Geceleri yeteri kadar dinlenip uykunuzu alıyor musunuz? Peki uyku eksikliğinin zannettiğimizden çok daha fazla olumsuz etkilerinin olduğunu biliyor musunuz? Bu yazımızda uyku ihtiyacımızı ve bunun yoksunluğu durumunda ortaya çıkabilecek problemleri inceleyeceğiz.
Siz de uykusuzluğu ciddiye almayanlardan olabilirsiniz. Oysa yeteri kadar uyuyamamanın birçok ciddi sonuçları var. Bu yüzden öncelikle en somut etkilerin görüldüğü günlük hayatınıza bir göz atalım; sonra da sağlığımızla alakalı aylar, yıllar boyunca sürebilen uzun vadedeki etkilerine bakalım.
Ne Kadar Uyumalı?
Önce uyku eksikliğinin ne anlama geldiğinden bahsedelim. Çoğu yetişkinin her gece ortalama 6 ilâ 8 saat uykuya ihtiyacı vardır. Eğer, genelde 6 saatten daha az uyuyorsanız, siz de uyku eksikliği probleminden muzdarip olmaya başlıyorsunuz demektir. Uyku eksikliğinin beynimizde düzgün düşünebilme ve karar verebilme kabiliyeti üzerinde ciddi etkileri vardır. Yeterli miktarda uyumazsak, düşünmemiz daha yavaş olur, karar vermede zorluklar yaşarız. Daha çok hata yaparız ve bir şeyleri hatırlamakta da sıkıntı çekeriz. Yani temel olarak uyku eksikliği, hafızamızla, karar vermeyle, düşünmeyle ilgili her şeyi etkiler. Son araştırmalar gösteriyor ki, yetişkinlerin %40’ı geceleri 6 saatten az uyuyor. Bu da demek oluyor ki, her 10 kişiden 4’ünün uyku problemi var.
Yeterince uyuyamamanın bünyemize olumsuz etkileri vardır. Örneğin, hayatınızda okuldaki önemli bir sınav için bütün gece uykunuzdan feragat ettiğiniz olmuştur. Oysa araştırmalar, yeni bir bilgiyi hatırlamamız için öncelikle uyumamız gerektiğini gösteriyor. Ne kadar ilginç değil mi? Uyku zihnimize yardımcı oluyor. Yani, uyuduğumuz zaman uzun süreli hafızamızı toparlayıp güçlendirmiş oluyoruz. Yeterince uyuyamadığınız takdirde ise, öğrenme daha zor gerçekleşiyor.
Bazı çalışmalar, öğrencilerin uyku miktarı ile sınavlarda aldığı notlar arasında bir bağ olduğunu ortaya koyuyor. Daha az uyuyan öğrenciler düşük not alıyor!
Uykusuzluğun Hayata Etkileri
Şimdi de iş hayatını ele alalım. İş sahasında da uykusuz kalmış çalışanlar, birçok iş kazasına neden olurlar. Mesela doktorlar hastanede uzun çalışma saatlerine ve gece nöbetlerine katlanmak zorundadır. Bir araştırma, 30 saat mesai yapıp gece hep uyanık kalan doktorları ele aldı. Sonuçlar gösterdi ki, bu yorgun doktorların hata yapma ihtimali, yeterince uyuyup normal mesai yaptıkları zamana kıyasla yedi kat daha fazla. Düşünebiliyor musunuz? Tam yedi kat! Bu hatalar, insanların sakat kalmasına, hatta ölümlerine bile sebep olabiliyor.
Uykusuz kalmanın anî etkilerinin çokça görüldüğü bir başka yer ise yollar, yani trafik. Amerika’da meydana gelen trafik kazalarının %20’sinin yorgun sürücülerden kaynaklandığını biliyor muydunuz?! Bu, her yıl fazladan ortalama 1500 kişinin ölmesi ve 7000 kişinin de yaralanması demek! Bu kazaların çoğu sürücülerin birkaç saniyeliğine uyuyakalması, yani anlık uyku nedeniyle oluyor. Bu sürücüler, görünürde uyanıktılar, gözleri açıktır ama beyinleri uykudadır. Etraflarındaki hiçbir sesi duymazlar, hiçbir şeyi görmezler. Bu uyku, sadece birkaç saniye süren bir uykudur. Ama bu “birkaç saniyecik” bile, kırmızı ışıkta geçmek, yoldan çıkmak veya bir arabaya çarpmak için yeterince uzun bir süredir. Görüldüğü gibi, uykusuz kalmış bir insan sadece kendine değil, diğer insanlara da zarar vererek kul hakkına girmiş oluyor.
