TR EN

Dil Seçin

Ara

Özürlüyüm Özür Dilerim!

Ben spastik özürlüyüm. Niçin sorusunun cevabını az çok biliyorum. Burası cennet değil, dünya. Mükâfat değil, çalışma meydanı. Ortalama 60 yıllık hayatta ibâdetlere, günahlara ve musibetlere sabredip hele bir de becerebiliyorsak şükrederek ebedi bir mükâfata ulaşma yeri. Hem benim, hem ailemin hem de sosyal çevremin birlikte imtihan aracı özürüm. Adıma gelince; çok önemli değil sizin için. Zira ön adlar ya da titrler daha önemli sizin dünyanızda. Prof. Dr. Ersin Kaba, Avukat Murat Nalkesen, Elektrikçi Suat usta vb. Benim adım Oğuz Kaan. Konuşmalarda şöyle hatırlanır:

— Bizim Tevfik Bey var ya, traktör fabrikasında çalışıyor, hani hanımı kuruyemişçi İdris Beylerin uzaktan akrabası, işte onların oğlu, adı neydi?

— Neydi?

— Yâ, spastik çocuk be, geçen dayınların cemiyetine getirmişlerdi tekerlekli sandalyeyle de, ne zorlanmışlardı zavallılar. ..

— Oğuz Kaan

— Hay aklınla bin yaşa, Oğuz Kaan işte....

Benim titrim de bu. Tevfiklerin spastik özürlü oğlu Oğuz Kaan. Özürüm hayatım boyunca adımın önüne geçti. Neden sorusunun cevabına gelince, doktorlar, doğum öncesi (prenatal), doğum sırası (perinatal) ve doğum sonrası (postnatal) olmak üzere üç dönemde (herhangi biri, ikisi veya hepsinde) meydana gelebilecek olumsuzlukların beyinde nörolojik bozukluklar oluşturmasından kaynaklandığını söylüyorlar. Yani; Prenatal dönemde annemin gebelikte rutin doktor kontrollerinden ve genel bakımdan yoksun kalması ya da yetersiz olması, annemden gelen enfeksiyonlar, anne babamın akraba evliliği yapmış olmaları, kan uyuşmazlığı özellikle RH faktörü, kurşun zehirlenmesi ya da diğer zehirlenmeler, diğer enfeksiyonlar, şeker hastalığı, X ışınlarına aşırı derecede maruz kalma, aşırı beslenme bozukluğu, annemin metabolik hastalıkları, aldığı ilaçlar, kan basıncının ani düşmesi ve yükselmesi, kan şekerinin düşmesi, ayrıca annemin geçirdiği kazalar vb.

Perinatal dönemde plasentadaki bozukluklara bağlı anoksi, kordon dolanması durumu, asfiksi, anneme verilen uyuşturucu maddeler, forceps kullanılması ve sezaryen, gününden önce doğma ve düşük doğum ağırlıklı olma, makattan veya yan gelme, doğum travmasına neden olan geç ve güç doğum.

Postnatal dönemde ciddi beyin zedelenmelerine neden olan kazalar geçirmem, zehirlenmelerim (kurşun zehirlenmesi), ilerleyen nörolojik bozukluklarım, yüksek ateşli havaleler geçirmem, tümörler, anoksia olmam, kan basıncımın düşmesi, kan şekerimin düşmesi, vücudumda dehidratasyon oluşması, beyin gelişimimi etkileyen menenjit gibi enfeksiyonlar.....

Gördüğünüz gibi bu üç dönemde de benim kendi ihtiyarımla yaptığım ya da yapabileceğim hiçbir şey yok. Ama sonuçlarına ve sizin davranışlarınıza katlanmak zorundayım. Yine de elimde olmayan nedenlerle çevreme verdiğim rahatsızlıktan dolayı, özür dilerim!

 

Ben otistiğim. Adım Batuhan. Doktorlar otizmin beyinsel bir rahatsızlık olduğunu, doğuştan geldiğini ve beynin bilgiyi kullanma şeklini belirlediğini söylüyorlar. Otizmin nedeni hâlâ tam olarak bilinememekte olup, yapılan bazı araştırmalar, beynin konuşma ve duyulardan gelen bilginin değerlendirilmesi ile ilgili bölümünde fiziksel bir problem olduğunu iddia etmektedirler. Beynin belirli kimyasal dengelerinde bir bozukluk olabileceği de iddia edilmektedir. Bazı durumlarda da genetik faktörlerin işin içine girdiği düşünülmektedir. Otizmin bütün bu sebeplerin bir bileşkesi olarak ortaya çıktığı da yaygın görüşlerden biridir. Otizmin, dil gelişiminde ve sosyal ilişkileri anlamada ciddi gecikmelere yol açtığı bilinmektedir. Ayrıca otistikler duyusal tepkilere kapalıdırlar. Ancak otistikler resimde, müzikte, matematiksel hesaplamalarda ve önemsiz olayları hatırlama gibi konularda üstün yetenek gösterebilirler. Dustin Hoffman ve Tom Cruisein başrollerini oynadıkları Rainman (Yağmur Adam) filmi işin bu tarafını biraz abartılı olarak ortaya koyan bir yapımdır. Otistiklerin el çırpma, sallanma, dönme gibi kendini tekrar eden davranışlar sergiledikleri ve bu davranışlar kesintiye uğratılırsa çok rahatsız oldukları bilinmektedir. Otizm zekâ geriliği ile birlikte de görülebilir (%20-25). Bu durum başetmeyi daha da güç bir hâle getirir. Otizmin tedavisi olmamakla birlikte özel eğitim bazı zihinsel gelişimleri kazanmak adına çok önemlidir. Bu arada otizm hastalık değil gelişme bozukluğuymuş. Bir otistiğin içini rahatlatacak çok önemli bir tespit değil mi? Bu arada ben de spastik arkadaşım gibi elimde olmayan nedenlerle çevreme verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim!

