Zafer dergisinin logosunun altında “Bilim Araştırma Dergisi” yazıyor.
İçerisine giriyorsunuz, bilimsel yazılarında, çoğu bilim-araştırma yayınlarında görmeye alışık olmadığınız bir yanı keşfediyorsunuz.
Zafer dergisi, bilime, farklı ve belki de asıl taşıması gereken manayı yüklemek gibi bir misyonu ifa ediyor. Çünkü Zafer bilimden Alim’e gidiyor. Bilimde Alim’i, eserde Müessiri, sanatta Sanatkârı gösteriyor. 20. yüzyılda imandan uzaklaşan bilimi, adeta iman tazelemeye davet ediyor.
İşte bu açılardan Zafer’in misyonu, büyük bir misyon. Materyalist felsefenin etkisinde kalmış 20. yüzyıl biliminin, yerini, artık yüzünü Kâinatın Sahibine dönmeye başlayan 21. yüzyıl bilimine bırakmaya başladığı bir dönemde, kendi payına düşen görevi hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor.
400. sayısında Zafer’i ve onda emeği geçen herkesi tebrik ediyor, bundan sonra geleceğini Rabbimizden ümit ettiğimiz güzel günlerde ve kıyamete dek nice hayırlı hizmetlere imza atmasını niyaz ediyorum.
— İsmail Tezer
...
Zafer Dergisi,
Ne zaman yeni sayıyı elime alsam içimi bir sevinç ve merak sarar.
Acaba bu sayıda neler var? Beni hangi âlemlere götürecek diye heyecanlanırım.
Arka sayfada yazan o bir iki satır sanki bana bir şifa gibi tesir eder ve aramızda bir bağ olduğunu düşünürüm.
Ben her ay yolunuzu beklemeye devam edeceğim. İnşaallah bu hayat yolculuğunda hep beraber oluruz.
Allah’a emanet olun...
— Gönül Bölükbaşı
...
Zafer dergisi benim için okuma-yazma bilmek ile aynı hissi uyandırır. Harfleri bir araya getirip yazmayı ve okumayı ilkokul birinci sınıfta öğrendim ama gerçekten okuma, okuduğundan bir şeyler almayı ve yazmayı, yazdığımı okurla paylaşmayı Zafer’den öğrendim.
— Mehmet Akyürek
...
Zafer hizmetine sonsuz başarılar dileğiyle... Zafer’e sahip çıkalım “Zafer bizim.” Zafer, zafer isteyenle kazanılır. Zafer’in kıymetini zafer kazanılınca anlaşılır... Bu ahirzamanda en zaruri okunması gereken dergi... Sloganimiz “ZAFER, ZAFERE ULAŞMAK İSTEYENLERLE ZAFER OLUR.” Saygılar.
— Halil Kul
...
Zafer Dergisinin değerli yöneticileri, yazarları, çalışanları, hepiniz için selam ve dualar...
Dünyada hayatın düzenli devamı için güneş ne ise, bizi insan eden değerleri ayakta tutarak yaşamak için de kitap odur. Kitap, hayatımızda olmazsa olmazdır. Ancak Cenab-ı Hak, ilahi tensibi olarak kitabı mecmuadan (dergi demek istemiyorum) sonra meydana getirmiştir. Bütün olarak göndermemiş, ayet ayet, sure sure ve olaylarla bağlantılı olarak göndermiş, sonra kitabı oluşturmuştur.
Bu yönüyle ben mecmuaları daha öncelikli olarak önemsiyorum. Şu sebeple ki, konular güncel olarak halkı öncelikle meşgul eden kısa yazılar halinde ele alınıyor, bu okuyucu tarafından parça halinde hazmediliyor, tartışılıyor, olgunlaştırılıyor, sonra kitaplaşıyor. Bu yönüyle mecmua faaliyeti bir okuldur, eğitim sürecidir.
Bir de elektronik dünyanın bombardımanına maruz nesillerin okuyucu yapılması, okumadan yaşayamayan düzeye çıkarılması bugün fevkalade zorlaşmıştır. Çok az insan kendini ilgilendiren hacimli kitapları kısa sürede okuyabilirken, birçok insan ihtiyacının ne olduğunu bile bilmeden kısa yazıları okurken dahi içi daralmakta, sıkıntıya girmektedir. Mecmua bu yönüyle de kısa kısa, yerine göre resimlendirilmiş sunumlarla anlamayı kolaylaştırmada, okumayı sevdirmededir.
Çıktığından bugüne kadar en kıymetli ve gözde mecmualarımızdan olan Zafer dergisinin, Peygamber Efendimizin “Herkese adından bir nasip vardır” hadis-i şerifleri mucibince adından fevkalade nasip aldığı kanaatindeyim. Eğer öyle olmaza başarıya ulaşamaz, çıktığıyla kapandığı bir olurdu. Böyle olmadığına ve binlerce insanımız tarafından beklenerek, aranarak, sevilerek okunduğuna göre görevini düzgün yapıyor demektir. Bu mecmua yalnızca bir tek insanın istikamet bulmasına vesile olmuşsa dahi bu bile dünya ve dünyadaki her şeyden daha değerlidir. Muzaffer Zafer Mecmuasını bütün gönlümle kutluyorum.
