TR EN

Dil Seçin

Ara

Hayvandan Usta Olur mu? / Kâinata Bakma Durağı

Mesela dokuma makinesini görsek; üzerinde gayet ustaca nakışları olan bir halı dokumuş duruyor. Beğendiğimiz bu halıyı o makinenin isteyip, tasarlayıp yaptığını hiç düşünmez ve hemen sanatkârını ve ustasını sorarız. Herkes bilir ki, halı her ne kadar o dokuma makinesinden çıksa da, onun asıl yapanı o değildir. Makine sadece halının ortaya çıkmasına aracı ve sebep olmuştur.

Aslında etrafımızaki her şeye dikkatle baktığımızda, onların da sanatlı olduğunu görürüz. Bir de bu sanatlı eserlerin ortaya çıkmasına sebep olanlara baktığımızda tek gerçeği net olarak görürüz: bu canlılarda o eserleri yapacak özellikler yoktur.

Oysa bir sanatkârın en azından bilgisi, iradesi, şuuru olmalıdır ki, bir eser tasarlasın ve planlı hareket edip eserini yapsın… O canlılarda ise bu özellikler olmadığı gibi yaptıkları şeylerin güzelliğinin ve estetik değerinin farkında değillerdir. Onlar da dokuma makinesi gibi sadece aracı ve sebeptirler.

Dokuma ustası, maharetini o makinenin kollarını, tuşlarını kullanarak gösterdiği gibi; bir ismi de Sani’ (sanatlı yaratan) olan Allah, mahlukatında yarattığı çeşitli organlar ve duygularla onları yönlendirerek sanatlı eserlerini üretir.

Aklını nefsinin kuyusunda kaybetmiş biçareler de bu harika eserlerin, bu aciz ve yetersiz canlılardan çıkmasına akıl erdiremez ve ‘içgüdü’ deyiverirler. Aslında burada bir ‘içgüdü’ vardır; ama canlılarda değil, düşüncelerinin dizginlerini şeytana kaptırmış olan bu inançsızları, şeytanın içerden dürtmesidir.

***

 

Usta Mühendisler: Kunduzlar

Bir baraj inşaatında çalışan mühendisler; plan proje yaparlar; projenin hayata geçmesi için de inşaat işçileri bedenen çalışırlar. Oysa kunduzlar kendi barajlarının hem işçisi, hem de mühendisidirler. Bu iş için çok hassas bir plan yapmış gibi çalışırlar. 

Mesela baraj inşasında akan su bu dalları alıp götürebilir. Barajın dağılmaması için yapılacak en akıllıca iş, dere yatağına kazıklar çakmaktır. Bu nedenle kunduzlar, barajlarını yaparken ana taşıyıcı olarak büyük kazıklar kullanırlar. Ama bu kazıkları dere yatağına çakamayacakları için, kullanacakları parçaları taşlarla ağırlaştırarak su içinde sabitlerler. Kunduzlar, son olarak yığdıkları dalları, kil ve ölü yapraklardan yaptıkları harçla birbirlerine yapıştırırlar.  

Kunduzlar, bunun yanı sıra, suyun önünü tamamen kesmek gibi bir hata da yapmazlar. Barajı istedikleri yükseklikte su tutabilecek şekilde inşa eder, fazla suyun akması için özel kanallar bırakırlar. 

Bu akıllıca davranışları akıldan yoksun ve bir eğitim almamış kunduzlara verenler, ne kadar da akılsızca lâflar ediyorlar değil mi? 

***

 

Denizin Altındaki Müthiş Sır

Dalgıçlar Japonya’da denizin derinliklerinde ilginç geometrik şekiller gördüler. Kum üzerine işlenmiş bir sanat eseri gibi duran bu şekilleri kimin yaptığı meçhuldü. Akıl erdiremedikleri herşeyi uzaylıların yaptığını iddia eden kolaycılar işin faillerini hemen buluverdiler: uzaylılar. 

Daha sonra anlaşıldı ki, çapları 2 metreyi bulan bu harikulade şekillerin ‘gizemli sanatçıları’ 12 cm boyunda küçücük kirpi balıklarıydı… Erkek balıklar, bu motifleri yaparak, dişi balıkları bu bölgede yumurtlamaya için ikna ediyorlardı. Eser biter bitmez dişi bir balık gelip şöyle bir göz atıyor, beğenirse yumurtalarını bu şeklin ortasına koyuyordu. Yumurtalar dairenin ortasında okyanusun dalgalarından da etkilenmiyordu.

Kirpi balığının bu harika eserleri yapması ve eş seçerken böyle hareket edebilmesi bilim adamlarını hayrette bırakmış. Haksız da değiller. Küçücük bir balık nasıl olur da, eşini ne kadar çok sevdiğini kuma işlediği resimle anlatır! Uzaylılar ile izah edebildikleri şekli, 20 saniye içinde gördüğü her şeyi unutan bir balık minicik beyni ile nasıl düşünebilir?

Bunun tek izahı var: bu balık, bu şeklin yapılmasında sadece bir araç. Allah (cc.) mahlukatını yarattığı duygular ve ihtiyaçlarla böyle sevkedip çalıştırıyor.

***

 

Yaban Arısının Kağıttan Yuvası

Gövdesi sarı ve siyah çizgili olan eşek arıları oldukça iri yapılıdır. Boyları 2,5-3 cm'yi bulur. Yaban arılarının en belirgin özellikleri çamur, kil ve kâğıttan harika yuvalar inşa etmeleridir.

Yuvanın inşaasında kullanılan madde, yaban arısının çenesiyle tahta direk ve kazıklardan kazıdığı emsalsiz bir çeşit kâğıttır. Yapışır hale gelmesi için yaban arısı buna tükrüğünü ilave eder.

Yaban arısı peteklerinin hücreleri de altıgendir. Merkezî petek inşa edildikten sonra koruyucu kâğıt tabakalarıyla kuşatılır.

Kovan mükemmel bir izolasyon sağlayan, iç içe kâğıttan zarflarla iyice sarılır. Bu da kovan sıcaklığını takriben 30°C’ta tutmak için önemlidir.

Gördüğümüz gibi yaban arılarının yuvaları, şekil, desen ve uygunluk açısından harikulade özelliklerle yapılır. Bu işi, malzeme seçimi, plan ve program yapmaktan çok uzak olan arılara vermek ne kadar doğru olur. Yapana değil, yaptırana bakmalı; O’nu tanımalı.