 

Ben Down Sendromluyum. Halk arasında bilinen tabirle Mongol” (hakaret mi, iltifat mı bilmiyorum). Bu sendromu ilk kez 1866 da Longdon Down tanımladığı için onun adı verilmiş. 21. kromozomun yer değiştirmesi veya birleşmemesinden dolayı meydana gelmekteymiş. Bildiğiniz gibi anne babalar çocuklarına kendi kalıtsal özelliklerini yumurta ve sperm hücreleri ile verirler. Bu hücrelerde 23 kromozom vardır. Kromozomlar anne babamıza ait tüm kalıtsal bilgileri içeren DNA (deoksiribo nükleik asit)lardan oluşur ve sonuçta anne ve babanın eşit katsayısıyla (23+23) 46 kromozomlu döllenmiş yumurta oluşur. Bazen yumurta hücresi oluşurken bir problem nedeniyle anne veya baba 23 yerine 24 kromozom verir. Böylelikle 47 kromozomlu embriyo oluşur. Genel görünüş olarak downlular gözleri çekik, yüzleri yuvarlak ve basık, göz kapaklarında büyüdükçe daha da belirgin hâle gelen kıvrımlara sahiptirler. Göz kapaklarında çapaklanma ve şişme görülür. Burun küçük ve kalkıktır. Ağız küçüktür ve dil genelde dışarıda durur. Ağızda salya, dilde çatlaklar görülür. Sempatik bir görünüşümüz olduğundan insanlar bize diğer özürlülere davrandıklarından biraz daha insaflı davranırlar ancak yine de bir otobüs ya da minibüste yanımıza oturmak zorunda kalan bir anne sağlam çocuğu ile aramıza oturarak çocuğunu yanımıza oturtmak istemez. Ben de diğer özürlü arkadaşlarım gibi trende, vapurda, otobüste, alışveriş merkezinde ansızın karşınıza çıkıp sizi ve çocuklarınızı ürküttüğüm için özür dilerim! Bu arada benim de bir adım var. Ecemsu...

 

Bu konuda muhakkak bahsetmemiz gereken en önemli problemlerden biri de eşlerden birinin diğerini özürlü çocukla ilgili suçlama eğiliminin yaygınlığıdır. Bu durumdan daha çok hanımlar mağdur olmakla birlikte beylerin mağdur olduğu durumlar da vardır. Bunun nedeni elbette bilgi eksikliği ve problemi kendinden uzaklaştırma öneğilimidir.

Yazımın bu bölümünde 1976da ABD Seattleda düzenlenen Özel Olimpiyatlarda yaşanan bir olayı sizlere aktarmak istiyorum. Özel olimpiyatlar, değişik engellere sahip kişilerin katıldığı olimpiyat etkinlikleridir. 100 metre koşusu için zihinsel ve bedensel engellilerden oluşan bir grup başlama çizgisinde pozisyon alırlar ve start verilir. Elbette normal 100 metre koşularında olduğu gibi bir yarış başlangıcı olmaz bu. Ama yine de katılımcıların herbiri bu yarışı kazanmak istemektedirler. Yarışmacılardan biri yarışın ilk metrelerinde tökezler ve birkaç takla atarak yere düşer. Ne kadar kendini zorlasa da ayağa kalkamaz ve üzüntüsünden yüksek sesle ağlamaya başlar. Bazı kaynaklar diğer bütün yarışmacıların geri döndüğünü iddia etse de gerçekte yarışmacılardan ikisi ağlayan gencin yanına geri dönerler. Bunlardan biri down sendromlu bir kızdır ve ağlayan gencin yanına gelip ona bir öpücük verir ve diğer arkadaşıyla birlikte yerdeki gencin kollarından tutup ayağa kaldırırlar ve omuzlarına girip bitiş çizgisine birlikte varırlar. Stadyumdaki herkes bu muhteşem tablo karşısında şaşkınlık ve hayranlığı bir arada yaşayarak bu gençleri avuçları patlarcasına ayakta alkışlarlar. Birlikte kazanma adına görülebilecek ender tablolardan biridir bu, özürsüzlerin dünyasında görmeye pek de alışık olunmayan bir biçimde.

Daha fazla kazanmak için birbirinin üstüne çıkan, miras için anne-babasını, kardeşlerini, akrabalarını yaralayan, öldüren, daha lüks yaşamak adına başka insanları, milletleri sömüren, gece yarısı keyfî klakson çalan, nârâ atan, kapkaç yapan, okumuş doktor olmuş ama insanlığa değil organ mafyasına hizmet eden, okumuş avukat olmuş ama suçluların ceza almaması için kanunî boşlukları değerlendirip para kazanan, birtakım önemli mevkileri liyâkati olanlara değil kendisi gibi olanlara, düşünenlere veren, arabayla giderken trafik canavarı olan, sevinirken silahla yaralayan, öldüren, çevreyi katleden, vergi kaçıran siz özür(süz)lerin olur olmaz zamanlarda önlerine çıkıp göz zevklerini bozduğumuz, estetik algılarını körelttiğimiz için biz özürlüler, ÖZÜR DİLERİZ!