Eskiden Misafire Oda Vardı!
Satır Arkası
Ara
Satır Arkası
Eskiden misafire oda vardı, şimdi bize yer yok! Bizim zamanımızda “misafir odası” diye bir şey vardı. Oda en gösterişli eşyalarla döşenir ve kapısı misafir gelinceye kadar sımsıkı kapanırdı.
Sonra bu dönem geçti, o odalar alay konusu oldu. Küçücük evlerin en büyük odasının kırk yılda bir gelecek misafirlere ayrılmasının; o yüzden ailenin akşamları küçük bir odada tıklım tıkış yaşamasının “saçmalığı” anlatıldı günümüz gençlerine.
Eh, bugünün yaşam koşulları merceğinden bakınca her gün tozu alınıp misafir gelinceye kadar tekrar üzeri örtülen sehpalar ve koltuklara akıl erdirmek gerçekten güç!
Ama bugünün koşulları deyince...
Misafir var mı ki, misafiri başının üzerine koyan kültür kaldı mı ki, odası olsun! Her akşam bir manimiz var! Her hafta sonu “dışarda”yız!
Kapımız haberli olarak pek az çalınıyor; habersiz her kapı çalınışında da endişeleniyoruz.
Ah bir anlasak! Aslında anne babalarımızın evindeki “misafir odaları” değil, asıl biz acı acı dalga geçilecek haldeyiz!
(Haşmet Babaoğlu)
Güney Afrika’nın Cape Town Şehri’ndeki bir hastanede gizemli olaylar yaşanıyordu. Hastanenin 311…
“Dokunsalar dağılırdı.” demiş şair. “İyi pişmiş kurabiye gibi kalbimiz!” Sonrası yok. Öncesi…
Gözlerimizi ova ova, dudaklarımızı bura bura, biraz mızıldanıp da olsa yine kalktığımız…
Her sabah acı ile yattıkları yerden büyük ümitlerle doğruluyordu insanlar. Gözler ufka…
Kaderin tanımı gereği, Allah kimin cennete, kimi cehenneme gideceğini biliyor. O zaman…
Yaz günleri, Ermenek bağlarında, sincap peşinde koşardım. Arkadaşlarımla birlikte yakaladığımız büyük sincapların…