TR EN

Dil Seçin

Ara

Dua Neden İbadetin Beyni ve İliğidir?

Dua Neden İbadetin Beyni ve İliğidir?

Peygamberimiz’in (asm) her hadisi hikmetle söylenmiş sözlerdir ve O’nun lisânından akıp kalplerimizi arındıran, öğüt veren, tefekküre yönelten hikmet çeşmeleri gibidir.

“Dua ibadetin beyni ve iliğidir” buyuruyor Peygamber (asm). Bu hadisinde duanın önemini vurguluyor. İnsan, kulluğunun şuurunda olduğu sürece Allah Katında değerlidir. Bu sebeple Allah’a gönülden yöneliyor, yaptığımız hatalar için O’na itirafta bulunuyor ve yalnızca O’ndan yardım diliyoruz. Dünyaya kulluk ve ibadet için gelmiş olan bizler aczimizin bilincindeyiz, muhtacız. İhtiyacımız olan her şeyi, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan sonsuz güç ve kudret sahibi Allah’tan istiyoruz.

Peygamber (asm) neden beyin ve iliğe dikkat çekmiş olabilir diye düşünürsek...

Beynimiz de iliğimiz de vücudumuz için çok hayatî öneme sahip. Örneğin beynimiz; öyle bir iletişim ağına sahip ki yeryüzünde 100 milyar ‘kullanıcı’ bu iletişim ağı yoluyla haberleşiyor.

Orada trilyonlarca bağlantı gerçekleşiyor, dahası bilgisayarımızdaki gibi bağlantı sorunları yaşanmıyor. Hiç dinlenme, ara verme ve elektrik kesintisi de olmuyor.

Beynimiz bedenimiz ve hayatımız için müthiş önemli. Dahası çevremizle aramızdaki bağlantıyı mümkün kılıyor. Ölümünde ise hayat ile bağlantımız son buluyor.

Diğer taraftan bizi biz yapan ‘şey’lerden biri de hayatî hücrelerimizin üretildiği kemik iliğimiz. Bu üretim merkezinde, hem yapıları hem de işlevleri birbirinden çok farklı ürünler üretiliyor.

Örneğin; hayatımız için olmazsa olmazlardan biri olan savunma hücrelerimiz, kemik iliğimizde üretiliyor. Vücudumuzun askerleri onlar. Radyasyon gibi dış etkilere, vücudumuza giren yabancı maddelere karşı savaşan askerler. Kimi tek bir hedefe yönelen bombaya benzer sistemlere sahip, kimi âdeta saçma atan bir tüfek ya da birçok hedefe birden yönelebilen bir bomba gibi. Kimi ise âdeta çöpçü gibi temizlenmesi gereken mikroorganizmaları yutuyor, tehlikeleri ortadan kaldırıyor. Bir anda pek çok düşmanı yok edebiliyor. Oldukça uzun ömürlüler; aylarca hatta yıllarca yaşayabiliyorlar.

Hiroshima ve Nagasaki’ye atom bombaları atıldığında, yayılan radyasyon yüzünden birçok insan, 10-15 gün içinde iç kanama ya da bulaşıcı hastalıklar nedeniyle ölmüştü. Bu insanlara ne olduğunu anlamak için hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde şu sonuca ulaşılmıştı: Vücut tümüyle radyasyona maruz kaldığında kan yapan ve savunma sisteminin bel kemiği olan hücreler ölüyordu. Bu, vücudun da kısa sürede ölmesi demekti.

İliklerimizde üretilen savunma hücrelerimiz, nasıl vücudumuzun koruyucu kalkanı ise, Allah’a sığınılarak edilen samimi dua da bizi kötülüklerden engelleyen bir kalkan gibidir. Dua etmek çok önemli bir şeydir ve samimi imanla edilen dua büyük sırdır. İstediği bir şey için kafasını çok yorar insan ama dua ettiği zaman konu çok kolaylaşır. Dua çok güçlüdür. Ve “Dua, müminin silahıdır…” (Hâkim, Müstedrek, I/492)

Dua, Rabbimiz ile olan en önemli bağlantımız. Bu yüzden Allah ile bağlantımız gevşemez, kopmaz, sarsılmaz olmalı. Allah’ı anmaktan uzak kalmak intiharla eşdeğerdir. İçimizi temiz tutmamız, nefsimizi arındırmamız lâzım bunun için. Arınmanın ve temizlenmenin yollarını düşünmeliyiz.

Bu sebeple, beyin teyakkuz halinde olmalı. Şeytan, insanın zayıf bir anını bekler. Beyninde bir yere dokunur ve insan kötü bir şey yapar. Ancak beynimiz Allah ile olursa, şeytan dokunacak yer bulamaz. Beyinde boşluk varsa, şeytana da orada yer var demektir. Örneğin; otomobilimizin göstergesi uyarıyorsa, benzin biteceği için tedirgin oluruz ama depoyu fulledikten sonra rahatlık gelir.

Sonuç olarak; Hayy olan Rabbimiz, bedenimizde hayatımız için ortak bir amaca yönelik faaliyet gösteren birçok farklı sistem kurmuş. İşte bu kusursuz ve muhteşem İlahî tasarımlar bize hayat veriyor, bizi biz yapıyor. Tıpkı duamızın bizi biz yaptığı gibi...

“Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?..” (Furkan Suresi, 77)