TR EN

Dil Seçin

Ara

İslam'da Sanat ve Estetiğin Temelleri

Sanatın ve estetiğin temelleri ruh güzelliğine dayanır. Hangi sanat dalı olursa olsun görülen ve işitilen güzelliğin arkasında daima mananın güzelliği insanı cezbeder.

Sanatın ve estetiğin temelleri ruh güzelliğine dayanır. Hangi sanat dalı olursa olsun görülen ve işitilen güzelliğin arkasında daima mananın güzelliği insanı cezbeder.

İlk çağlardan itibaren insanların kendilerini ses ile ifade etmeleriyle gelişen her türlü fonetik sanatın arkasında insanın duygu ve düşüncelerindeki güzellik ve estetik yer alır. İnsanların uğraştıkları, mimarîden peyzaja, resim yapmaktan hat sanatına bütün biçimlendirme sanatları ruhun estetik kaygısı ile gelişmiştir. Güzellik ve estetik gücünü ruh ve manadan aldığı için dolayısıyla insanların iç dünyasını biçimlendiren mistik inanç ve dinler ile de çok alakalıdır. Hatta sanatın ortaya çıkışını açıklamaya çalışan teoriler arasında en güçlü olanı din ve büyü teorisidir ki, insanaların ruh ve mistik inanışlarını sanatın kaynağı kabul eder.

Yeryüzündeki bütün dinlerde bir yaratıcıya inanmak ve ona kulluk yapmak esastır. Dolayısıyla mistik bir güce inanmak ve erdemli güzel bir insan olmak da din ve inancın en temel gereksinimlerden birisidir. Genellikle dinî ibadet ve dualar estetik söylem ve melodi içerirler. Dinî mimarî yapılar ve mabedler de İlahi güç ve güzelliği yansıtmayı amaçlayan sanatsal ve estetik unsurlar taşırlar. Bütün kutsal kitaplar ve yazılarda hem görsel hem de anlatım olarak sanatsal ve estetik ifade biçimleri vardır. Hemen hemen bütün dinler insanların yaratıcıya karşı görevlerini en güzel bir şekilde sunmalarını öğütler. İnsanlar İlahi güzelliği görerek ve takdir ederek yaratıcılarına şükranlarını ifade ederler.

Ayrıca sanatçılar da İlahi sanat ve güzelliklerden ilham alarak muhteşem eserlerini ortaya koyarlar. Böylece din ve inançların hepsinde estetik ve güzellik kaygısının ne kadar önemli olduğu hemen anlaşılmaktadır. Dünya sanat tarihinin hemen hemen bütün büyük eserleri gücünü ve ilhamını ya dinden ya da İlahi güzellikten alırlar.

İslam sanatını konu alan cilt cilt kitaplar daha çok İslam mimarisi ve sanat dallarının biçim ve görünüşünün estetiğini ele alırlar. İçeriğin ve mananın derinlemesine analizlerine fazla girmezler. Bunda şüphesiz Avrupa sanat ve estetik biliminin maddeci ve pozitivist yaklaşımının etkisi büyüktür.

İslam sanatı ve estetiği de gücünü temelde İlahi sanat ve güzelliğin yansımasından alır. Gözümüz ve diğer duygularımızla gördüğümüz ve farkettiğimiz bütün güzellikler, İlahi güzelliğin ve Esmaü’l-Hüsna denilen Yaratıcının güzel isimlerinin tecellisi yani yansımasıdır. İnsan benliği, cüz-i iradesi ve kesbî sanatçığı ile yaratıcısının sanatını, sonsuz ilmini, kudretini ve iradesini anlamaya çalışır ve ona ayna olur.

İslam sanatı ve estetiğinin mistik ve tasavvufî çok derin kaynakları olmakla birlikte temelde esaslarını şunlardan alır: Kitap (Kur’an), Sünnet (Hadis ve Hz. Peygamberin yaşamından örnekler), Kıyas-ı fukaha veya cumhur-u ulema (ilim adamlarının görüş ve yorumları) ve icma-ı ümmet (kamuoyu yani halkın benimsemesi kabulü).

Bütün bunlardan yola çıkarak İslam sanatı ve estetiği şu başlıklarda incelenebilir: Kuran estetiği, Nebevi estetik yani Hz. Peygamber estetiği, âlimlerin estetik anlayışları: Mevlana estetiği, Bediüzzaman estetiği vs. gibi. Ayrıca her milletin kendi milli estetik anlayışları: Türk sanatı, İran sanatı, Arap sanatı, Endülüs sanatı, Orta Asya sanatı ve Uzak Doğu sanatı gibi.

İslam sanatı ve estetiğini anlamak ve analiz etmek için her türlü sanat eserinin içerdiği düz anlam, yan anlam ve derin anlamların anlaşılması ve çözümlenmesi gerekir. Yani yeni kuşaklara miras kalan bütün sanat eserleri, gizemli ve değerli hazineler olarak keşfedilmeyi beklemektedir.