TR EN

Dil Seçin

Ara

Kargalar / Bir Hatıra

Küçüklüğüm köyde geçti. Köyümüzün üst taraflarında bir çamlık vardı. Koyunlarımızı bu çamlığın etrafında otlatırdım. Kargalar da bu çam ağaçlarında yuva yapar yavru büyütürlerdi.

Bu yuvaları ve içindeki yavruları hep merak ederdim. Bir gün hevesimi yenemedim ve başladım ağaca tırmanmaya; derken zor da olsa yuvaya ulaştım. Yuvada tüysüz, gözleri kapalı dört tane yavru vardı. Ben yuvaya yaklaşınca dördü birden ağızlarını yukarı doğru kocaman açtılar. Belli ki, analarının yiyecek getirdiğini sanmışlardı.

İşte tam bu sırada olanlar oldu. Bir karga beni görmesiyle birlikte başladı bağırmaya. Nereden geldilerse, yüzlerce karga üstüme üşüştüler, kıyamet koptu sanki. Çok korkmuştum… Ağaçtan bir çırpıda inip, değneğimi kaptığım gibi kaçmaya başladım. Ama kargalar peşimi bırakmıyorlardı. Ben de elimdeki değneği rastgele savurup korunmaya çalışıyordum. O sırada sopa bir kargaya denk geldi ve o yere düştü. Böyle kaçıp kurtuldum. Ortalık sakinleşince gidip baktım ki, sopayla vurduğum karga ölmüş.

O an kalbim sızladı. Bu karganın da yavruları olabilirdi ve açlıktan öleceklerdi… Bu üzüntüyle, annesi gelmeyen bir yuva var mı diye günlerce ağaçları takip ettim. Ama koca ormanda annesiz yuvayı nasıl ve nerede bulacaktım!..

İnanır mısınız; bu suçluluk duygusuyla yıllarca yüreğim yandı. Çocukça bir merak, vicdan azabına dönmüştü…

Ancak bir yandan da bu olay bana ders oldu ve işin sonunu düşünerek adım attım hep… Çünkü gördüm ki; insan bir hevesle bir şey yapar, ama sonra ömrünce yüreği yanar…