TR EN

Dil Seçin

Ara

Hadi Okuyun!

Hadi Okuyun!

Konfordan çok rahatsızlığa alışık beyinler, zaten seçtikleri kitaplardan da belli olur; her kitap bir başka kitaba götürür.

Okumak arzusuyla aldığım yüzlerce kitap var.

Hepsini kendime göre sebeplerle tek tek seçtim. Aldım. Yeri geliyor, hâlâ dayanamayıp alıyorum.

Konfordan çok rahatsızlığa alışık beyinler, zaten seçtikleri kitaplardan da belli olur; her kitap bir başka kitaba götürür. Tünelin sonunu görmek heyecanı kimi zaman artar, kimi zaman yoğun bir karanlık ümitsizliğe düşürür. 

Bazen ışığı görür gibi olursunuz; o ışık varmak istediğiniz aydınlık mıdır yoksa üzerinize gelen bir tren midir, bilemez ve anlık şaşkınlıklar, korkular, hayretler kafa konforunuzu hak ile yeksan eder…

Genel olarak bakınca, aman ne iyi, kitaplardan ve okumaktan söz etmek “bilgi” ve “gerçek” arasında hayali rütbeler ve takdirlerle kuşatır sizi.

Kimsenin itiraz etmeyeceği bir vasata konumlanırsınız.

Halbuki bazen odamdaki bütün kitapları küçücük bir kibrit marifetiyle büyük bir yangına çevirmek, göğsümde saf bir kocakarı imanıyla en yakın caminin bahçesindeki ihtiyarların arasına sığınmak istiyorum.

Çünkü orada yazılmış bütün kitapların ortak sonsözü musalla taşı var ve onun karşısında vakti beklerken tefekkürün tereddütsüz tedrisatında imtihanda sorulacak dersi anlıyorsunuz. 

Ömür boyu, her gün beş defa ve beş-on dakikalık ve mezuniyet garantili üstelik…

Sonra her türlü kibir ve riyanın ayakkabılığa soyunulup bırakıldığı ve “kul”luk eşit rütbesiyle hizaya girildiği ve özümüz olan toprağa doğru alnımızı bastırırken, bildiğimiz ve bilmediğimiz, zamanlı ve zamansız, mekânlı ve mekânsız bütün âlemleri kuşatan ve bizi merhametine çağıran sahibimize teslimiyetin huzuru…

“İlim bir nokta kadardı. Cahiller onu çoğalttılar.”

Cahiller o ilmi anlamayı zorlaştırdılar. 

Ve cehaletin başını kesecek tek Zülfikar, teslimiyetten ibaret. 

Yerin altındaki ve üstündeki ilimlerin membaına ulaşmak isterken, hayatı okuyamadan kitap sayfalarının arasında boğulmak hafif bir risk midir?

Hangi keşifle zulmü durdurduk?

Hangi keşif her ihtiyaç duyduğumuzda ekstra bir huzur pompalıyor aldığımız havaya?

Ve hangi keşif sırtını şadırvana, yüzünü musallaya verip vakti beklerken hissettiğimizi değiştirdi?

Elbette kitapları yakamam…

Fakat hayatı okumaya ve gerçek tedrisata mâni olduğu zaman…

Kendimizi yakmış oluyoruz…

Hadi okuyun!