Meleklerin Secdesi
Bir yanda Peygamber Efendimiz (asm) ve ona vahiy getiren Cebrail... Onların hemen…
Ara
Merhaba değerli dostlarımız,
Yakın zamanda yaşanan ve art arda gelen olaylar, hepimizi üzdü. Bazılarının kafası hâlâ karışık. Oysa bu asrın başında, “Milletin kalb hastalığı zaaf-ı diyanettir. Bunu takviye ile sıhhat bulabilir.” (Divan-ı Harb-i Örfi, 63) diyen Bediüzzaman ileride gelecek olan tehlikenin de adresini göstermiş oluyordu. Kalpler boşaltılıyor, dikkat!
Can çekişen Batı medeniyeti içerisinde doğan türlü türlü hastalıklar, bilim, sanat, eğitim, modernite adı altında bize de boca edildi. Hakikatten uzaklaşan insanların ruh dünyasının sonunda gelip toslayacağı yer belliydi. Bu arada fitne ve fesat şebekeleri ellerinden geleni ardına koyarlar mı? Ama biz de bu yaşananlardan payımıza düşen dersi almalıyız. Ailemize, evladımıza ve en yakınımızdan başlayarak diğer insanlara ne kadar sahip çıkabildiğimizi ve elimizdeki hakikatlerden onlara ne kadarını ulaştırabildiğimizi sorgulamamız gerekiyor.
“Çocuğun adı konulunca çağırılması kolay olur.” demiş atalarımız. Muhterem Mehmed Kırkıncı Hocamızın kapaktaki ifadesi de bu durumu özetler gibi:
“Gençliğin kalbi, bir bahçe gibidir. Bakılırsa orada lâleler, güller biter; bakılmazsa, zararlı otlar biter.”
Kaosun, anarşinin başladığı yer de burası işte. Sadece akılla olmuyor. Gıdasız kalan kalpler, kabına sığmıyor, taşıyor. Allah’tan ve ebedi hayat müjdesinden mahrum bırakılan kalpler gerçeği arıyor.
Zafer dergisi olarak biz tam 37 yıldır istikbalde başımızı ağrıtacak bu hallerden nasıl kurtulmamız gerektiğinin hem çarelerini hem de tedavi yollarını göstermeye çalıştık her sayımızda.
Zaman, ahir zaman. Bediüzzaman Hazretleri ahir zamanda en dehşetli fitnenin kadınlar ve gençler üzerinden kurgulanacağına dikkat çekiyor. Kaç asırdır idrakimize giydirilmeye çalışılan “izm”lerden deli gömleklerinin işi bitti. Ama saçtığı tohumlar, bozduğu kalpler ve onların tahribi, bitmedi, bitmeyecek. Birçok Batılı düşünür, Avrupa medeniyetinin tükenişinin işaretlerini daha bu asrın başında vermiştir. Bu konudaki en harika tahlilleri, Bediüzzaman Hazretleri’nin On Yedinci Lem’a (Zühre) adlı eserinden okuyabilirsiniz.
Eli kolu bağlı duracak halimiz yok. Ateş düştüğü yeri yakar. Yaktığı yerden de her yana yayılmaya başlar. Bu yangından evlatlarımızı, yakınlarımızı ve gelecek nesillerimizi korumak da bizlere düşen bir görevdir.
Bediüzzaman Hazretleri Eşref Edip Fergan’ın kendisiyle yaptığı bir röportajda şunları söylüyor:
“Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa, İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesâimi teksif etmiş bulunuyorum.” (Tarihçe-i Hayat, 543)
Yaşanan olaylar, önce kendimizden, sonra aile fertlerinden başlayarak çevremize yepyeni bir gözle bakmanın ve duyarlılıkla yaklaşmanın önemini anlatıyor. Allah’ın bu şerden de büyük bir hayır çıkaracağını o zaman görmüş olacağız. Az hizmetin bile çok olduğu bir devirdeyiz. Güzel bir hareket başladı mı, güzel bir ses gibi yankısı da güzel oluyor.
Kalbi, ruhu aç olan insanımıza ve gençlerimize ulaşmanın yollarını bulmalıyız. Şefkatli bir dille ve arkadaşça yaklaşmamız gerekiyor.
Bediüzzaman’ın bakış açısına ihtiyacımız var:
“Kim olursa olsun, bütün gençlere karşı daima kardeş nazarıyla bakıyorum.” (Emirdağ Lâhikası, 411)
Şu sıralarda sosyal medyadaki kirliliğe karşı nasıl davranmamız gerektiği konusunda, Bediüzzaman’ın “Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz.” (Münazarat, 49) uyarısını da dikkate almalıyız:
“Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor.” (Münazarat, 48-49)
***
Evet, Zafer olarak biz de bu vesile ile gençlik konusunu kapağa çektik. Bunu izleyen ve bu konuyu tamamlayan konularla fikir bahçemizden bir demet gül takdim ediyoruz sizlere. Özellikle Muhammed Bozdağ, Metin Karabaşoğlu, Nevzat Tarhan, Kemal Sayar’ın bu bağlamdaki yazılarına dikkat çekiyoruz.
Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyor, her bir anının ve her bir gününün binler hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. Büyük bir fedakârlıkla yazılarını hazırlayıp bizlerle paylaşmaktan derunî bir haz duyan Zafer yazı ailesinin her bir ferdine de kalbî dua ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Rabbim ilham ve feyizlerini bereketli kılsın inşallah.
Bu ay sevdiğimiz iki insanı ahrete uğurladık. Biri nur hâdimi Nureddin Yaşar kardeşimiz, diğeri de yıllardır yazılarıyla ve düşünceleriyle Zafer’de büyük emekleri olan Sami Uslu Ağabeyimiz. Mevlâ her ikisine de rahmet eylesin. Dualardan unutmayınız. Özellikle Sami Uslu Ağabey’in gençlik yıllarımızda üzerimizdeki hakkını unutamayız.
Rahmet ayını ve tatil günlerini vesile kılıp okuyucularımızdan da abone konusunda bize yardımcı olmalarını bekliyoruz.
Bir yanda Peygamber Efendimiz (asm) ve ona vahiy getiren Cebrail... Onların hemen…
“Palyaço karidesleri, sadece denizyıldızları ile beslenen bir tür. Hayatta kalmak için sürekli…
Sınır koymak veya kendine sınır konulmasını istemek insana özgü bir durum... Şöyle…
Hayatın önümüze koyduğu apaçık bir gerçektir: Gülün dikeni olur, karpuzun çekirdeği vardır, baharın…
İSLAMİYETʼİ SEÇTİLER Diyanet İşleri Başkanlığının verilerine göre, son on altı ayda 726 kişi…
Pencerenizden izlediğiniz bahçenin çıplak toprağından ansızın bir yeşil sütun yükseliyor, dakikalar içerisinde…
UZAKTAKİLER Süfyan bin Uyeyne, “Neden hep uzaktakilere ilgi gösteriyor, camide bizimle pek…
“Peygamberimiz en üstün insan, hem de cennetlik. Şu halde niçin salâvat getiriyor,…
Kelebek etkisi fizik ve matematikte yıllardır iyi bilinen ve tabiattaki düzenin arkasındaki…
İnsan sahip olduğu maddi değerlere, bir süre sonra alışıyor. O maddi değerleri,…
Bir şeyin vücudu, bütün eczasının vücuduna vâbestedir (bağlıdır). Ademi (yokluğu) ise, bir…
Yıl 1963. Yer Londra. Ünlü boksör Cassius Clay, Avrupa şampiyonluğu maçı için…
Duyduklarından etkilenerek dış görünümüne biraz çeki düzen vermeye niyetlenen genç bir bayan,…
Bizler bedenimiz canlı tutulup çalıştırıldığı için görebiliyor, işitebiliyor, koku alabiliyor, yediklerimizi hazmedebiliyor,…
Kimsin sen? Sordun mu hiç kendine? Bu cevabı zor bir soru. Bir…
İnşaat sahasındaki genç ve güçlü bir adam, herkesi yenebileceğini söyleyip böbürleniyordu. Yetmezmiş gibi…
Kişilik; insanları birbirinden ayıran, kendisi ve çevredekilere bakış açıları, onlar ile kurabileceği…
İstihbahat uzmanı, öğrencilere sorgulama tekniklerini öğretiyordu. Kendi sorguladığı bir vakayı örnek olarak…
CEVAPLAR Okul yıllarında, mesela “Gözün yapısı ve işleyişi nasıldır?” diye bir soru…
Cenâb-ı Hakk’ın “Adl” isminin kâinattaki yansıması; ölçü, denge ve mizan olarak karşımıza…
Küçük bir çocuk, annesinin örgü şişi ile oynarken, annesi görmüş ve elinden almak…
Küçük çocuk ve annesi çok büyük bir mağazanın ‘Genç Odası Bölümü’nü dolaşıyordu.…
Aslında her insan bir yolcudur, bir seyyahtır, yani bir turisttir. Hani demiştik…
Kandiller kandillere; nurlu geceler, nurlu gecelere; mübarek günler, mübarek günlere ekleniyor. Gel…
Yazarımız Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı ile “Ramazan Ayı ve Orucun Hikmetleri” üzerine…
Paraşütle atlamaya hevesli bir adam, kendisine paraşüt almak için bir mağazaya girdi.…
Bir rüyâ gördü Nemrut: Yeni doğan bir yıldız, Aydınlığı semâyı bürümüş yaldız…
“Çocuğun okulundan ya da başka bir yerden ne zaman ki bir vesileyle…
Kur’an-ı Kerîm’in on sekizinci suresinde sözü edilen Ashab-ı Kehf kıssası ile, ölümden…
Her şeyin elektronlara dönüştürüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Çağın led ışıklarıyla, renkleriyle örtmeye…
Vücudumuzda pekçok organ vardır. Bu organlar bizim bilgimiz ve irademiz olmadan çok…
Haydin Oruca!... Haydin Oruca!... “Sen benim Rabb-i Rahimimsin; ben Senin aciz kulunum!”…
Yapman gereken hayırlı ve yararlı işleri yarına bırakma. Bir bakarsın, yarın olur…