Yapılan araştırmalar karıncaların minik cüsselerine rağmen akıllara durgunluk verecek nitelikte bir iletişim kabiliyetine sahip olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 500.000 adet sinir hücresinden oluşan beyinleri, 2-3 mm’lik vücutlarını idare etmekle kalmayıp, daha büyük canlıları adeta kıskandıracak nitelikte iletişim kabiliyetlerine sahiptir.
Minik mucizeler
Karıncalarda hem görsel, hem de kimyasal sinyallere hassas alıcılar yaratılmıştır. Bu alıcılardan gelen sinyalleri işleyen minik beyinleri ile avlarını bulmak, birbirlerini izlemek, yuva kurmak ve hatta savaşmak gibi çok farklı işlevleri gerçekleştiriyorlar.
Karıncalara verilmiş bu üstün iletişim özelliklerini, alarm durumu oluşturulması, karıncalar arası seferberlik ilanı, grup hareketi ve birbirini tanıma gibi çok farklı sınıflandırmalar ile nitelendirmek mümkün. Karınca topluluklarında hepimizin şahit olduğu o müthiş düzenli koloni hayatının arkasında, işte böyle muazzam bir iletişim kabiliyeti var. Ve Allah ne güzel yaratıyor diye insan hayran oluyor.
Karıncalarda iletişim şekilleri
Karıncaların en önemli iletişim yolu kimyasal iletişimdir. Feromon olarak adlandırılan semiokimyasallar karıncaların vücutlarının her yerine dağılmış olan bezler tarafından salınır ve koku olarak algılanırlar. Bu kimyasallar karınca topluluklarının organizasyonunda en önemli rolü üstlenir.
Koloni içindeki haberleşmenin kritik bir aracı olan feromonların salınması için, koloninin ihtiyacına göre şekillenecek bir sistem yaratılmıştır. Hatta acil durumlarda bile farklı bir şekilde salınan bu kimyasallar koloniyi acil durum için anında uyarır. Karıncaların süper hassas özellikteki antenlerinin ucu feromonları algılar. Sol ve sağ antenleri tarafından algılanan feromonun yoğunluğuna göre karıncalar yönlerini belirler.
Harika yön bulma sistemi
Karıncaların feromonları kullanarak besin kaynağına giden en uygun yolu tespit etmeleri de bilim adamlarının ilgisini çekmiş ve bu konuda yapılan araştırmalarla ilginç sonuçlara ulaşılmış.
Yiyecek bulunan bir noktaya doğru farklı yollardan ilerleyen öncü karıncaların hepsi izledikleri yollara feromonlar vasıtası ile iz bırakırlar. Ancak yiyeceğe en önce ulaşan karınca geri dönerken de aynı yolu kullanır ve dönerken de aynı yola iz bırakmaya devam eder. Bu şekilde gittikçe en kısa yolun olduğu hattaki feromon şiddeti artar ve bu sayede yavaş yavaş diğer karıncalar da bu en kısa yolu bu pozitif feedback mekanizması ile bulurlar.
Bu yaratılış harikası mekanizma, robotik mühendislik sahasında çalışan bilim adamları tarafından örnek alınmış ve robotik yön bulma sistemleri üzerinde uygulanmaya başlanmış.
Haberleşmede kimyasal kelimeler
Karıncalarda türüne göre yaklaşık 10-20 adet farklı feromon kokusu mevcuttur. Bunların her biri ayrı bir “kimyasal kelime” gibi davranarak haberleşmeyi sağlar. Hatta bir karınca ezildiği zaman bile farklı bir feromon salgılar ve bu da koloninin geri kalanına tehlike işareti olarak iletilmiş olur.
Feromonlar sayesinde karıncalar kendi koloni üyeleri ile yabancı karıncalar arasındaki farkları da algılayabilir. Kraliçe karıncaların ise kendilerine özgü feromon parfümleri vardır ve bunları kullanarak kendi durumu hakkında işçi karıncaları bilgilendirir ve onlara yapacakları işler konusunda sinyaller verir.
Bazı karınca türlerinde ise feromon algılama özelliklerine ek olarak ses duyma özellikleri de yaratılmıştır. Haberleşme için bazı karıncaların sesten de faydalanmaları, bilim adamlarının son yıllarda ortaya çıkardıkları bir gerçektir.
İşte biz insanlarda bile bulunmayan karıncalardaki bu müthiş iletişim kabiliyetlerine işaret eden Kur’an-ı Kerîm, karıncalar hakkında yeni yeni anlaşılmaya başlanan bu gerçeklere vurgu yaparak başka bir mucizesini gözler önüne koymaktadır.
Neml suresi 18. ayet meali şöyledir: “Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, ‘Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler.’ dedi.”
Kaynaklar:
1. www. miraclesofthequran.com/scientific_80.html
2. http://www.antark.net/ant-life/ant-communication/pheromones.html