TR EN

Dil Seçin

Ara

ALLAHA TEŞEKKÜR NASIL OLUR?

Hz. Peygamber buyuruyor ki:

Musa aleyhisselâm:

Yâ Râb! Âdemoğlu Sana nasıl teşekkür eder?” diye sordu. Cenâb-ı Hak:

O, mahzar olduğu nimetin benden olduğunu bilirse, bu itiraf onun şükranıdır.” buyurdu.

— Hakîm Tirmizî, Hasan-ı Basrî’den mürsel olarak rivâyet etmiştir.

 

***

 

UŞAĞI UNUTMAK

Unutmak üzerine pek güzel bir makale yazmış olan Psikolog Sansgter, filozof Kanttan bahsederken şöyle diyor:

Kant’ın, Lampe adında pek sevdiği bir uşağı vardı. Filozof ona çok derin bir itimatla bağlıydı. Günün birinde, yıllarca itimat ettiği bu uşağın kendisini muntazaman soymakta olduğunu fark etti ve uşağı derhal kapı dışarı etmek mecburiyetinde kaldı. Tabii pek üzüldü; üzüldü ama hatıra defterine de şöyle yazdı: Lampe’ı unutmam lâzım geldiğini hatırlamam gerek.”

 

***

 

Aranan Yardım

İnsanların en kötüsü bile başkasına yardım etmekten hususi bir zevk duyar. Yeter ki, bu yardımı, cân-ı gönülden istemiş, bu isteğin altında hiçbir hasis menfaat gizlenmemiş olsun. Siz yolunuzu şaşırsanız da dünyanın en fena adamına yol sorsanız işini gücünü bırakır, size gideceğiniz yeri—eğer biliyorsa—tarif eder. Bir şey öğrenmek isteseniz sokakta rastladığınız herhangi bir adama sorunuz; bildiği kadarını söylemeye gayret eder.

Ama bu adamdan para isterseniz elbette vermez. Kendi çıkarınızı temin etmesini onun bir vazifesi hâline getirmeye kalkarsanız elbette hiç oralı olmaz. Çünkü bunlar insanın kendi gayretiyle kendisi için yapabileceği şeylerdir. Fakat yetişmek isteyen, öğrenmek isteyen, hattâ istemeye karar veren adam aradığı yardımı mutlaka görür.

Eşref Saati, Şevket Rado

 

***

 

Allah’ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap!” 

— Kasas suresi; 76-77

 

***

 

ÇOCUKLARINIZI ÇOK ÖPÜNÜZ

Hz. Enes, Resulullah’ı (asm) yakınlarına karşı insanların en şefkatlisi olarak anlatır. Der ki; yakınlarına karşı Hz. Peygamberden daha şefkatli hiç kimseyi görmedim.

Oğlu İbrahimin, Medinenin bir mahallesinde oturan süt annesi vardı. Süt annenin kocası ise bir demirciydi. Bizler de yanında olduğumuz halde Hz. Peygamber çocuğu İbrahimi sık sık görmeye giderdi. Eve vardığında demircinin ocağından yayılan dumanın kapladığı evine girer. Çocuğu kucaklar, öper, koklar ve bir müddet sonra tekrar dönerdi. Hz. Peygamber, herkesi çocuklarını öpmeye teşvik ederdi: “Çocuklarınızı çok öpün, zira her öpücük arasında size cennette bir derece verilir ki, iki derece arasında beş yüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar.”

 

***

 

Klasik, herkesin okumuş olmak istediği, ama kimsenin okumak istemediği kitaptır.”

— Mark Twain

 

***

 

GÜZEL AHLÂK

Hz. Peygamber, ahlâk’ı değil, güzel ahlâk’ı tamamlamak üzere gönderildi.

— Selim Gündüzalp

 

***

 

YOLCULUK

Benim için, bir yazarı okumak, yalnızca neler söylediğini öğrenmek değil, onunla birlikte yollara düşmek, onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.

— Andre Gide

 

***

 

ASIRLAR SONRA

Bazen küçük bir hareket, asırlarca sonra doğacak bir inanışı hazırlar. Ve bir kanaat, bir isyan, bir iman, asırları sarsacak bir hareketin başlangıcı olabilir.

— Nurettin Topçu

 

***

 

İNSAN OLMAK

İnsan olmak demek, aslında, sorumlu olmak demektir.

İnsan olmak, suçu başkasına ait görünen bir yoksulluk karşısında utanç duymaktır.

Başkalarının kazandığı başarıdan kıvanç duymaktır.

Kendi payına düşen taşı yerine yerleştirirken, dünyanın kurulmasına yardımda bulunduğunun farkına varmaktır.

— A. De Saint-Exupéry

 

***

 

Yarım ağız davet

Adamın biri oğlunu evlendiriyormuş ve ahaliyi düğüne davet etmek için meydana tellal çıkartacakmış. Davet edeceği kimseleri tellala tek tek söylemiş. Davet etmeyi pek istemediği, ama çağırmasa da ayıp kaçacağını bildiği biri için de:

Onu da yarım ağız çağır.” demiş. Yani tam istekli davet etme.” Tellal biraz saf imiş. Herkesi düğüne çağırmış, yarım ağız çağır denilen adama giderek, düğün davetini yapmak için elini, dikine dudaklarının ortasına koyarak konuşmaya başlamış. Çağrılan niye böyle konuşuyorsun diye sorunca da:

Dediler ki, seni yarım ağızla çağıracakmışım.” demiş.

 

***

 

Huzurun bedeli

Epiktetos haklı:

Allah’ın bize verdiği en büyük nimet, mâlik (sahip) olduğumuzu bilmediğimiz kuvvetleri, bir gün kendimizde bulma kudretidir.”

Ve gene onun dediği gibi:

Huzurun bir pahası var.”

Evet, onu ödemek lâzım. Benim ödediğim paha, hayatımın hepsidir. Ama üzgün değilim. Ödediğim bedel, ulaştığım kaynak için çok değerlidir. Çünkü bu kaynağın başında ben, yıllar yılı kaybettiğim en değerli şeyi, yani kendimi buldum.

Suyu Arayan Adam, Şevket Süreyya Aydemir

 

***

 

KÜÇÜK BİR KATKI

Küçük deniz feneri, büyük tehlikelere karşı, durmadan, usanmadan gemileri uyarır.

Ateşböceği de bakmaz küçüklüğüne, Ben küçük bir ateşböceğiyim.” demez, gecenin karanlığına o da bir sinyal katar!..

— Kemâl Ural

 

***

 

Bir damla yağmurun denize faydası vardır.”

— Hz. Mevlânâ (ks)

 

***

 

Hızlı okuma kursuna gittikten sonra Savaş ve Barış’ı okudum: Olay Rusyada geçiyor.”

— Woody Ailen