TR EN

Dil Seçin

Ara

DENİZE Mİ DÜŞTÜNÜZ?

Araba Sevdası adlı eserin yazarı Recaizade Mahmut Ekrem, Sarıyer'de oturan Paşazade Sait Bey'i ziyaret etmek ister. Sandalla sahile yaklaşırken oradan geçen bir vapurun dalgasından sırılsıklam olur. 

Misafirini karşılayan Sait Bey:

''Beyefendi denize mi düştünüz?'' diye takılınca Recaizade Mahmut Ekrem cevap verir:

''Hayır efendim, deniz bana düştü.''

 

***

 

VASİYETİN VAR MI?

Ağır bir hastayı ziyarete gelip, saatlerce oturan birisi, tam kalkıp gideceği sırada hastaya sormuş:

''Kardeşim, bir vasiyetin var mı?''

Hasta zar zor konuşmuş:

''Evet.'' demiş.

''Nedir?''

''Hasta ziyaretlerini kısa tut emi...''

 

***

 

HACERÜL-ESVETİ GÖRDÜN MÜ?

Adamın biri hem mübalâğacı imiş, hem de yalan doğru konuşurmuş sürekli. Her ortamda bir palavra savururmuş.

Bir gün hacca gittiğinden, Mekke'yi, Medine'yi dolaştığından bahsetmiş. Mecliste bulunan şakacı biri yavaşça sormuş:

''Sen o zaman Hacerül-esveti de gördün öyle mi?''

''Evet gördüm elbet.''

''Eee nasıl bir zat imiş o Hacerül-esvet?''

Adam cevap vermiş:

''Nasıl olacak, ak sakallı bir piri fani.''

 

***

 

İNSANLARIN İTİRAZI BİTMEZ

Hasan Basri Hazretlerine sevenleri sordu:

''Bütün Müslümanlar senden ilmi meseleler sorup öğrendikleri halde, huzurundan çıktıktan sonra yine de itiraz eden, aleyhinde konuşan oluyor, bu nedendir?''

Bu soruya şu cevabı verdi:

''İnsan, her şeyin yaratıcısı, her iyiliğin hakiki sahibi Allah-ü Teala'ya bile nankörlük edip, bazen de itiraz ediyorlar; benim sözlerime mi itiraz etmeyecekler.''