TR EN

Dil Seçin

Ara

Romatizmal Hastalıklara Yardımcı Çözümler

Romatizmal hastalıklar, içine iki yüzden fazla rahatsızlığın girdiği, eklem şişliği ve harabiyeti ile giden bir hastalık grubunun adıdır. En yaygın olanı halk arasında “kireçlenme” olarak bilinen osteoartrittir. Bu hastalıkta diz, kalça ve el gibi çok kullanılan ve yük taşıyan eklemler tutulur. Eklem yüzeylerini tutan kıkırdak dokunun çeşitli nedenlerle yıkılması sonucu iki kemik yüzey birbirine sürtünmeye başlar ve bu da ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığına yol açar.

Erkek ve kadınlarda eşit oranda görülen osteoartrit genellikle kendini ellili yaşlardan sonra hissettirmeye başlar. Nemli, yağışlı havalarda şikâyetlerde alevlenmeler görülebilir. Daha önce geçirilmiş travmalar, yanlış postür (vücut duruşu), aşırı kilolar, ailede başka üyelerin aynı hastalıktan muzdarip olması ve kötü beslenme, hastalığı tetikleyen faktörler arasındadır. Asıl hastalığı başlatan sebebin ne olduğu halen bilinmemesine rağmen, son yıllarda besin alerjilerinin de hastalığın şiddetini artırmada etkili olabileceği öne sürülüyor. Bunlar arasında yumurta, süt ürünleri ve kırmızı et, başı çekerken; bazı araştırmacılar da patlıcan, domates, biber ve soğan gibi bazı sebzeleri diyet reçetesinden uzaklaştırmak gerektiğini düşünüyor. Ancak anlamlı bir sonuç alabilmek için bu besinlerden bir aydan uzun bir süre uzak durmak gerekiyor.

Tedavide çok çeşitli ilaçlardan faydalanılıyor. Hekimler hastanın durumuna ve hastalığın şiddetine göre değişik ilaçları önerirken hastaların da hayatlarında birtakım değişikliklere gitmeleri gerekiyor. Hastanın kilo vermesi, uygun egzersizleri yapması yanında tamamlayıcı tıbbî tedavilerin eklenmesi günümüzde en doğru yaklaşım olarak kabul ediliyor. Osteoartritte tavsiye edilen uygulamaları şöyle sıralayabiliriz:

a) Egzersiz: Genellikle haftada beş kere germe ve gevşetme egzersizleri önerilir. Böylece ağrının azaltılması hareket kısıtlılığının ve kuvvet kaybının engellenmesi sağlanır.

b) Diyet: Eklem harabiyetini artıran ve vücudun genel sıvılarını asitleştiren bazı besinlerin alınması azaltılabilir. Bu açıdan en çok suçlanan yiyecekler et, süt ürünleri, buğday (glüten), patates, beyaz şeker ve hazır gıdalara eklenen katkı maddeleridir. Günlük beslenmede eklem yıkımını azaltan sarımsak, kuşburnu, maydanoz ve kereviz sık sık yenebilir. Günde 6-8 bardak su içilmesi de eklem sıvısının artırılması ve hareket kolaylığı için tavsiye edilir.

c) Doğal tedaviler:

1- Glucosamine/Chondroitine sulfate: Günde 1,5 gr. kadar alınmalı. Ağrı ve kıkırdak yıkımını azalttığı araştırmalarda gözlenmiş. Faydası en az iki ay düzenli kullanımdan sonra görülmeye başlar.

2- Omega-3 yağ asitleri: Günde 2-3 gr. kadar alınmalı. Balık yağı, keten tohumu yağı, çörekotu yağı bu amaçla kullanılabilir. En yüksek omega-3/ omega-6 oranı balık yağı ve çörekotu yağında mevcut olduğundan ikisi tavsiye edilir.

3- Probiyotik bakteriler: Günlük en az 4 milyon canlı bakteri içeren kapsüllerden ya da ev yapımı yoğurt ve kefirden sağlanabilir.

4- E vitamini: Günlük 800 IU tavsiye edilir.

5- Bitkiler: Zerdeçal eklem içi yıkımı azaltan önemli bir bitkidir. Kökü toz haline getirilmiş olarak satılır ve günde üç kez birer kapsül alınması tavsiye edilir.

Yeşil çay kapsül olarak içilebilir ya da çay olarak hazırlanabilir. Antioksidan özelliği önemli faydalar sağlar.

Bromelain (ananas enzimi) ağrı kesici ve iyileştirici özellik gösterir.

Zencefil; toz haline getirilmiş zencefil kökü çay olarak demlenerek içilir ya da 1 gr’lık kapsüllerden üç kez alınır.

Klorella veya Spiriluna deniz yosunu yüksek miktarda antioksidan içerir ve hastalığın gidişatını yavaşlatma özelliği vardır.

Boron elementi de kalsiyum metabolizması için gereklidir. Eksikliğinde kalsiyum ve magnezyum fonksiyon gösteremez. Bu nedenle romatizmal hastalıklarda günlük alınması tavsiye edilir.

Lokal olarak çörekotu yağı, kırmızı biber özü veya hodan (kaldirik) yağı ile masaj yapılabilir.

Lavanta, karanfil, biberiye ve nane çayları da içildiğinde faydalı olur.

6- Akupunktur: Akupunktur vücutta enerji akışını düzenleyerek hastalığın seyrini değiştirir; ağrıyı ortadan kaldırır. Genelde romatizmal hastalıklarda tavsiye edilir.

7- Fizik tedavi ve Kaplıcalar: Osteoartritin alevlenme dönemleri dışında sülfür içeren kaplıca suları faydalı olabilir. Ancak eklem şiş ve ağrılı ise kaplıca tedavisi ertelenmeli, sıcak uygulanmamalıdır.

Tüm bu tedavileri hastalığımızın şiddetine göre düzenlemek gerekir. Bu nedenle bitkisel kaynaklı da olsa tüm ilaçları hekim kontrolünde kullanmak en akıllıca bir harekettir.

 

KAYNAKLAR:

— Bijlsma JW, Knahr K. Strategies for the prevention and management of osteoarthritis of the hip and knee. BestPract Res Clin Rheumatol. 2007; 21(1): 59-76.

— Chrubasik JE, Roufogalis BD, Chrubasik S. Evidence of effectiveness of herbal antiinflammatory drugs in the treatment of painful osteoarthritis and chronic low back pain. Phytother Res. 2007; 21 (7): 675-83.

— Clark KL. Nutritional considerations in joint health. Clin Sports Med. 2007; 26(1): 101-18.

— University of Maryland Medical Center web sitesi http://www.umm.edu/altmed/articles/osteoarthritis-000118.htm

— Balch JF, Stengler M. Prescription for Natural Cures. 2004; New Jersey: John Wiley & Sons. Inc.