Şubat 2008

Sevgili dostlarımız,

Sosyal konular matematik gibi değildir. Çözümü de o yüzden matematik mantığıyla sağlanamaz. Öyle toplumsal konular var ki, pek çok tarihî ve dinî sebebin yanı sıra psikolojik faktörlerin de etkisiyle içinden çıkılmaz bir biçim almış olabilmektedir. Dolayısıyla bu konular üzerine eğilirken, çok boyutlu bir bakış açısına sahip olmak gereklidir. Tıpkı Alevilik konusunda olduğu gibi.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Alevilik konusunun bu kadar sorun haline gelmesinde, Sünnî ve Alevî kesimlerin yıllar yılı birbirine sağır kalmalarının etkisi çok büyük. Karşılıklı iletişimsizlik, zaman içinde pek çok yanlış malumatın kesin bilgi gibi her iki tarafta zihinleri ifsad etmesini sonuç verdi. Hakikatte gerçek ihtilaf noktaları çok az iken, bu fitneye müsait zemin, ihtilaf noktalarını dallandırdı budaklandırdı.

İşte epey bir kısmı sun’î olan bu ihtilafın ortadan kaldırılmasına dönük idarecilerin “Alevî açılımı” adıyla çağrıda bulunduğu şu günlerde, biz de Zafer Dergisi olarak, hem Alevilerle uzun süre dostluk kurmuş ve aralarında yaşamış, hem de bu konuda ciddi araştırma yapmış olan değerli yazarımız Ömer Sevinçgül’ün bu konudaki fikirlerine yer verdik bu sayımızda. “Alevilik: Gelin Canlar Bir Olalım” yazısında Sevinçgül, Alevilik konusunun esası, özü hakkında derli toplu bir bilgi veriyor okuyucuya. Bu bilgileri okuyunca, hakikatin üzerine ne kadar kalın bir fitne örtüsü örtüldüğü ve bu yüzden meselenin özüne ne kadar uzak bırakıldığımızı umarız daha iyi anlayacaksınız.

Değerli okuyucularımız,

Elinizdeki Şubat sayısında Alevilik dışında önemli daha pek çok konuya yer verdik. “Otizm ve Beslenme” konusunda kendisiyle röportaj yaptığımız Doktor Cem Kınacı, marketlerde raf ömrünü uzatmak için gıdalara konulan koruyucuların barsak sistemimiz üzerinde nasıl tahribatta bulunduğu ve bunun özellikle küçük yaştaki çocuklarda başta otizm olmak üzere farklı hastalıklara davetiye çıkardığını anlatıyor. Kınacı’nın otizm gibi hastalıklar ile vücudumuza giren ağır metaller arasında bulduğu ilişki, şu günlerde dünyada da büyük ilgi uyandıran bir gelişme. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

Özkan Öze ise bu sayıda ağır ateşli bir hastalık geçirdiği dönemde gördüğü rüyayı sadece kendisine değil, hepimize bir şifa olması maksadıyla anlatıyor. İnşaallah şifa olur size ve bize.

Yine, bu günlerde Afrika deyince haberlerde kabileler arasında yaşanan kanlı çatışmalar geliyor gözümüzün önüne. Değerli hanım yazarımız Ayten Yadigar, Afrika’nın bugün akıttığı gözyaşının soy kütüğünü ortaya koyarken, bu aralar furya durumunda olan “tek taş yüzük” sembolünden hareket ediyor.

Afrika ile ilgili bir diğer yazımız, ortaya çıkışında Amerika’ya zorla götürülen Afrikalı Müslüman kölelerin rol aldığı Blues Müziğinin doğuşuyla ilgili. Söz konusu bağ, bugün çoğu kimse tarafından görülmese de, yeni yeni araştırmacılar bu bağlantıyı delilleriyle gözler önüne sermeye başladılar. Blues müziğinin titreşimli tınısı ile Müslümanları namaza davet eden ezanı okumanın ve hatta Kur’an tilavetinin üslubu arasında hakikaten büyük benzerlikler söz konusu. Bu ilginç araştırma yazısını merakla okuyacağınızı düşünüyoruz.

Bu yazıların dışında yine muhteşem bir hikaye ile Cüneyd Suavi; “Kalbin Sorumluluğu Nerede Başlar, Nerede Biter?” yazısıyla Alaaddin Başar; “Namazda İken Namazda Olmak” yazısıyla Niyazi Beki Hocamız; “Madde, Evreni Açıklamaya Yetmez” yazısıyla Yunus Çengel Hocamız ve diğer yazı ve yazarlarımızla dopdolu bir sayı ile karşınızdayız.

Unutmadan, beş aydır sizlerle birlikte olan Doktor Şifa’da bu ay bir üniversite öğrencisinin sosyal fobi sorununa çözüm önerileri veriliyor. Siz de her türlü sıkıntı ve sorunlarınızı bu köşeye yazabilirsiniz.

Bir sonraki ay buluşmak dileğiyle...