TR EN

Dil Seçin

Ara

Bu Dönüş Nereye?

Bu Dönüş Nereye?

Yaratılmışları incelediğimizde karşımıza hep bir döngü veya bir çevrim çıkıyor. Bu döngüler de ya maddi bir merkez etrafında ya da manevi bir hedef çevresinde oluyor. Mikro ölçekten makro ölçeğe kadar bu böyle.

Anlatmak istediğimizi birkaç örnekle hayale yaklaştırmak gerekirse:

Bir atomda elektronlar, çekim gücünün etkisiyle çekirdeğin çevresinde dönüyorlar. Kendilerine verilmiş görevi yerine getiriyorlar.

Ay Dünya’nın, Dünya Güneş’in etrafında döndüğü gibi; gezegenler, sistemlerinin merkezindeki yıldızların; sistemler, galaksilerinin merkezlerinin etrafında dönüp duruyorlar.

Halley gibi, ilk bakışta dümdüz ilerliyor gibi bir izlenim veren bazı kuyruklu yıldızlar bile uzun zaman aralıklarıyla Dünya’mızı ziyaret ettiklerine göre, onlar da bir yörüngeye sahip ve o yörüngede dönüyor.

Bunlar bir cazibe merkezi çevresinde dönen mahlukata örnekti. Bir de bir amaç etrafında dönen mahlukat var. Bunu yörünge etrafında dönmek değil de halden hale dönüşmek olarak tarif etmek daha doğru.

Mesela su çevrimi. Suyun buharlaşıp bulut olması, tekrar suya dönüşüp geri gelmesi dünya kurulalı beri devam eden bir döngü.

Ya da azot çevrimi. Su çevriminden biraz daha çetrefilli bir döngü olmakla birlikte azot çevrimi de dünya var olalı beri devam eden bir döngü.

Her iki döngü de hayat merkezi etrafında irade edilmiş döngüler. Yani hayatın devam etmesi için dönüp duran ameleler.

Yukarıda saydığımız tüm bu döngüler, Küllî İrade (Allah’ın her şeyi kuşatan iradesi) tarafından kendilerine verilmiş görevler çerçevesinde çalışan sistemler. İnsan cüz’i iradesi ile parmak karıştırmadıkça da mükemmel çalışıyorlar.

•••

İnsanlık tarihi boyunca geliştirilen araçlarda da döngünün ne kadar çok kullanıldığını örnekleyelim:

Belki insanın ilk icadı olan tekerlek. Döngünün bir amaç için kullanıldığı ilk araç.

Sonra pek çok el aletleri de bir merkez etrafında dönmek suretiyle işlevlerini yerine getiriyor.

Hayatımızın her yerinde var olan motorlar. Bir merkez etrafında dönme hareketinin çeşitli mühendislik numaralarıyla başka hareketlere dönüştürülmesi.

•••

Bazen de dönüşler manevi yörüngeler üzerinde olur.

Tavaf gibi.

Elinde ciğer torbasıyla kedileri beslemeye giden yaşlı teyzenin etrafında kedilerin nasıl döndüğünü görmüşsünüzdür. İşte tavaf da bir anlamda müminlerin Allah’ın (cc.) evi etrafında öyle dönmesi. O evin sahibinden gelecek af ve inayetlere ne kadar muhtaç olduğunu ev sahibine göstermesi…

Buraya kadar maddi veya manevi bir merkez etrafında, fiilî veya halî döngülerden bahsettik. Bir de ruhî döngüler var.

İnsan ruhunun, hayatının merkezine koyduğu bir Kâbe etrafında dönmesi.

Bu çerçeveden bakınca insanlar adedince Kâbe çıkıyor karşımıza.

Kimi için arabadır mesela. Dünyası arabalar etrafında döner.

Kimi için şöhrettir. Şöhret olabilmek yolunda harcar ömrünü.

Kimi için mal, kimi için para, kadın, servet…

Makam, mevki, saygınlık…

Bu listeyi dünyada yaşayan insanlar adedince uzatabiliriz.

Rabbimiz tarafından, bir hikmete binaen içimize yerleştirilmiş olan nefsimiz, sürekli bir şeylerin yörüngesine sokmaya çalışır bizi. Genellikle de bu şeyler, ölene kadar etrafında dönülecek ama ne kadar boş oldukları ölürken anlaşılacak şeyler olur.

Azrail’le göz göze gelince anlar insan, nefsinin yörüngesinde gidenin öteye götüreceği şeyin, kendi cehennemini tutuşturacak kor olduğunu.

Aslında, Azrail’i (as) görmeden önce de mutlu olamaz. Çünkü nefsinin belirlediği yörüngede dönen asla hedefine ulaşamaz. O hedef hep ondan kaçar.

•••

Kısaca; nefsini Kâbe yapan her iki cihanda da mutlu olamaz.

Çünkü insan ruhunun Kâbe’si, dünyanın Kâbe’sinin de ev sahibi olan Zat olmak gerektir.

Zira “Kalpler ancak Allah’ı (cc) anmakla tatmin olur.” (Ra’d Suresi 28. ayet)

Ruhlarımızı doğru yörüngelere oturtmak duasıyla.