TR EN

Dil Seçin

Ara

Denizlerdeki Su Engeli

“İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.”

(Rahman, 19-20)

 

Modern bilim, iki farklı denizin birbirine kavuştuğu yerde birbirlerine karışmalarını önleyen engellerin olduğunu yakın zamanda keşfetmiştir. Bu engeller, kendilerine has sıcaklıkları, tuz oranı ve yoğunluğu olan iki denizi böler.1 Örneğin, Atlantik Okyanusunun suyuyla karşılaştırıldığında, Akdenizin suyu daha ılık, tuzlu ve yoğunluğu azdır. Buna rağmen, Akdeniz suyu Cebelitarık Boğazı’ndan Atlantik Okyanusuna karıştığında birkaç yüz kilometre boyunca yaklaşık bin metre derinlikte kendi sıcaklığı, tuz ve yoğunluğunda hareket eder. Akdeniz suyu, okyanusun bu derinliğinde istikrarını muhafaza eder.2 (bkz. şekil 1)

Şekil 1: Akdeniz'in suyu, Cebelitarık Boğazı'nda Atlantik Okyanusu'na karıştığı bölgede kendine mahsus ılık, tuzlu ve düşük yoğunluklu özelliklerini korumaktadır. Çünkü iki deniz suyunu birbirinden ayıran bir engel vardır. Sıcaklıklar santigrad birimi olarak belirtilmiştir. (Marine Geology, Kuenen, s. 43)

Okyanusta büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve gel-gitler olmasına karşılık, bu iki deniz aralarında görünmez bir engel varmış gibi hareket ederler.

Kuran-ı Kerimde bu iki deniz arasında bir engel olduğu ve bunların birbirine karışmadığı ifade edilmektedir:

“İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.” (Rahman, 19-20)

Fakat Kuran tatlı ve tuzlu suyun ayrılmasından bahsederken, buna sebep olarak engelleyici bir berzahtan(bölme) söz eder. Allah Kuranda şöyle buyurmuştur:

Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir berzah, aşılmaz bir sınır koyan Odur.” (Furkan, 53)

Akla, Neden Kuranda tatlı ve tuzlu suyun birbirine karışmamasında ‘berzahtan bahsedilirken, iki denizin birbirine kavuşmamasında engelden bahsediliyor?” sorusu gelebilir.

Modern bilim tatlı su ile tuzlu suyun karşılaştığı nehir ağızlarındaki durumun, iki denizin karşılaştığı yerlere göre farklı olduğunu keşfetmiştir. Nehir ağızlarında tatlı suyu tuzlu sudan ayıran şeyin iki tarafı ayıran su yoğunluğunun birden azaldığı bir ayırıcı bölme (katman) olduğu keşfedilmiştir.3 Bu ayırıcı bölme, tatlı sudan ve tuzlu sudan farklı bir tuz oranına sahiptir. (bkz. şekil 2)

Şekil 2: Bir nehir ağzında tuzluluk oranını gösteren uzunca bir kesit. Burada tatlı su ile tuzlu su arasında ayırıcı bölmeyi görüyoruz. (Introductory Oceanography, Thurman, s. 301)

Bu bilgi, sıcaklığı, tuzluluğu, yoğunluğu, oksijen çözünürlüğünü ölçen gelişmiş aletlerin kullanılmasıyla çok yakın zamanlarda keşfedilmiş bir bilgidir. İnsan çıplak gözle, birbiriyle kavuşan iki deniz arasındaki farkı ayırd edemez; ona özellikleri aynı olan bir deniz gibi gözükür. Benzer şekilde, insan çıplak gözle nehir ağızlarında bir geçiş bölgesi nedeniyle suyun üç tür özellik gösterdiğini de kavrayamaz. Halbuki nehir ağızlarında tatlı su, tuzlu su ve geçiş bölgesindeki su olmak üzere üç tür su vardır.

 

Dipnotlar:

1- Principles of Oceanography, Davis, s. 92-93.

2- Principles of Oceanography, Davis, s. 93.

3- Oceanography, Gross, s. 242. Ayrıca bkz. Introductory Oceanography, Thurman, s. 300-301. 

 

Nehir ve denizler arasında eğer alt ve üst akıntılar yoluyla her iki tarafa doğru bir karışma meydana gelseydi, hiç kuşkusuz, bu karışma nehirleri ifsad ederdi. Ancak haliç ve deltalar böyle bir karışmayı önlediği gibi, nehir sularının biriktirdiği organik ve inorganik maddelerle son derece zengin bir yapıya kavuşmakta ve denizlerin de, karaların da en bereketli bölgeleri haline gelmektedir. Nehirler ile onların döküldüğü denizler arasında gidip gelen bir kısım hayvanlara ise Allah mucizevi bir özellik vermiştir. Bu balıklar denize açıldıkları zaman, tuzlu su onların vücutlarında da bir engelle karşılaşır, arıtılır ve tuz fazlası vücuttan atılır.

— Ümit Şimşek, Bilime Yön Veren Âyetler