Uzaklara baktığımda, uçsuz bucaksız yaylalar ufka kadar uzanıyordu. Karşımdaki yaylada ise binlerce koyundan oluşan sürü yayılmış otluyordu.
Çoban da sürünün başında; etrafında on kadar kocaman kangal kırması köpek adeta kuş uçurtmuyorlardı.
Ben o gün gezgindim. Varıp çobanla sohbet edeyim diye niyet etmiştim.
Köpeklere karşı da elimdeki kavrulmuş sağlam kızılcık değneğine güveniyorum.
Yürüye yürüye sürüye yaklaştım. Köpekler birden bana koşup saldırdılar… Kıyamet koptu adeta. O an anladım güvendiğim sopanın ne kadar faydasız olduğunu…
Allahtan ki, çoban yukarıdan bir ıslık çaldı, köpekler hemen durdular. Onlara seslendi:
“Dönün geriye!”
Hepsi yerlerine gittiler.
Çoban yanıma geldi. “Aman arkadaşım! Böyle habersiz sürüye yaklaşılır mı?” dedi, “Bizi vahşi hayvanlardan ancak bunlar koruyor... Onları durdurmasam, seni parça parça ederlerdi...”
…
Toplumlar da böyle değil mi… Askeri, polisi olmasa ard niyetlerle yaklaşanlara gün doğar.
Bu vesileyle bizi ve devletimizi korumak için gayret eden tüm görevlilerimize hayır dualarımızı; şehit olan kardeşlerimize de gönül dolusu fatihalarımızı yollayalım…