Küçük kurbağa dere kıyısında etrafı seyrediyordu. Bir ara gözü sudaki görüntüsüne takıldı.
Alık alık baktı… Ve kendini çok çirkin buldu. “Bu çirkin şey ben miyim?” dedi.
Ve hayat dolu o küçük kurbağa gitmiş yerine üzüntülü, mutsuz, asık suratlı bir şey gelmişti.
Ertesi gün yine dere kenarında öylece duruyordu. Sudaki aksine bakarken yanında bir kertenkele belirdi. Ona döndüğünde kertenkele, “Merhaba” dedi, “ne güzel istediğin zaman yüzüyor, istediğin zaman geziyorsun; üstelik suda ne kadar güzel görünüyorsun, sana imreniyorum.”
Kurbağa hem şaşırdı, hem de sevindi. Tekrar suya baktığında sanki başka birine bakıyordu…
…
Ne demişler, “Sana verilen güzellikleri kendin görmelisin ki, başkalarının övmesi ve yermesi seni çok etkilemesin.” Hem de “Senin beğenmediklerin, başkalarının hayal edip ulaşamadığı şeyler olabilir; kıymet bil…”