Çocuk, Allah’ı sorduğunda
Kristof 6-7 yaşlarında bir çocuktur, halası da çok sıkı bir Katoliktir; Polonya’nın o kavurucu kış günleri, şiddetli, müthiş bir yoksulluk... Köpekleri ölür. Köpeğin cesedine bakar uzun uzun çocuk, sonra sarılır halasına. Halası ona sürekli Tanrı’yı telkin etmektedir.
“Tanrı nasıl bir şeydir?” diye sorar çocuk.
O da “Sarıl bana.” der. “Neler hissediyorsun?”
“Seni sevdiğimi hissediyorum.” der çocuk.
“İşte Tanrı böyle şeydir.” der hala da...
— Yazar Sadık Yalsızuçanlar’ın, Kitap-lık Dergisi’nin Mayıs 2003 sayısında yer alan röportajında ünlü yönetmen Kieslovski’nin Dekaloglar’ından aktardığı bu sahne, çocukların her şeyden yaralanabilen kalplerinin sonsuz şefkat ve sevgi sahibi bir Yaratıcıya duyduğu fıtrî ihtiyacı mükemmel anlatıyor. Çocuk, Allah’ı sorduğunda, onun nazik kalbini incitmeyecek, dünyasını sevgi ve şefkatle ısıtacak bir cevap istiyordur aslında. Çünkü çocuk, Allah’ı kalbiyle sorar.
***
HANGİ YALANLAR CEZALANDIRILIR?
The New York Times, sadece Amerika’nın değil, dünyanın en etkin ve “saygın” gazetelerinden biri olarak kabul edilir. Mezkûr gazete, haberdâr ederek yönlendirme yoluyla Amerikan kamuoyunu oluşturma gücünün yanı sıra, ünlü yazarlarının yorum ve analiz yazılarının, hemen hemen bütün ülkelerin medya organlarında ilgiyle takip edilmesi sebebiyle uluslararası düzeyde politikaların oluşturulmasında göz ardı edilemeyecek bir etkiye de sahiptir. Çoğu zaman Amerikan hükümetinin iç ve dış politikalarının neredeyse resmî sözcüsü sayılabilecek konumdadır ve dünya egemenlerinin (uluslar üstü şirketlerin vs...) çıkarlarını savunmakta ve dayatmakta oldukça gözükaradır. Amerika ve İngiltere koalisyon güçlerinin Irak’a saldırmaya hazırlandığı ve saldırının gerçekleştirildiği aşamalarda, şahin politikacıların söylemleri ile The New York Times’ın ana haberleri ve birçok yazarının yorumları arasındaki paralellikler bu güç ilişkilerinin en yakın örneğidir. Gazetenin savaş çığırtkanı yazarlarının, bugün ortaya çıkan tabloda, savunulan savaş gerekçelerinin (Kitle imha silahlarının varlığı, bir terör örgütüyle olan yakın bağ gibi) iflası karşısında politikacılara makûl birkaç soru sormaları düşünülemez bile. Çünkü bu, kendi yalanlarının da ifşası anlamına gelecektir.
Ünlü dilbilimci ve “muhalif” Noam Chomsky, Türkçe’ye “Medya Gerçeği” ismiyle çevrilen kitabında medyayı, özelde Amerikan medyasını, devlet - şirket çıkarlarına uyum sağlamaya teşvik eden birçok faktörün bulunduğunu söyler: “Güçle kapışmaya girmek pahalıya mâl olan ve zor bir iştir. Bunun için kanıtların ve savların çok kuvvetli olması gerekmektedir ve eleştirel bir çözümlemeye kalkışmak doğallıkla, güçlü bir tepki gösterip ödülleri ve cezaları belirleyebilecek bir konumda olanlar tarafından hoş karşılanmaz. Buna karşılık ‘yurtsever bir gündem’e uyum sağlamanın hiçbir bedeli yoktur. Resmî düşmanlara yöneltilen suçlamaların kanıtlanması gerekmez, dahası, bu tür suçlamaların düzeltilmesi bile engellenir.
“... ABD’yle himayesindeki devletlerin, modern çağın vebası sayılan terörizmi