— Hattat Ali Hüsrevoğlu
...
S.a. Elime dergiyi her alışımda, her sayıda içim sevinç ve huzurla doluyor. Tüm sayfaları, tüm yazarları merak ve ilgiyle okuyorum. Konu ne olursa olsun hayata, yaşama yönelik olduğundan birçok hayra vesile oluyorsunuz. Gerek İslami yazılar gerekse sağlık, genel kültür vs. yazılarla bizlerin gönüllerine şifa ve ışık oluyorsunuz. Yolumuz aydınlanıyor, çeşitli medeniyetleri keşfe çıkıyoruz. Belki bu cümlelerle bile anlatamıyorum Zafer dergisinin değerini, önemini. Aslında söz değil belki çıkan yüzlerce sayı ve Zafer Dergisi sayesinde güzelleşen hayatlar bunu daha güzel anlatır.
Hayra vesilen olan siz Zafer Dergisi çalışanlarına ve değerli yazarlarına sonsuz teşekkürler. Allah razı olsun. İyi ki varsınız.
İlim ve kültürün kalplerimizi aydınlatıp huzura kavuşturduğu Zafer Dergisini ve kaleminden zenginlik (sevgi, ışık, hayır, bilgi vs) damlayan tüm yazarlarımızı tebrik eder nice yüzlerce sayıda okuyucu ve yazarlarıyla Zafer’de buluşmak duasıyla...
— Arzu Konan
...
Zafer dergisi çocukluğumdan beri okuduğum harika bir dergidir. Cevabını bilemediğimiz pek çok şeyi ondan öğrendik... Hatta Kuran hakkındaki en güzel araştırmaları, Cüneyt Süavi’nin o tatlı ve leziz hikayelerini, büyük hocalarımızdan Mehmet Kırkıncı’yı yine onunla tanıyıp sevdik... Ben sınıflara Zafer dergisiyle girerdim ve sorularla yine Zafer’den öğrendiğim teknik, taktik ve bilgilerle başa çıkardım... Kısacası Zafer dergisinin başarısını ve azmini, ne dün ne de bugün unutmak mümkün olmadığı gibi, yarın da evlatlarımızın unutacağını sanmıyorum.. Arkasındaki azim ve kararlılık abideleri ihlaslı kadroya en yanık dualarımla iştirak ederken, en derin selam ve sevgilerimi sunar, yayın hayatında daha nice 400. hatta 4000. sayılara imza atmalarını dilerim...
— Arif Arslan
...
Ben yerinde olan yaşıma rağmen Zafer’i geç tanıyanlardanım maalesef. Gönül dostu bir öğretmen arkadaşım sayesinde tanıştım Zafer’le. Zafer’in de bir “gönüllüler” dergisi olduğunu bu sayede öğrendim. Çok ilginçtir arkadaşmda Zafer’in ilk sayıları bile mevcuttu ve gerçekten hepsi onaylanmış tez değeri taşıyor. İnşaallah bu gönüllü hareket daha uzun yıllar devam eder. Ayrıca Zafer, külliyattan çok güzel örneklerle mühim konulara da ışık tutuyor. Bu nedenle herkese ulaştırılması gereken önemli bir kaynak.
— Şengül Seyman
...
İnsan bu dünyaya kendi isteğiyle gelmemekte; âkil-baliğ olma yaşından itibaren aklıyla ve iradesiyle ömür boyu sürecek çok mühim bir imtihanı için Allah (cc) tarafından bu dünyaya gönderilmektedir.
Kur’an-ı Kerîm’deki Zâriyat Sûresi 51/56 âyeti mealen: “Ben, cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp, yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım” bu hakikati bize bildirmektedir.
İnsanın en mühim sorusunu cevaplandıran bu âyet, görünüşte çok kısa fakat pek büyük, muazzam bir âyettir. “Bu âyet-i uzmânın sırrıyla, insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Hâlık-ı Kâinat’ı tanımak ve Ona iman edip ibadet etmektir.. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, mârifetullah ve iman-ı billahtır.. Ve iz’an ve yakîn ile vücûdunu ve vahdetini tasdik etmektir.” (Risale-i Nur, 7. Şua)
Hiçbir tebliğe muhatap olamasa da, yalnız aklını kullanarak bu âlemlerin bir sahibi, idare edeni olduğuna ve Onun birden fazla olamayacağına yani “tevhid hakikati” olan Allah’ın varlığına ve birliğine inanabilecek akıl verilmiş insanlara, bunun ötesindeki diğer vazifelerini talim ve rehberlik etmek için de Allah (cc), peygamberleri ve o peygamberlerden bazılarına da, suhuf ve kitapları göndermiştir.
