TR EN

Dil Seçin

Ara

Aile İçi Şiddete Karşı Bediüzzaman'ın Müsbet Hareket Metodu

Müsbet hareket, Cenab-ı Hakk’ın koyduğu sosyal bir kanunun uygulanmasıyla alâkalı Nebevî bir metoddur.

 

Bediüzzaman’ın bilhassa ikinci Said dönemindeki zor şartlarda daha ziyade uygulayıp, pekçok derslerinde ve Ankara’da verdiği son dersinde talebelerine ısrarla tekrarladığı ‘müsbet hareket’in ne demek olduğu, ilgili kaynaklarda geniş şekilde açıklanmaktadır. Müsbet hareket aslında, Cenab-ı Hakk’ın koyduğu sosyal bir kanunun uygulanmasıyla alâkalı Nebevî bir metoddur. Peygamberimiz de, Mekke döneminde 13 yıl boyunca bu metodun uygulanmasının en bâriz misalini hem kendisi vermiş, hem de mü’minlere tavsiye etmiştir.

Aile içi şiddet, felsefî ve Nebevî açıdan bazı farklarla tarif edilmektedir; aile fertlerinin birbirlerine karşı hadlerini aşan ve zulüm sayılabilecek tüm söz ve davranışları, aile içi şiddetle ilgili her iki açıdan yapılan tariflerin, ortak yönlerini teşkil eder.

Bediüzzaman’ın müsbet hareketten bahsederken, cihadın dahilde ‘cihad-ı maneviye’ şeklinde olması gerektiğine dair sözlerindeki ‘dahil’ kelimesinin, sadece ‘ülke dahili’ olarak değil; cemiyetin en küçük birimi olan ‘aile dahili’ için de söylenmiş kabul edilmesi, aile içi şiddete karşı mühim bir tedavi reçetesi teşkil edebilir.

Aile içindeki manevî cihad ise, ailenin tüm fertleri için yapılabilecek ‘aile içi eğitimle’ vahye dayalı hakikat dersleri verilerek en iyi şekilde yapılabilir; çünkü asıl meselelerle ilgili cehalet bütün kötülüklerin başıdır ve mahiyet itibariyle her şey ilme bağlıdır.

Adalet, bütün mevcudatın temel prensiplerinden biridir. İnsanın kendisine verilmiş akıl ve cüz’î iradesiyle dünyada tabi tutulduğu büyük imtihanının en mühim ve en başta gelen mevzularındandır. Bediüzzaman doğrudan adalet ve onun tecellî şekilleriyle ilgili derslerinde, insanlarda adalet duygusunu yerleştirip, küçük de olsa hiçbir hakka tecavüz etmemek hassasiyetini güçlendirmesiyle, adalete zıt olan aile içi şiddete karşı onları techiz etmektedir.

Bediüzzaman’ın, “İsm-i Rahîm ve ism-i Hakîm’e mazhariyetin cilveleri” olduğunu Mektubat adlı eserinde bahsettiği Risale-i Nurlar’a iyi bir talebelik hali, aile içi şiddetten çok tesirli bir şekilde alıkoyar; aynı eserindeki mesleğinin esasını teşkil ettiğini söylediği “acz, fakr (Allah’a karşı), şefkat ve tefekkür” dersini iyi almış ve hayatına tatbik etmiş olan talebeleri de, aile içinde şiddeti ve o şiddeti davet eden halleri göstermez.

Aile içi şiddet, sabır ve müsbet hareket arasında yakın ilişki vardır ve aile içi şiddet, ekseriye sabrın tükenmesiyle meydana gelir. Bediüzzaman, Lem’alar adlı eserinde sabır kahramanı Hz. Eyyub’un (a.s.) kıssasından bahisle, maddî musibetlere karşı sabırla müsbet hareketin dersini vermekte, asıl ve muzır musibetin dine gelen musibet olduğuna, dine gelen musibetten Dergâh-ı İlâhiye’ye iltica etmek gerektiğine dikkat çekmektedir.

Bediüzzaman, Lem’alar adlı eserindeki Yirmidördüncü Lem’a İkinci Nükte’de ise, hem aile içi şiddete maruz kalmamak ve onu gidermekte fenalığa karşı bile iyilikle mukabelede bulunmak, hem dünya ve âhiret saadetini kazanmak ve hem de yaradılıştaki ulvî seciyelerini inkişaf ettirmek için, kadınların daire-i İslâmiye içindeki terbiye-i İslâmiye’ye sarılmalarının faydasına iki sayfa içerisinde üç defa tekrar ile vurgu yapmaktadır.

Bediüzzaman, Mektubat adlı eserinde Dokuzuncu Mektupta, Yirmibeşinci Mektup’ta ve Sözler adlı eserinde Otuzikinci Söz’de, insanın yaradılışında, içine Allah tarafından konulmuş muhabbet, aşk gibi hislerin kimlere karşı ne şekilde kullanılması gerektiği, bunun aksine hareketin dünyadaki cezası olarak bazen zulüm içinde adaletin de tecellî edebileceği hakkındaki dersler de, aile içi şiddetle ilgisi kurularak ibretle mütalaa edilebilir.

Aile içi şiddetin en tehlikelisi ve zararlısı, aile içinde evlatların ebeveynlerine karşı şiddetidir. Bediüzzaman, Mektubat adlı eserinde Yirmibirinci Mektup’ta ebeveyne aile içi şiddet sayılmayacak tarzda hareket edilmesinin büyük lüzumuna dikkati çekmektedir.

Bediüzzaman, evli kişilerde aile içi şiddetin de dahil olduğu bütün olumsuz hallere karşı ise, “Emirdağ Lahikası-2”, “Hanımlar Rehberi” ve “Bediüzzaman Cevap Veriyor” kitaplarında, evleri “Dershane-i Nuriye” haline getirmeyi temel çözüm olarak göstermektedir.