Sağlık Ve Uyku
Bu bahsettiklerimiz, aşırı yorgun olduğumuzda bir şeyler yapmaya çalışmamızdan kaynaklanan anî ve günlük problemlerdir. Uykusuz kalmanın bir de özellikle sağlığımızı ilgilendiren uzun süreli sonuçları vardır. Örneğin az uyumayla çok kilo alma arasında bir bağ vardır. Çalışmalar gösteriyor ki, az uyuyan insanların aşırı kilolu olma olasılığı daha yüksek. İnsanlar yorgun olduklarında, yeterince dinlendikleri zamanlara göre daha çok acıkıyorlar ve daha çok yemek yiyorlar. Uzun süre uyanık oldukları için de yemek yemeye daha çok vakit ayırıyorlar. Tüm bunlar kilo artışına neden oluyor.
Bununla birlikte, az uyuyan insanlar daha çok hasta olup, çok ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Bir araştırma, 5 saatten daha az uyuyan kadınların kalp problemleriyle karşılaşma olasılıklarının, 8 saat uyuyanlara göre %40 daha fazla olduğunu gösteriyor. %40, oldukça büyük bir risk!
Uykusuzluğun Etkilerine Karşı Uyanık Olun
Uykusuz kalmanın en korkutucu yanı ise, birçok insanın bu tehlikenin farkında bile olmaması. İnsanlar yorgun yorgun işe gitmeye veya uykusuz hâlde araba kullanmaya devam ediyor. Ve zaman geçtikçe uykularını tam alamadıklarından dolayı ciddî sağlık problemleriyle karşılaşabiliyorlar. Ama sorunun farkında değiller.
Elbette bu yazıyı, ahiret için çalışmak üzere yaratılan insana, şu kısacık ömür sermayesini uyuyarak geçirip, onu heba etmesini teşvik edelim diye kaleme almadık. Ancak insanın yaşayabilmesi belli kurallara bağlıdır ve onun zorunlu ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların ne israf ne de cimrilik etmeden gereken miktarda karşılanması lazımdır. Ayrıca bedenimiz Rabbimizin bize emaneti olduğu için de ona karşı yükümlülüklerimiz vardır. Bu emanet bedenimize karşı görevlerimizi yaptığımızda ise hem emanete zarar vermemiş, hem de belirttiğimiz gibi kul hakkına girmekten korunuruz.
Yine de rahata ve tembelliğe düşkün ve kendini salmak için bahane arayan nefse karşı yazımızı Bediüzzaman’ın şu güzel ve etkili sözüyle bitirelim:
“Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur.” (Şualar, 184)
Kaynak: Contemporary Topics 1, Pearson Longman, 2009.
***
Peygamber Efendimiz (asm) Nasıl Dinlenirdi?
Peygamber Efendimizin (asm) uyku âdeti; sağ tarafına uzanıp, yüzünü de sağ avucunun içine koyduktan sonra, uyuyuncaya kadar dua ve zikirle meşgul olur; günlük hayatının muhasebesini yapar, uykuya tefekkürle girerdi.
Önce sağ yanına dönmeyi adet edinenler, sonra sola dönünce sünneti bozmuş olmazlar. Arka üzeri yatmanın sağlıklı olmadığını bildiren bazı âlimler, yüzükoyun yatan bir adamı da Rasulullah’ın (asm) uyarıp o şekilde yatmasına müsaade etmediğini kaydederler.
Sağ yanına yatmanın bir hikmeti de şudur: Kalbimiz sol yanımızdadır. Sol yan ve karın üzerine yattığımızda uyku halinde kalbe baskı yapmış oluruz. Sıkışan ve rahat çalışması engellenen kalp, bizi rahatsız edebilir. Sabahleyin dinlenmiş olarak değil, yorgun uyanırız ve bu yorgunluk gün boyu bütün işlerimizi, verimliliğimizi engeller. (Genç Beyin, sayı: 118, s. 46, 59.)