin Kur’an okumayı öğrenmenin yanı sıra dinlerini de öğrenebilmeleri için “Dinimi Öğreniyorum”, “Peygamberimi Öğreniyorum” ve “Kitabımı Öğreniyorum” adıyla üç kitaptan oluşan bir eğitim seti de eklenerek ülke çapındaki bütün Kur’an kurslarına gönderilmiş. İnşallah bütün camilerimize bu materyal ulaşmıştır.
EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE AMACIN ÖNEMİ
Öğretimden amaç, öğrenciye hedeflenen doğru davranışlar kazandırmaktır. Eğer öğrendiği şeyler günlük hayatına yansımıyor, ona yeni davranışlar kazandırmıyor ise, verdiğimiz emekler bir işe yaramayacaktır. İslâm dininin, diğer dinlere kıyasla, en belirgin özelliği hem uhrevî, hem dünyevî olmasıdır. Uhrevî hayatımızın iyi olması, dünya hayatımızın iyi geçmesine bağlıdır. Rabbimiz, peygamberler ve kitaplar göndererek dünya hayatını nasıl yaşamamız gerektiğini göstermiş. Okullarda verilen din dersleri ve ahlak bilgisi ile yaz tatilinde verilen Kur’an kurslarında öğretmenler ve öğreticiler verilen bilgilerin çocukların davranışlarına yansımasına özen göstermeli, onları bu yünde motive etmelidir.
Kur’an kursundan çıkan bir çocuk arkadaşıyla kavgaya tutuşuyorsa, yediği çikolatanın veya dondurmanın ambalajını çöp tenekesine değil de yere atıyorsa, yalan söylüyorsa, hayvanlara eziyet ediyorsa, komşunun bahçesinden meyve çalıyorsa, büyüklerine karşı saygılı davranmıyorsa verdiğimiz emekler boşa gitmiş demektir.
Kur’an öğreticileri çocuklara ders aralarında kısa hikâyeler okuyarak, çizgi film izleterek İslâmiyet’in güzelliklerinden olan doğruluğu, temizliği, dürüstlüğü, mertliği, çalışkanlığı, arkadaşlığı, sözünde durmayı, sır saklamayı, başkalarının ayıbını araştırmamayı, dedikodu ve lâf taşıyıcılığı yapmamayı telkin etmeli; güzel davranışlarda bulunan, derslerine çalışan öğrencileri ödüllendirmelidir.
Eğitimcilik yapan arkadaşlar çok iyi bilir; eğer öğrenci öğretmenini seviyorsa, dersini de seviyor. Başta aydınlarımız olmak üzere yetişkin insanların çoğunlukla Kur’an ve din hakkındaki bilgileri yazın camilerimizde verilen Kur’an kurslarına dayanmaktadır. Hocalarını sevmişlerse devam etmişler, Kur’an okumayı öğrenmişler; sevmemişlerse yarıda bırakıp Kur’an okumayı öğrenememişler. Hocadan dayak yiyenler camiye de küsmüşler. Bu gerçekten hareketle, Kur’an öğreticiliği yapan hocalarımız güler yüzlü, tatlı dilli, şefkatli, hoş görülü olmalı; çocukları dinden soğutacak sert ve kaba davranışlardan sakınmalıdır.
EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE PLANIN ÖNEMİ
İlköğretim öğrencisi oyun çağı çocuğudur. Uzun süre dikkat isteyen, monoton dersler onları sıkar. Pedagoji bilen öğretmenler ders planı yaparken çocukların oyun ihtiyacını da hesaba katar. Ders sürelerini kısa tutarak, aralarına kısa hikâye, şiir, müzik (ilâhi), çizgi film gibi aktiviteler koyarak dersleri sıkıcılıktan kurtarır. Gezi, piknik, kamp, spor (futbol, basketbol, voleybol, koşu, yüzme) ve bilgi yarışmaları gibi sosyal ve kültürel etkinlikler çocukların oyun ihtiyacını karşılar, sosyalleşmelerini destekler.
Kuralsız oyun ve yarışma olmadığı için, çocuk oyun sırasında kurallara uymayı öğrenir. Futbol, basketbol gibi takım oyunlarında “biz bilinci” çok önemlidir. Takımın başarılı olması için her oyuncunun verilen rolü en iyi şekilde yerine getirmesi ve takım arkadaşlarına yardım etmesi gerekir. Topu santra çizgisinden alan, kimseye pas vermeden, kaleye kadar götürüp gol atmaya çalışan oyuncu, takım ruhu gelişmemiş bencil bir çocuktur. Bu çocuğu bir daha takıma almak istemezler.
Oyun ve yarışmalar ödüllü olursa, çocuklar daha hevesli oynar. Derslerde, oyunlarda ve yarışmalarda başarılı olan öğrencilere verilecek ödüller, piknik ve gezi masrafları maddi durumu iyi olan o bölgenin esnafı tarafından karşılanabilir. Bu tür masrafları karşılayana şimdilerde ‘sponsor’ diyorlar. Cemaatle ve esnafla diyalogu iyi olan kurs hocaları kolayca sponsor bulabilir. İnsanımız, namaz kılsın veya kılmasın, bu tür yardımlara açıktır.
Son yıllarda belediyelerimiz ve özel eğitim kurumlarımız da çocukların yaz tatilini eğlenceli ve faydalı geçirmesini sağlamak amacıyla öğrencinin ilgi alanına ve ailenin tercihine hitap edecek şekilde spor etkinlikleri, el sanatları, müzik, yüzme ve izcilik kampı gibi alternatifler içeren yaz okulları ve yaz kursları açmaktadır. Aileler kendilerine en yakın belediyeleri ve eğitim kurumlarını ziyaret ederek kurslar ve kamplar hakkında bilgi alabilir; çocukların Kur’an kursu dışındaki zamanlarını bu yaz okullarından birinde değerlendirebilir.
Anne babalar, çocukların yaz tatilini verimli ve faydalı geçirmesi için Kur’an kursu ve yaz okulu seçimi yaparken çocukları adına karar vermemeli; mutlaka onların görüşünü almalı; gerekirse kurslar ve yaz okulları çocukla birlikte ziyaret edildikten sonra birlikte karar verilmelidir.
Yaz tatilinin çocuklar için dinlenme ve eğlenme amaçlı olduğu unutulmamalı; okul zamanındaki gibi yoğun ve yorucu bir tatil programı yapmaktan kaçınmalıdır.