TR EN

Dil Seçin

Ara

Sanat Eserine Vurulan Kur’an Mührü

Cildinden, baskısına, itina ile kaleme alınmış metinlerinden, sayfa düzenine kadar her şeyiyle büyük bir titizlikle ve hiçbir maddi manevi emeğin esirgenmediğini gösteren çalışmanın felsefesi ve amacı, kitabın tanıtım yazısında şu şekilde ifade edilmekte:

“Dinî-dünyevî hemen her türlü yapıda rastladığımız âyet ve hadisler sayesinde mekânlar sanatkârane bir nitelik kazanmakta; İslâm akidesi taşa, mermere, ahşaba, deriye, çiniye, metale.. kazınmaktadır. Radyo-televizyon, internet vb. iletişim araçlarından yoksun bir devirde okulundan kışlasına, camiinden çeşmesine kadar hemen her sanat eseri medya vazifesi görmekte; mabetler, çeşmeler, saraylar, kütüphaneler, okullar, sancaklar, kılıçlar, kandiller, sürahiler... âdeta dile gelmektedir. Böylece, ilâhî mesaj reel hayatın içine sokulmakta, zihinlere ve gönüllere nakşedilmekte; toplumun kendini daima Allah Teâlâ’nın kontrolünde hissetmesi ve ilâhî mesajla iç içe yaşaması hedeflemektedir.

Bu çalışma sanat eserlerini âyet ve hadislerle bezemenin felsefesini örnekleriyle ortaya koymakta ve medeniyetimizin Kur’an-ı Kerim’le irtibatı hakkında belli bir fikir vermektedir.

Bu araştırmanın insanımıza ulaşması ile birlikte, tarihî mekânlarda gördüğümüz hatların ortalama vatandaşa hiçbir mesajının bulunmadığı iddiası geçersiz hâle gelecektir. ”

Dr. Murat Sülün’ün uzun süren araştırmaları sonucu hazırladığı Sanat Eserine Vurulan Kur’an Mührü adlı son derece değerli bir eser. Sanat eserlerinde yer alan âyet-i kerimeler ve anlamları üzerine çalışılmış bu kitapta, başta Osmanlı olmak üzere İslâm medeniyetlerindeki sanat eserleri ile üzerlerindeki âyetlerin ilişkisi, nedenleriyle beraber anlatılmakta.

 

GELENEK DEVAM ETSEYDİ

Dr. Murat Sülün, kitabın sonlarına doğru ilginç bir bölüm ilave etmiş. “Eğer, mimari yapıları Kur’an âyetleriyle bezemek gibi, her iki cihana da faydası olacak bu güzel gelenek devam etseydi, zamanımızın yapılarına, neler yazılabilirdi?” sorusuna hem bir cevap, hem de birbirinden güzel ve anlamlı teklifler sunan bu bölümü, okurlarımızla paylaşmayı uygun ve istifadeye medar gördük. Bu âyetlerin ve meallerinin, (her hâlimizi gören, iyiliklere mükâfat ve haksızlıklara karşılığını veren) Allah’ın emri olarak okunacağını ve hal ve hareketlere öyle tesir edeceğini düşünerek okuyalım:

1- Kuyumcu, manav gibi terazi ile ölçüm yapılan yerlere:

“Ölçtüğünüzde tam ölçün ve dosdoğru/hassas terazi ile tartın.” (İsra, 17/35)

2- Fabrika ve iş yerlerine

“İnsanın eline, kendi çalıştığından başkası geçmez.” (Necm, 53/39) 

3- Devlet ve vatandaşların buluştuğu bütün kurumlara, memurların gözleri önüne:

“Allah size kolaylık diler, zorlanmanızı istemez.” (Bakara, 2/185)

4- Büfe lokanta gibi yerlere:

“Allah’ın size helâl ve temiz olarak nasip eylediği şeylerden yeyin ve O’nun nimetine şükredin.” (Nahl, 16/114)

5- Açık büfe otellere:

“Yiyin için; ama aşırıya kaçmayın, çünkü Allah aşırıya kaçanları sevmez.” (A’raf, 7/31)

6- Evlere, apartmanlara:

“Bu Rabbimin bir ihsanıdır.” (Neml, 27/40)

7- Noterlere:

“Ve yazabilen biri, aranızda(ki işleme ilişkin sözleşmeyi) âdilane yazsın.” (Bakara, 1/282)

8- Taşıtlara:

“Her türlü kusurdan yücedir o Allah ki, bunu bizim hizmetimize verdi. Yoksa bizim buna gücümüz yetmezdi. Şundan da eminiz ki, mutlaka Rabbimize döneceğiz.” (Zuhruf, 43/13-14)

9- Vapurlara, gemilere:

“Bunun yüzmesi de, demirlemesi de, Allah adı ile gerçekleşmekte.” (Hud, 11/41)

10- Turizm acentalarına:

De ki: “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi. (Rum, 30/42)

11- Müftülüklere:

“Senden çözüm istiyorlar.” (Nisa, 4/176)

12- Mahkemelere:

“Allah adaleti... emreder” (Nahl, 16/90)

13- Okullara:

“‘Bilgi düzeyimi yükselt yâ Rab!’ de” (Taha, 20/114)

14- Umumi tuvaletlere ve hamamlara (girişlerine):

“Şüphesiz Allah tövbekârları ve temizlenenleri sever.” (Bakara, 2/222)

15- Morglara:

“Her can ölümü tadacaktır.” (Ankebut, 29/57)

17- TBMM’ye:

“Kendi aralarında istişare ederek yönetirler.” (Şûra, 42/68)

18- İMKB’ye:

“(Bu gerçeği) sırf, kaçırdığınız şeyler için kendinizi yiyip bitirmeyesiniz ve size kendisinin verdiği şeylerle şımarmayasınız diye (hatırlatıyoruz).” (Hadid, 57/23)