Âlemi bir Dest-i Kudret gör ne hâle çevirir,
Gâh “—Ol !..” der, yaratır; gâh zevâl’e çevirir!..
Tıfl’ı eyler de civân; sonra civân, pîr’e döner,
Bedr’eder önce meh’i, bedr’i hilâl’e çevirir!..
Âşık’ın gönlüne bin neş’edir ümmîd’i visâl,
Firkat endîşesi âh!.. şevk’i melâl’e çevirir!..
Bir Piyâde, sây ü himmetle Vezir’lik kazanır,
Rabbimiz, lûtf ile, noksân’ı kemâl’e çevirir!..
Kurcalar “gâibi”, asrî mütefennin, kâhin…
Tek “Kelâm”, her ilmi toptan kıyl ü kâl’e çevirir!..
Eşkiyâ, sûlh u salâh isteyerek bayrak açar,
Sözde İslâm adına, sûlh’u cidâl’e çevirir!..
Fitne Tayfunları soldursa da Gülzâr’ımızı,
Hâr-ı Zakkûm’u Hüdâ, Gonca-i Âl’e çevirir!..
Her nefes, bir tâze meltem üfürür rûhumuza,
Sırr-ı Tecdîd, eski ahvâl’i muhâl’e çevirir!..
Böyle sürmez!.. Kış’ın ardında Bahar var, Ebedî!..
“Nûr”, şu muzlim Gece’yi, Subh-i Cemâl’e çevirir!..
Yâ Muhavvil!.. Hâlimiz elbet Senin mâlûmun,
Rahmet’in ancak bu hâli, Hüsnü hâl’e çevirir!..