Bebeği Anneden Ayırmayın

Hepimiz doğduğumuzda küçük bir bebektik. Bunu hiç hatırlamasak da anne babalarımız çok iyi hatırlar.

Eğer siz de anne baba iseniz bir bebeğin, daha anne karnından itibaren ne kadar zor büyüdüğünü mutlaka bilirsiniz. Bir bebek büyütmediyseniz eğer, bunu annelerinize sorabilirsiniz.

Bir insan doğduktan hemen sonra en savunmasız ve bakıma muhtaç halindedir; ve yıllarca yetişkinlerin himayesinde büyümek zorundadır.

Bebek bakımında en zor işlerden biri de beslenmedir. Bebeklerin beslenmesi için çok özel besinler gerekir. Şükür ki Allah, ilk zamanlardaki beslenme için anne sütünü yaratıyor… Anne sütünün faydalarıyla ilgili herkes az çok bilgiye sahiptir.

Anne sütünün kendisinin onlarca faydaları bilinmekle beraber, emzirme işleminin de başlı başına pekçok faydası vardır. Son zamanlarda tespit edilen bilgilere göre, bebek doğar doğmaz anne ile temas sağlamalı, mümkünse hemen emzirmeye başlanmalıdır.

Ülkemizde sezaryen denilen ameliyatla doğum yönteminin yaygınlaştığı artık bilinen bir gerçektir. Eğer bir kez sezaryenle doğum yaptıysanız, çoğu kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktoruna göre bundan sonraki doğumlar da sezaryenle olmak zorunda. Çünkü bu ameliyatta bebeğin çıkabilmesi için karın ile birlikte rahim de kesilir. Bu sebeple bir sonraki doğum esnasında, rahimdeki çok kuvvetli kasılmalar ve basınç neticesinde rahimin önceki kesildiği yerden yırtılması riski mevcuttur.

Aslında sezaryen ameliyatı da anne bebek temasının erkenden sağlanmasını zorlaştıran bir durum. Çoğu klinikte bebek ameliyatla doğduktan sonra ebe ya da doğum hemşiresine verilir. Bebekte acil tıbbi müdahale gerektiren bir sorun yoksa standart yenidoğan bakımı yapılır, göbek kordonu kesilip yenidoğan servisine gönderilir. Anne, ameliyattan sonra ameliyathanedeki uyanma-derlenme bölümünde bir süre daha bekler. Doğumdan yaklaşık 1,5-2 saat sonra anne ile bebek biraraya gelir.

Artık bazı ülkelerde yeni bir yöntem uygulanmaktadır. Bu yöntemde, sezaryen ameliyatla doğan bebek hemen anneye verilmekte ve anne ile bebek arasında cilt temasının olması istenmektedir. Çünkü bu temasın anne ve bebekte birçok olumlu etkisinin olduğu bildirilmektedir. Hatta, emzirme hemşirelerinin de yardımıyla, daha ameliyat devam ederken annenin bebeğini emzirmesi sağlanmaktadır.

“Nasıl yani, ameliyat diyorsunuz, ameliyatta hastalar uyutulmuyor muydu?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Hayır uyutulmuyor… Artık sezaryen ameliyatları “spinal anestezi“ nimeti sayesinde belinden iğne yapılarak sadece karın bölgesinin uyuşturulmasıyla yapılıyor.

Doğumdan hemen sonra anne-bebek temasının anne ve bebeğin duygusal bağlarını kuvvetlendirdiği, annelik hislerinin kazanılmasını ve annenin bebeği daha iyi sahiplenmesini sağladığı bilinmekte… Bebeğin rahmin sıcak ve koruyucu ortamından tamamen farklı bir ortam olan dünya atmosferine alışmasını ve ilk nefeslerini almasını kolaylaştırdığı da bilinmektedir. Ayrıca anne ile temasın, bebek için çok büyük bir nimet olan anne sütü ile beslenmeyi artırdığı ve kolaylaştırdığı anlaşılmıştır. Bu da bebeğin büyüme ve gelişiminin daha iyi olabileceği anlamına gelir. Doğar doğmaz annesine sarılan bebeklerin daha huzurlu uyuduğu da tespit edilmiştir.

Demek ki, bebekleri doğar doğmaz anneleri ile tanıştırmalı, tanıdık olan sesini duymasını sağlamalıyız. Annenin şefkatli kucağının, bebeği en sıcak küvözden daha iyi ısıttığını unutmamalıyız.

Kaynaklar:

1. Grassley JS, Jones J. Implementing skin-to-skin contact in the operating room following cesarean birth.Worldviews Evid Based Nurs. 2014 Dec;11(6):414-6.

2. Burke-Aaronson AC. Skin-to-skin care and breastfeeding in the perioperative suite. MCN Am J Matern Child Nurs. 2015 Mar-Apr;40(2):105-9.