TR EN

Dil Seçin

Ara

Denge Şart!

Denge Şart!

Siyer ve tarih kitapları Peygamberi anlatıyor, anlatacak, anlatmalı. Fakat insani yönünü anlatırken semavi yönünü unutmamalı.

“Peygamberin yaşamını anlatan bir kitap okudum. Saygım azaldı... Tedirgin oldum biraz... Bizim gibi bir insan... Evleniyor, yemek yiyor, savaşıyor, alışveriş yapıyor falan...”

Evet, siyer ve tarih kitapları Peygamberi anlatıyor, anlatacak, anlatmalı. Fakat insani yönünü anlatırken semavi yönünü unutmamalı. Bir denge gerek. Bu denge olmadı mı, ya taklidi mümkün olmayan insanüstü bir varlık çıkıyor karşımıza ya da bizim gibi sıradan biri. 

Bazı kitaplar bir melek gibi tanıtıyorlar onu. İnsani niteliklerini sıyırıp alıyorlar. İnsanın ümidini kırıyor bu tanıtma biçimi. “O peygamberdi, ben onun gibi olamam ki.” deyip işin içinden çıkıyoruz. Evet, peygamberdi o, vahiy alırdı, melekle görüşürdü ama aynı zamanda insandı da, bizdendi, bize örnek olacak davranışları vardı. 

İşte bu dengeyi sağlamak gerek anlatırken. Hem abd hem de resul. Hem insan hem de peygamber. Hem sıradan insanı aşan bir yönü var hem de sıradan insana örneklik eden yönü. Bir yüzü bize bakar, öbür yüzü Rabbine. İlahi Kitabın birinci talebesidir o, son dine inananların ilki... Bir mürşit, bir rehber, bir model... 

Bize bakan yönü, beşer yönüdür, tıpkı bir yumurta gibi. Yücelerde olan peygamberlik yönü ise, eşsiz güzellikte bir kuşa benzer. Tarihler yumurtayı anlatıyor hep. “Bu yumurta göklerin en güzel kuşudur, kuşların şahıdır.” denildi mi, garipsiyor insan. 

Çarşıda alışveriş yapan, eşyasını rehin veren, yanındaki arkadaşını tanık gösteren insana bakarken, gözümüzü kaldırıp, melekle konuşan, vahiy alan peygamber insanı da görmelisin. İkisini bir arada düşünmelisin zihinsel sapmalardan korunmak için. 

Evet, ağacın başlangıcı bir çekirdektir ama çekirdeğe bakarak ağaç hakkında hüküm vermeye kalkınca yanılır insan. Ağaca da bakmalı. Yoksa çekirdeği gösterip “Bu çekirdek yüz kilo meyve verdi.” dersen yadırganırsın. Ağacı da göstereceksin ki yadırgamasın, yanılmasın, inkâr etmesin muhatapların.

Ruhumun efendisinin bir yandan vahiy alırken bir yandan da benim gibi bir insan olması ne güzel!