TR EN

Dil Seçin

Ara

Kur'an'dan Çevre Dersi

Kur'an'dan Çevre Dersi

Kuran-ı Kerîm, insanları asırlar öncesinden çevre konusunda ikaz etmiş, dikkatleri çevre üzerine çevirmiştir. O bir fen kitabı değildir. Ancak fen bilimlerine ait temel hususlardan da bahseder. Onun çevre hakkında bildirdikleri zaman geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Hele insanlığı ve bütün dünyayı ilgilendiren meselelerde Yüce Kitabımızın söz söylememesi, tavsiyelerde bulunmaması düşünülemez.

Kirlenme, tabiî dengelerin bozulması, tür çeşitliliğinin azalması gibi onlarca sayabileceğimiz çevre problemleri, bu asırda meydana geldi ve olumsuz etkileri zaman geçtikçe daha da ağır hissediliyor.

Bu problemlerin, çok değil, yüz yıl önce pek farkında değildik. Bu son asırda teknolojinin hızla gelişmesi, insanın hayat tarzını da değiştirdi. Aşırı tüketimin teşvik edilmesi, israfı artırdı. İsraf ise, tabiî kaynakların aşırı sömürülmesine sebep oldu. Çok kazanabilme, rekabet edebilme gibi ekonomik kaygılar insanın çevreyi geri plana itmesine sebep oldu. Kısaca insan, kâinatta geçerli olan iktisat, adalet, temizlik gibi fıtrat kanunlarına riayet etmediğinden, günümüzün ağır çevre problemlerinin ortaya çıkmasına sebep oldu.

Çevre kirliliğinden ölümlerin ve ağır hastalıkların artması gibi ciddi bedeller ödeyince, konunun ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Zarar gördükten sonra çevreye olan hassasiyetimiz arttı. Oysa Yüce Kitabımız asırlar öncesinden çevre problemlerinin meydana gelmemesi için prensipler koymuş, ikazlarda bulunmuştur.

 

Her canlının önemli görevleri vardır

Çevre problemlerinin temel sebeplerinden birisi, insanın bencilliğidir. Menfaatimiz olan varlıklara değer verdik, doğrudan fayda sağlayamadığımız varlıkları ise, gereksiz saydık ve bunlara önem vermedik. Hâlbuki bugünkü çevreci anlayışa göre, tabiî dengelerin işlemesinde her canlının önemli görevleri vardır ve asla önemsiz değildir.

Yüce Kitabımızda her canlının Allah’ı zikrettiği belirtilir. Mesela bir ayette şöyle denir: “Göklerde ve yerde olan varlıkların, sıra sıra uçan kuşların Allah’ı tesbih ettiğini görmez misiniz? Her biri kendi niyaz ve tesbihini bilir.1 Yaratıcıyı tesbih ettiğine göre, her şey değerlidir, kutsaldır. Bundan dolayı canlı varlıkların rastgele veya zevk için öldürülmesi yasaklanmıştır. Bunu bilen İslam büyükleri, karıncaya bile ayak basamaz hale gelmişler, yürürken karıncaları ezmemek için özen göstermişlerdir. Bu çevreci yaklaşımı, günümüzde takdir etmeyen yoktur.

Yüce Kitabımıza kulak verip her canlıya Rabbini zikreden bir varlık olarak bakabilseydik, gereksiz yere, sanat harikası ve bilemediğimiz onlarca ve belki yüzlerce görevi olan canlıları yok edebilir miydik?

 

İsraf felakettir

Günümüz çevre problemlerinin diğer önemli bir sebebi de insanoğlunun tatminsizliği, hırsı ve israfıdır. İnsanın gereksiz yere harcamaları, eskiyi atması, hep iyiyi talep etmesi, israfı beraberinde getirmiştir. Böylece tabiî kaynaklar aşırı sömürülmüş, üretim artmıştır.

Kârlı üretim yapmak ve rekabet gücünü artırmak için de çevreye duyarlılık göz ardı edilmiş, atıklar şuursuzca çevreye bırakılmıştır. Bu da hava, toprak ve su kirliliğini beraberinde getirmiştir. Kirlenen ortamlardaki tabiî dengeler bozulmuş, dünyamızı şenlendiren bitki ve hayvan türleri kaybolmuştur. Daha hiç tanıyamadığımız, ismini bile koyamadığımız canlıların nesli tükenmiştir.

İşte şefkatli Rabbimiz çevre problemlerine maruz kalmamamız için Yüce Kitabında tekrar tekrar israftan kaçınmamızı emreder. Bu konuda birçok ayet olmakla birlikte bir ayette şöyle denir: “Yiyiniz, içiniz; fakat israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez.”2

Bu ferman dikkate alınıp israftan kaçınılsaydı, tabiî kaynaklar böylesine sömürülür müydü? Çevremiz bu kadar kirletilir miydi?

 

Kur'an'da çevre dengesi

Kuran-ı Hakîm’de çevre dengesi tanımlanır, bu dengede her varlığın önemli olduğu belirtilir. Bununla ilgili birçok ayet vardır. Mesela bir ayette; “Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.”3 buyruluyor. Bu ayetle sistemde manasız hiçbir şeyin olmadığı, her şeyin önemli olduğu vurgulanır. Son zamana kadar insanlarca değersiz, hatta muzır addedilen karınca, arı, sinek, örümcek gibi canlılara Kuran-ı Hakîm’de çok önem verilir. Hatta bu hayvan adları ile sureler bile vardır. Oysa tabiatta her canlının kıymetli olduğu, tabiî dengelerde önemli görevler ifa ettiği daha yeni sayılabilecek bir anlayıştır.

 

 

Kaynaklar

1. Nur, 41

2. Araf, 31

3. Kamer, 49