Bir medresede, ukalâ ve kendini gösterme meraklısı bir öğrenci varmış. Bu öğrenci bir gün Farsça’dan sözlü imtihana girmiş.
Beklerken de “Ne soracaklar acaba?” diye, hocalarının ağzına dikkatle bakıyormuş. Derken hocalardan birisi sorusuna başlayıp “leb” der demez, öğrenci heyecanla atılıp, “Leblebi efendim, leblebi! Kelimenin birinci hecesidir. Fakat siz yorulmayasınız diye kelimenin tamamını söyletmedim.” deyivermiş. İmtihan yapan hocalar da birbirine bakıp gülüşmüşler.
Sonuçta bu sözlü imtihan sınav ama bu kendini gösterme heveslisi öğrencinin leblebi hikâyesi unutulmamış. Böylece, çok keskin zekâlı olup, daha sözün başında meseleyi anlayanlar için, “Leb demeden leblebiyi anlıyor.” deyimi söylenir olmuş.
•••
Bu deyim, “birisi daha söze başlarken, ne demek istediğini hemen anlamak” mânâsında kullanılır.