TR EN

Dil Seçin

Ara

İnşaallah / Bu Kelimeyi Neden Söyleriz?

İnşaallah / Bu Kelimeyi Neden Söyleriz?

Günlük hayatımız içinde pek çok defalar söylediğimiz bir sözdür inşaallah. İmanımızın da ifadesi olan bu sözümüz, “Allah dilerse, Allah nasip ve takdir ederse; Allah izin verirse” anlamındadır. Yoksa bazen şahit olduğumuz gibi muhatabını geçiştirmek, başından savmak ve o ânı kurtarmak için söylenmesi yanlıştır, kişiyi manen mesul eder.

Günlük hayatımız içinde pek çok defalar söylediğimiz bir sözdür inşaallah. İmanımızın da ifadesi olan bu sözümüz, “Allah dilerse, Allah nasip ve takdir ederse; Allah izin verirse” anlamındadır. Yoksa bazen şahit olduğumuz gibi muhatabını geçiştirmek, başından savmak ve o ânı kurtarmak için söylenmesi yanlıştır, kişiyi manen mesul eder.

Meşhur bir fıkra vardır. Bir gün bir adam hanımına, “Yarın oduna gideceğim.” demiş. Eşi ise, “Tamam ama, inşaallah de.” diye karşılık vermiş. Adam da ben yaparım, ben ederim mantığında olduğundan “Ne lüzumu var ki?” demiş, “Yarın sabah eşeğime binip ormana gideceğim ve odun getireceğim…” cevabını vurgulamış.

Sabah olmuş ve adam eşeğini alarak oduna gitmiş. Fakat ormanda ilerlerken şiddetli bir yağmur bastırmış; bir de vahşi hayvanlar peşine takılmış… Adam odun toplamak bir yana, canını zor kurtarmış… Kendini evinin kapısına zor atmış. Kapıyı çalmış, fakat bu perişan ve tanınmaz haliyle eşi bile zor tanımış. “Efendi, sen misin?..” diye sorunca, adam “İnşallah benim; inşallah benim” diye cevap vermiş.

Adamı tanıyan hanımı kapıyı açarken buruk bir tebessümle şöyle demiş: “Onun yeri şimdi değil zamanında diyecektin…”

‘İnşaallah’ sözü; hayatın, bizim irademizi aşan bir hakikatının var olduğunu ifade eder. Âyet-i kerîmede ‘inşaallah’ dememiz emredilir:

“Hiçbir şey hakkında da ‘Ben yarın şunu yapacağım’ deme. Ancak Allah’ın dilemesine bağlarsan (Allah nasip ederse dersen) müstesnadır. Unuttuğun zaman da Rabbini an ve ‘Umarım, Rabbim beni bundan daha doğru bir yola iletir’ de.” (Kehf suresi, 23-24)

Bize ancak cüzi irade verilmiş; ve o iradeyi de, kâinatı yaratan ve idare eden Allah’ın izni ve müsaadesi kadar kullanabiliyoruz. Hükmü her şeyi kuşatan, mutlak irade sahibi elbette ki Âlemlerin Rabbi’dir. Atomlardan galaksilere kadar her her Onun kanunu ve iradesi ile hareket eder. Ağaç dalında bir yaprağın büyümesi de, kurumuş bir yaprağın düşmesi de ancak Onun iradesi ve kanunuyla olur.

İşte ‘inşaallah (Allah izin verirse)’ sözümüzle, hayatın ve kâinatın gerçek sahibini unutmadan yaşadığımızı; bizim irademizin tek başına sadece bir ‘niyet’ bir ‘istek’ olduğunu ifade ederiz. Rabbimiz vermese hiçbir hayır ve güzelliğe kavuşamaz; hiçbir şer ve kötülükten korunamayız. Biz Rabbimizin verdiği imkânlarla çalışarak isteriz ve Allah sonucu yaratır, bize ihsan eder.

Kısacası, ‘inşaallah;’ Allah’a olan inancımızla hayatımızı buluşturan bir söz ve hakikattir.