TR EN

Dil Seçin

Ara

Dağların Kökleri

“Biz yeryüzünü döşek yapmadık mı, dağları da bir kazık.”

(Nebe suresi, 6-7)

 

Dünyanın pek çok üniversitesinde okutulan Yeryüzü isimli bir kitap var. Bu kitabın iki yazarından biri, emekli profesör Frank Press. Press, eski ABD başkanı Jimmy Carter’ın bilim danışmanıydı. 12 yıl Ulusal Bilim Akademisi’nin başkanlığını yaptı. Kitabında, şöyle diyor:

Dağların altında kökleri vardır. Bu kökler toprağın çok derinlerine kadar gömülü durumdadır. Dağların şekilleri bu nedenle bir kazığı andırır.”1 (bkz. şekil 1,2,3)

Şekil 1: Yerin altında derin köklere sahip olan dağlar. (Earth, Press and Siever, s. 413)

Şekil 2: Şema görünümü. Dağlar, aynı bir kazık gibi yerin derinlerine batmış köklere sahiptir. (Anatomy of the Earth, Cailleux, s. 220)

Şekil 3: Bu illustrasyon, dağların nasıl kazığa benzer bir şekle sahip olduğunu gösteriyor. (Earth Science, Tarbuck and Lutgens, s. 158)

Frank Pressin dağlarla ilgili yaptığı açıklamalar, Kuran-ı Kerim’de yapılan dağlara ilişkin tanımlarla tıpatıp uygunluk içindedir. Allah Kuran’da şöyle buyurur:

Biz yeryüzünü döşek yapmadık mı, dağları da bir kazık.” (Nebe suresi, 6-7)

Yeryüzünü çalışan bilim, dağların toprağın altında derin kökleri olduğunu ve bu köklerin dağın yer üstündeki yüksekliğinden yedi kat büyük bir yüksekliğe sahip olduğunu kanıtlamıştır.2 Bu bilgiden hareketle dağları tanımlamada kullanılabilecek en iyi sözcük, gerçekten kazıkkelimesi. Çünkü dağların alt kısımları tıpkı bir kazık gibi toprağın bağrına saplanmış durumda. Bilim tarihi, dağların bu özelliğiyle ilgili bulguların ancak on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra elde edilebildiğini ortaya koyuyor.3

Dağların bu biçimde yaratılmış olması, elbette boşuna değil. Üzerinde yaşadığımız yeryüzü tabakasının insan hayatını mümkün kılacak bir istikrara kavuşabilmesinde dağ köklerinin kazık gibi yere saplı olması büyük bir rol oynuyor.4 Bu sayede yeryüzü sarsıntısız bir yaşama imkan sağlıyor. Allah Kuranda şöyle buyuruyor:

Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve yolları yarattı.” (Nahl suresi, 15)

1960lı yıllarda ortaya konan tektonik tabakalar teorisi, bu âyette anlatıldığı gibi, dağların yeryüzünü sabit tutmaya yaradığını ortaya koydu. 60lı yıllarda ortaya konan bir teori, böylece, 1400 yıl önce Kuran- ı Kerimde yer alan ilmî bir bilgiyi doğrulamış oldu.5

Hiç şüphesiz, burada üzerinde durulması gereken konu, Hz. Muhammed (asm) zamanında bir insanın bu tür bilgiye kendi gayretleri sonucunda ulaşabilmesinin mümkün olup olmadığıdır. Bilimsel bulgularda anlatıldığı şekliyle yüksek dağların yerin altında kendi yüksekliğinden daha yüksek köklerinin olduğunu o dönemde kim tahmin edebilirdi? Günümüze kadar yazılan jeoloji kitapları incelendiğinde, yine, bu kitapların çoğunun dağların sadece yerin üstündeki kısımlarına dair bilgiler verdikleri bilinmektedir. Ancak jeoloji biliminin katettiği gelişmeler sonucundadır ki, bugün Kuran ayetlerinin tasdiki noktasına gelinmiştir.

 

Dipnotlar:

1- Earth, Press and Slever, s. 435. Ayrıca bkz. Earth Science, Tarbuck and Lutgens, s. 157.

2- The Geological Concept of Mountains in the Quran, El-Naggar, s. 5.

3- The Geological Concept of Mountains in the Quran, s. 5.

4- The Geological Concept of Mountains in the Quran, s. 44-45.

5- The Geological Concept of Mountains in the Quran, s. 5.