TR EN

Dil Seçin

Ara

Eğitime Kimlik Kazandırma Ve Bilimlerin Dünyevileşme Problemi 3

Eğitime Kimlik Kazandırma Ve Bilimlerin Dünyevileşme Problemi 3

Bilimi aslî hüviyetine kavuşturmak ve verimli bir eğitim için ne yapmalı?

Bilimi asli hüviyetine kavuşturma

Bediüzzaman, ‘kâinatın’ anlaşılıp yorumlanmasına; buna paralel olarak da ‘bilimsel bilgi’ problemine çözüm getirmiş ve ‘gerçek bilgi’nin ve ‘doğru eğitim’in tarifini yapmıştır.

Bediüzzaman’a göre fen eğitiminin temel bir gayesi, insan için yaratıldığı ve tasarlandığı belli olan tabiatı doğru anlamak olmalıdır. İnsan her şeyden önce kainat kitabının bir okuru haline gelmelidir. Zaten Kur’an’ın ilk emri ‘oku’dur. Konuya bu açıdan bakınca fen bilimleri, Allah’a ve inanca ait gerçekleri tanımanın aracı haline gelir.

Fakat ateist bakışın hâkim olduğu mevcut bilim, kavram haritalarıyla insanların zihinlerini şekillendirdiği, metafizik âlemlere-algılara zihinleri kapadığı için, bu zihinleri asli yapısına kavuşturacak bir antivirüs programına ihtiyaç var. O program Risale-i Nur eserleri olabilir. Bu eserler antivirüs programı gibi çalışır ve şuur altına ve beyin korteksine yerleşmiş ‘bilimsel bâtıl düşünceleri’ siler süpürür.

 

Zihinleri ve eğitimi işgalden kurtarmalı

Bilimlerin kendi özüne ve asliyetine kavuşturulması ve dünyevîliğe/materyalizme alet olmaktan kurtarılması için okullarda ve ders kitaplarında acilen yapılması gerekenler var. Bunları yapmakla aynı zamanda okullarda eğitimi anlamlı ve verimli kılmanın yolu da açılacaktır.

 

Anlamlı ve verimli bir eğitim için neler yapılmalı?

(a) Varlıkların ve olayların kendilerinin ne olduğundan ziyade, fayda ve hikmet yönleri öne çıkarılmalı ve hayatla ilişkilendirilmesine dikkat edilmelidir.

(b) Fen dersleri aynı zamanda bir Türkçe dersi gibi ve sanat-tasarım dersi gibi ele alınmalıdır. Eğitimi boyunca öğrencinin evreni-tabiatı inceleme ve okuma yeteneğine kavuşturulması; bir ‘sanat okuru’ haline getirilmesi esas olmalıdır.

(c) Tabiat olaylarında, varlıklarda gözlenen tasarım, sanat, uyum-ahenk nazara verilmelidir.

d) Bilgi parçalar halinde verilmemeli, parçalar arasındaki ilgi ve bağlantılara sürekli dikkat çekilmelidir ki, olayın, resmin bütünü içindeki yeri ve işlevi görülebilsin; öğrencide bütüncül bakış gelişsin.. Ta ki malumat yerine, hikmeti ve hakikatı esas alan bilgi, ibret ve tefekkür bakışı ortaya çıksın.

e) Kutsal değerlere ilişkin algıların sosyal dinamizmin temeli olduğu dikkate alınarak, kültürel ve dini değerlerin harekete geçiriciliği eğitimde esas haline getirilmelidir.

Bilimin evrensel olduğu ama sonuçlarının milli olduğu gerçeğinden hareketle dersler ülke gerçekleri ile sürekli irtibatlandırılmalıdır.

Yeni eğitim yılının, öğrencilerimizin zihinlerinin ateist bakış açısıyla dumura uğramaktan kurtulduğu bir yıl olması dileğiyle…