Burası dünya!.. Burada hayır-şer, iyi-kötü, nimet-musibet, iman-küfür, saadet-felaket iç içe… Çünkü dünya bir tarla, dünya bir eğitim yeri. Burada gayret lazım, bilenle bilmeyenin, hayırlı ile şerlinin ayrılması için bunların karışık olması lazım; sınav sorularının şıklarında doğru ile yanlışın karışık olduğu gibi…
Her ne kadar binlerce ev yapılır bahsedilmez de yıkılan bir ev haberi ayyuka çıkarılır; binlerce sağlıklı doğum görmezden gelinir de, bir sakat doğum her bültende ezberletilir… Depremsiz yıllar değil de birkaç dakikalık deprem konuşulur. Sağlıklı yıllar değil de hasta olunan birkaç gün konuşulur…
İşte böyle nazarların hazırladığı haberlerden bol bol deprem, virüs, salgın, çığ, sel, ölüm haberlerini nefesimizi tutarak izliyoruz…
…
Geçenlerde de bir son dakika haberi gördüm. Bir cümle dikkatimi çekti: “Her an, her şeye hazırlıklı olun!”
Habere göre ünlü tiyatro ve sinema oyuncularından biri vefat etmişti. Tıklayıp haberin içeriğini okumaya başladım. Vefat eden oyuncu bir süredir ciddi bir hastalıktan muzdaripmiş. Doktorlar birkaç gün önce ailesine “Her an, her şeye hazırlıklı olun!” demiş.
Bu söz düşündürdü beni:
Her an, her şeye hazırlıklı olmak.
Elbette ki bu sözü söyleyen doktor sadece hastayı kastederek konuşmaktadır ve aslında kastettiği “her şey” değil “bir tek şey”dir. O da hastanın ahirete intikalidir. Yoksa o “her şey”in içinde hastanın iyileşmesi yoktur, kendisine hitap edilenin başına gelebilecek pek çok olaya karşı tedbirli olma çağrısı da yoktur. Hatta meselâ doktorun tayin olup gitmesi veya hastasından önce ahirete intikal etmesi de o “her şey”e dâhil değildir.
Özetle doktorun hasta yakınlarına söylediği “Her şeye hazırlıklı olun!” ifadesi aslında bir tek şeye hazırlıklı olmaya davettir: Ölüme. O da herkesin değil, hasta kişinin ölümüne.
Hâlbuki o an için ölüme hasta kişiden daha uzak gibi duran kişiler gerçekte ölüme uzak mıdırlar? Oysa kendisine hasta bir yakını için her şeye hazırlıklı olun denmiş kaç kişi o hastadan önce ahirete gitmiştir!
…
Gelelim meselenin başka bir boyutuna:
Ölüme hazırlık nasıl yapılır?
Evet, ölüm ve ahiret hayatı için hazırlık konusunda pek çok şey biliyoruz ama soru “Başkasının ölümüne nasıl hazırlanılır?” olunca öylece kalakalıyoruz. Çünkü ölüm ve ahiret için herkes, ancak kendi hazırlığını yapabiliyor. Başkaları için olsa olsa ikaz, bilgilendirme ve teşvik yoluyla etkili olabiliyoruz ki hakkında “Her şeye hazırlıklı olun!” denmiş kişi için bunların hiç biri artık uygulanabilir değildir.
Hasta kişi elinde imkânı varken bu hazırlığı kendisi yaptıysa ne âlâ! Yok, yapmadıysa o saatten sonra yakınlarının çok da yapabileceği bir şey yoktur.
Neyse ki, doktorlar da bu ifadeyi bu anlamda kullanmazlar. Onların kast ettikleri mana: “Kısa bir zaman sonra bir yakınınız vefat edecek. Şimdiden ufak ufak üzülmeye başlayın, sonra birden bire çok üzülüp şoka falan girmeyin!” şeklindeki alıştırma sürecidir.
…
Her neyse! Bu haberi okuduğumda beni üzerinde düşünmeye iten mana bunların hiç biri değildi. Her ne kadar ne doktor ne de hasta yakınları bu ifadeye bu anlamı yükleseler de “Her an her şeye hazırlıklı olun!” ifadesini benim gibi bir haber sitesinde gören için gerçek anlamında algılanabiliyor.
Acaba biz her an her şeye hazırlıklı mıyız?
Meselâ hakkımızda “Her an her şeye hazırlıklı olun!” denmesine ne kadar hazırlıklıyız?
Ya sonrasına?
Hazırlığını sadece kendimizin yapabileceği yolculuk için bir hazırlığımız var mı yoksa doktorların bizim hakkımızda “Her an her şeye hazırlıklı olun!” diyeceği kimselerin son dakikada bir şeyler yapabileceği—boş—hayali ile mi geçiriyoruz günlerimizi?
Bir başkası için söylenmiş “Her an her şeye hazırlıklı olun!” ifadesini, bizim için de her an sevdiklerimiz “hazırlıklı olmak” zorunda kalabilir diye sahiplenenimiz var mı?
Ve kendimiz hakkında her şeye hazırlıklı olmamız için ne kadar hazırlık süremiz kaldığını biliyor muyuz?
Haberde adı geçen sanatçı artık ahirete intikal etti. Ne kadar hazırdı ne kadar değildi ben bilemem. Ancak bundan sonra hazırlık anlamında yapabileceği bir şey yok.
Bununla birlikte şu satırları okuyabilen herkesin hazırlıklı olmak adına yapabileceği çok şey var.
Çünkü! Yaşıyor olmak en büyük fırsattır...