Kur'an-ı Kerîm okurken manasını anlayıp yaşamak, maddî ve manevî fitnelere karşı en büyük bir settir. Hz. Ali (ra.), Rasulullah’ın (asm) “Dikkat ediniz, fitneler gelecek.” buyurduğunu nakleder ve şöyle der:
Rasulullah’a (asm.) sordum:
“O fitnelerden kurtuluş yolu nedir?”
Şöyle buyurdu:
“Allah’ın kitabıdır.
Onda sizden önce cereyan etmiş ve sizden sonra cereyan edecek hadiselerden haberler vardır.
Aranızda meydana gelecek olan ihtilafları halledecek olan odur.
Onda boş söz yoktur.
Bir zalimin korkusuyla ondan vazgeçenleri Allah parçalar.
Kim onun dışında doğru yol ararsa saptırır.
O Allah’ın sarsılmaz ve kopmaz bir ipidir.
O hikmetli ilahî zikirdir.
O doğru yoldur.
Hiçbir zaman hakikatten ayrılmaz.
Diller onu karıştırmaz.
Âlimler onun manevî lezzetine doyamaz.
Çok tekrar edilmesine rağmen lezzeti kaybolmaz.
Ondaki harikalar saymakla bitmez.
Cinler bile onu duyduğu zaman şöyle demekten kendilerini alamazlar: ‘Biz doğru yolu gösteren harika bir Kur’an duyduk.’
Onunla konuşanın doğruluğu tasdik edilir.
Onunla amel eden mükâfata nail olur.
Onunla hükmeden, adaletle hükmetmiş olur.
Onunla çağıran, doğru yola çağırmış olur.”
(Tirmizî, Fedailü’l Kur’an, 14)