TR EN

Dil Seçin

Ara

İnsan, İnsanın Yurdudur

Geçmişteki mutlu deneyimlerimizi hatırlayabilmek, onları içimizde tutabilmek de bizi mutluluğa götüren faktörlerden bir tanesidir.

 

Geçmişteki mutlu deneyimlerimizi hatırlayabilmek, onları içimizde tutabilmek de bizi mutluluğa götüren faktörlerden bir tanesidir.

Gülebilmek… Aslında gülmek başlı başına insanı uyaran ve mutluluğa götüren bir eylemdir. Sadece kendinizi zorlayarak bile gülseniz---bunu yapmayın tabi---ancak onun bile size artısı olabiliyor. Bunu böyle bir terapi yöntemi olarak kullanan insanlar var.

Endişeli, sıkıntılı duygu ve düşünceler yoğunlaştığında, olumsuz beklentiler arttığında, yalnızlık arttığında, kronik mutsuzluk baş gösteriyor.

 

Batı’da ve Doğu’da insan ilişkileri

Ben şöyle ifade etmek isterim bu durumu; Batılı bir düşünür olan Hobbes “Homo homini lupus” diyor, “İnsan insanın kurdudur.” Bizim topraklarımızda biz daha güzel bir deyiş bulmuşuz. Biz diyoruz ki; “İnsan insanın yurdudur.” İnsan insanın cennetidir.

Batı toplumlarıyla bizim aramızda çok büyük fark var; şükür ki halen var. Bizim toplumumuzda, daha doğrusu Doğu toplumlarında insan ilişkileri hala çok canlı. Bizler bir başkasının derdini kolaylıkla dinleyebiliyoruz. Hastalıklarımız olduğu gibi, meziyetlerimiz de var. Bir başkasına kolayca yardım edebiliyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda bir İngiliz gazetesinde ünlü bir sosyal eleştirmenin bir eleştirisi çıkmıştı. Şunu söylüyordu; “Biz Batı toplumunda paraya tahvil edilemeyen her şeyi sildik attık. Kimse kimsenin derdini dinlemek istemiyor. Hatta ana-babalık bile tarihe karışmak üzere…” diyordu. Çünkü ana-babalık, kariyeri önlüyor, fedakârlık gerektiriyor, insanların kariyerlerinden uzun saatler çalıyor. Dolayısıyla Batı toplumlarında doğurganlık giderek düşüyor. İnsanlar bir karşılık, bir menfaat olmadan hiçbir şeyi bir başkasına veremez hale geldiler. Dolayısıyla “Piyasa kapitalizminin güttüğü benlikler haline geldik” diyor. Bu çok ciddi bir eleştiridir.

 

Korunması gereken âdetler

Bizde halen komşuya yardım vardır. Bizde halen duygusal seferberlikler vardır. Van depremi çok yakın zamanda oldu. Bu ülkede, neler olduğunu nasıl bir uyanış ve şahlanış olabildiğini gördük.

Kendimizin bu olumlu taraflarımızı harekete geçirmeyi de bilmemiz lazım. Dolayısıyla bizler toplum halinde yaşayan insanlarız. Bu özelliğimizi kaybetmememiz gerek. Mahalle kültürünü, komşuluk ahlâkını, komşuluk hukukunu kaybetmememiz lazım. Bu kısır döngüyü kırmamız lazım.

 

Mutluluk için üç şey

İnsanın mutluluğu için üç şeyden bahsedilir. Bunların geçerli olduğu düşünülüyor: “hayattan haz alabilmek,” “sevebilmek,” “bir işe enerji harcayabilmek.” Bütün bunların insan mutluluğu için önemli olduğunu söyleniyor, ama yeter şart mı? Hayır asla değil.

Bizim belki bilmemiz gereken şey; iyi olabilmek için, iyi hissedebilmek için mutluluk hissinin bize her zaman yeterli olmayacağıdır. Bir de huzur diye bir şey var, iç huzuru. Mutlu olmanın dışında o iç huzuru ve o iç dengeyi de sağlayabilmemiz önemli. O da sadece ve sadece mutluluk peşinde koşmakla ya da nahoş duygulardan azade olmakla olmuyor. Daha derin şeyler lazım.