Varlığın en muhteşem ve en eşsiz, en beklenmedik ahengini teşhis ediyor Kemal Sayar:
“Bir ruhun diğerine dokunduğu an, hayatın mucizesidir.” Çünkü bu an’ın içinde gönül vardır; bu an’ın içinde irade vardır. Çünkü bu an insana irade veren iradenin muradıdır.
***
Gökhan Özcan, meyvede gizli tohumu, tohumda gizli ağacı, ağaçta gizli meyveyi, meyvede yeniden gizlenen tohumu hayat/ölüm ekseninde görüyor:
“Hayatın içinde ölüm, ölümün içinde hayat, sonun içinde sonsuzluk gizli.”
***
Herman Hesse, umudun yittiği her yüzde, kaybın yaşadığı her yüzeyde saklı olanı okuyor:
“Bir kez kaçar uçurtması, sonra gökyüzüne küser insan.”
***
Ursula Le Guin, insanın varlıkla tanıştığı, kâinatta kendi yerini bulduğu “sekine adası”nı arıyor: “Gel benimle canım kederim/Uzaklara gel benimle. Tüm rüzgârların uyuyakaldığı/Ve tüm seslerin kesildiği yere.”
***
Hasan Ali Toptaş, her insanın biricikliğinin ötekine doğru bir uçurum sakladığını çerçeveliyor:
“Yalnızlık, uçurumları giyinmektir biraz da.”