Mark Twain, konferanslar vermek üzere şehirden şehre dolaşıyordu. Bir gün küçük bir kasabaya uğradı. Akşam yemeğinden de önce tıraş olmak üzere berbere gitti. Berber sordu:
“Galiba yabancısınız.”
“Evet.” dedi Mark Twain, “İlk defa geliyorum buraya.”
Konuşmayı seven berber devam etti:
“Tam zamanında geldiniz. Çünkü Mark Twain bu gece bir konferans verecek. Siz de gideceksiniz bu konferansa değil mi?”
“Elbette gideceğim. Gitmez olur muyum?”
Berber üzüntülü bir sesle:
“Fakat ayakta dinlemek zorunda kalacaksınız onu.” dedi ekledi, “Çünkü bütün yerler satıldı...”
Bu sefer de Mark Twain içini çekerek şöyle karşılık verdi:
“Ne yapalım, kısmet!.. Çok talihsiz biriyim ben. Bu adam ne zaman bir konferans verse, ben hep ayakta kalırım.”