Soru: “Hz. Âdem babamızın ve Hz. Havva validemizin yaratılışının bilimsel bir dayanağı var mıdır? Yoksa bu sadece Kur’an’a dayalı bir bilgi mi?”
Bu sorunun cevabından önce bilginin kaynakları nedir anlaşılmalı ve bilimin tarifi yapılmalıdır. Dolayısıyla bilimsellikten neyin anlaşılması gerektiği de ortaya konmalıdır.
Bilim ne demektir?
Bilim, çeşitli bilgi türleri içinde kendine has özellikleri olan bir bilgi çeşidi olarak tarif edilir. Bilimin amacı, en geniş manasıyla evreni anlamaktır. Bilim bu amaca erişmek için de olguları tanımlama ve açıklama yollarına başvurur. Tanımlamada bir olgunun meydana gelişi tespit edilirken, açıklamada olgunun teşekkül sebebi ortaya konur. Günlük bilgi, bilimsel bilgi, sanat bilgisi, dînî bilgi gibi bilgi türleri sayılabilir. Bu bilgileri birbirinden ayıran özelliklerin başında farklı metotlarla elde edilmeleri gelir. Herhangi bir bilgi deneyle, gözlemle, akılla, tecrübe ile, sezgi ve mantık gibi metotların bir veya birkaçını kullanarak elde edilebilir ve ona göre bilgiler arasındaki farklılık ortaya çıkar.1
Nitekim matematik, mantık gibi formel bilimlerde gözlem ve deneyden uzak, daha çok akla dayanan bir metot kullanılırken; fizik, astronomi ve biyoloji gibi bilimlerde deney ve gözlem daha önemlidir. Diğer taraftan tarih ve toplum bilimlerinin de kendine has farklı metotları vardır.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, her çeşit bilgi bilimseldir. Ancak elde ediliş metotları farklıdır. Bu bilgi çeşitlerinden birisi de bilimsel bilgidir ve o gözlem ve deneye dayanır. Bilimsel bilginin farkı, sadece deneye ve laboratuar gözlemlerine dayanan bir bilgi olmasıdır.
Bilimler tek bilgiye indirgenmek isteniyor
Pozitivist felsefe taraftarları ve ateist evrimciler, bütün bilimleri bilimsel bilgiye indirgemeye çalışırlar ve diğer bilgileri bilgi olarak kabul etmek istemezler. Oysa bu anlamsız ve yanlış bir tutumdur. Bilimsel bilginin dışındaki bilgilere itibar etmeyecek olursak, laboratuara girmeyen, sosyal, felsefî ve dinî sahalardaki eğitim kurumlarını nereye koyacağız? Edebiyat fakülteleri, İlahiyat fakülteleri, İşletme, Siyasal ve Hukuk Fakültelerinin bölümlerinde okutulan ve öğretilenleri, hatta matematiği bilim saymayacak mıyız?
Bilimde, akıl ve mantık kullanılır, objeler arasında kıyaslama yapılır, fikir yürütülür. Bunlar laboratuara girmedi diye bilim dışı sayılamaz. Bir konu Kur’an’da geçiyorsa ya da bir hadis kitabında yer alıyorsa, o da bir bilgi çeşididir.
Bilimlerin birbirleriyle bağlantılı olduğu dikkate alınmalı, fakat tüm bilimlerin de söz gelimi fiziğe indirgenemeyeceği de göz ardı edilmemelidir.
Gerçekler ve bilimsel bilgi
Bu açıklamalardan sonra yukarıdaki soruya dönersek, Hz. Âdem babamızın ve Hz. Havva validemizin yaratılışlarının bilimsel bir olay olduğu anlaşılır. Ancak, bilimsel bilgi değildir. Yani, karbon ve oksijeni laboratuarda bir araya getirirsiniz. Karbondioksit ortaya çıkar. Bu bilimsel bir bilgidir. Ama, Hz. Âdem’in ya da Hz. Havva validemizin yaratılışını laboratuarda tekrar gözlememiz mümkün değildir. Siz dedenizin dedesinin varlığını deneyle gözleyemezsiniz. Ona ait kemik vs. delilleri de bulamasanız, o zaman onun varlığı da bilimsel ve gerçek değildir mi denilecek. Laboratuvara girmeyen meseleleri bilimsel kabul etmiyorsanız, şu halde dedenizin varlığını da inkâr etmeniz gerekir. Dedenizden önceki bütün sülalelerinizi öğrenmek ve onlar hakkında bilimsel bilgi elde etmek için, deneyi ve laboratuarı mı düşünürsünüz? Ya da dedelerinizin yaşamış olduğunu deneyle mi ispatlamaya çalışırsınız?
Gözlem ve deney tek bilgi kaynağı değildir
İşte bütün bunların yaratılışı tekrar gözlenemiyor diye, o yaratılış olaylarının cereyan etmediğini iddia etmek, bilimsel bir yaklaşım değil, ideolojik bir davranıştır.
Babanız varsa, dedeniz de olacaktır. Dedeniz varsa, büyük babanız Hz. Âdem de olmak mecburiyetindedir. Anneniz varsa, mutlaka ve mutlaka büyük anneniz Hz. Havva da olmak durumundadır. Hz. Havva’nın varlığını, bilimsel olarak ispatlanamaz diye yok farz edenler, kendilerine mutlaka bir Havva bulmak zorunda kalırlar. O zaman da ya atı, ya köpeği, ya ineği ya da sineği, o da olmazsa bir tarla faresini kendilerine Havva kabul ediyorlar.
Kaynaklar:
1. Ural, Ş. Bilim Tarihi, s. 13, Kırk Ambar Yayınları, İstanbul, 1998
2. www.canertaslaman.com