TR EN

Dil Seçin

Ara

Canlılar Âleminin Şefkat Kahramanları Anneler

Canlılar Âleminin Şefkat Kahramanları Anneler

Sevgi ve merhamet sadece insanlar için var olan bir duygu değildir.

Her insan çevresini kendi aynasının rengine göre görür. Merhametsiz bir kalbe sahip olan insan; çevresini ağlar, çirkin, merhametsiz ve karanlık olarak görür. Fakat olumlu düşünen ve güzel bakan bir insan ise, çevresindeki güzellikleri, iyilikleri ve hikmetleri görür. Biz de bu duygu ve düşüncelerle çevremizdeki canlılara bakacak olursak, bütün canlıların şefkat ve merhamet hisleri ile donatılmış olduklarını görebiliriz.

Sevgi ve merhamet elbette sadece insanlar için var olan bir duygu değildir. Ve bazı hayvanlar sevmeyi birçok insandan daha iyi yapabiliyor. En yırtıcı hayvanın bile yavrularına karşı merhametli davranışları, bu şefkat duygusunun yırtıcılığa galip geldiğini göstermektedir. Vahşi bir hayvan olan aç bir aslan, zayıf yavrusunu kendine tercih ederek önündeki eti yemeyip yavrusuna verir.

Hem küçük yavrularına çobanlık eden tavuk dahi kendini aç bırakıp yavrularını doyurur. Yeri geldiğinde de yavrularını korumak için vahşi hayvanlara karşı koyar, kendi canını feda eder.

Anne şefkatinin en enteresan örneği ahtapotlarda görülmektedir. Anne ahtapot yumurtalarını korunaklı bir yere bıraktıktan sonra, yavrular yumurtadan çıkana kadar hiçbir yere ayrılmadan başlarında bekler. Beslenmek için bile olsa asla yumurtaların başından ayrılmaz. Anne ahtapotta şefkat duygusu o kadar ileridir ki, bu süre zarfında açlığa dayanamayacak olursa birkaç kolunu yer ve bu şekilde tüm yavrular yumurtadan çıkıncaya kadar hayatta kalır ve yumurtaları korur. Tüm bunlar gösteriyor ki, anneler yavrularına hizmet etmekte öyle bir lezzet alırlar ki; açlık ve ölüm acısına dayanabilirler.

İşte tüm canlıların annelerinin bu şefkatli davranışlarına baktığımızda, anlarız ki; rahmeti her şeyi kuşatmış olan Allah (cc), o zayıf, aciz, muhtaç yavrulara öyle bir merhamet eder ki, annelerin kalplerine böyle büyük, muazzam bir şefkat koyar. Demek ki, kucaklarına yavru, kalplerine merhamet koyulan anneler, bu büyük görevi kendileri hesabına ve kendileri namına yapmıyorlar. Çünkü hayatlarını, gerektiğinde yavruları için feda ediyorlar. Anlıyoruz ki sonsuz şefkat ve merhamet sahibi bir Zât onları vazifelendiriyor.

Hayvanlar, yavrularını küçük iken sevk-i ilahi ile himayeye çalışırlar. Ancak yavruları büyüdüğünde o vazife de biter. Hatta bazen yavrusunu döver, elinden yiyeceğini alır, bazen de yuvadan dışarı atar. Demek ki, vazife bittiğinde kalbine artık şefkat ve koruma duygusu da verilmez. İnsanlarda ise anne ve babaların vazifeleri ömür boyu devam eder. Çünkü insanlar zayıf ve aciz oldukları için daima bir nevi çocukluk yönleri vardır, her vakit şefkate muhtaçtırlar.

Evet birer şefkat kahramanı ve sebeb-i hayatımız olan anne ve babaya muhabbet, hürmet ve şefkat, evladın en büyük görevi olmalıdır. Evladının varlığı için kendi varlığından feragat ederek dünyanın en kutsi vazifesini yerine getiren, varlıklarıyla hayatımıza anlam katan, şefkat kahramanı annelerimize sağlık, esenlik ve iki cihan mutlulukları diler; annelerimizin Anneler Günü’nü en kalbi duygularımla kutlarım.