Son ve en büyük peygamber olan Peygamberimiz’den (sav) sonra, her asırda dinden sapmaların olacağı hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Bilhassa bid’atların çok yaygın ve tehlikeli bir hal aldığı, bazı kötü âlimlerin insanları hak yolundan saptıracağı âhirzamanda, en doğru kaynaklardan istifade etmek gerekir.
Risale-i Nur’da, bu zamanın cihadının “manevî cihad” olduğu, bilhassa dahilde manevî cihadın gerektiğini ısrarla belirtmektedir. Aslında farz-ı kifaye olan cihad, onu yapanların kâfi sayıda olması ve onların yaptıklarının kifayet etmesi durumunda diğer Müslümanlardan sakıt olabilirken, âhirzamanın çok dehşetli dinsizlik cereyanlarına karşı manevî cihad yapanların kemiyet ve keyfiyet bakımından yetersiz kalmaları sebebiyle, bu zamanın manevî cihadı bütün Müslümanlara farz-ı ayn halindedir. Bu farz-ı aynı yerine getirmekte, içinde bulunduğumuz iletişim çağının görüntülü, sesli ve yazılı iletişim vasıtalarının büyük rolü ve faydası olabilir.
Zafer Dergisinin, ilk yayınlandığı tarihten itibaren bunun şuurunda kesintisiz olarak 400 sayı çıkarak çok mühim bir yayın faaliyetini sürdürmüş olmasıyla, aylık dergiler arasında çok özel bir yeri olduğunu belirtiyor; bu yayın çizgisinde Peygamberimiz’in (sas) hakkı tebliğle ilgili sünnetine uyarak, önceliklere riayetle, tasannuya kaçmadan, açık ve anlaşılır şekilde insanlara en fazla ihtiyaçları olan faydalı bilgileri istifadelerine sunmakta daha da müessir olabilmesi için, ne gerekiyorsa yapmasını ve muvaffak olmasını temenni ediyorum.
— Prof. Dr. Mustafa Nutku
...
Zafer Dergisi’ni 1983 yılında Barnabas İncili’yle ilgili sayısıyla tanıdım... O günden itibaren dostluğumuz başladı.. Lise yıllarımda birçok kapak yazısını okulumun Duvar Gazetesinde yayınladım... Bu gün 45 yaşımda olmama rağmen hala iyi bir Zafer Dergisi okuyucusuyum... Zafer benim için ilim dilinin günlük hale gelmesi demekti... Birçok çetrefilli bilginin sade bir dille bana sunulması demekti... Zafer; gençlik ufkumun dergisiydi... Bu gün de çocuklarımın dergisi olma özelliğini sürdürüyor... Böylece Zafer bizim ailemizin dergisi olma özelliğini sürdürmeye devam edecektir... Zaferler birlikte kazanılıyor... Sevgili Zafer 400. sayı zaferin yeni zaferlerinin müjdesi olsun... Allah emeği geçenlerden razı olsun...
Sevgi ve saygı dileklerimle...
— Dursun Ali Akgün
...
Allah’ın selam ve bereketi üzerinize olsun.
Zafer dergisi ile yolculuğuma 1993 yılında genç bir üniversite öğrencisi iken başladım ve ömrüm oldukça bu yolculuğa inşaallah devam edeceğim. Zafer dergisi benim için manevi şahsiyeti dolu dolu olan bir dost gibi. Her ay onun dört gözle gelmesini bekliyorum. Kapaklarını çevirdikçe kendimi evimde gibi sıcacık bir ortamda hissediyorum.
Son dört yıldan beri dergimi gurbette bekliyorum. Dergimi elime aldığımda ülkemin de kokusu üzerinde diyerek öpüp kokluyorum. Bunu sözlerle nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum ama aramızda canlı bir bağ varmış gibi.
Zafer dergisi benim İslami bakış perspektifimi çok genişletiyor. Hem kalbime, hem ruhuma, hem aklıma hitap ediyor.
Zafer dergisinin hazırlanmasında, yayınlanmasında emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum. Rabbim sizlerin yar ve yardımcısı olsun.
Selam ve sevgiler.
— Feride Korkmaz
...
Zafer dergisi denince aklıma 1979 yılında ilk tanışmam aklıma geliyor. O gün bu gündür tüm Zafer dergisi sayılarını özenle ciltletip kütüphanemdeki özel yerine koydum. Bu bir dostluk, bir sevgi, bir tutkudur. Tiryakisi olmayan anlayamaz. Her yeni sayıyı heyecanla bekliyorum. Bu otuzbir yıldır böyle. Allah razı olsun. Dergicilik büyük fedakârlık ve dinamizm ister. Bu sevdalıların yolu...
— İshak Yılmaz
...
Merhabalar; uzun yıllardır Zafer abonesiyim ve ona müptelayım...
Üç yıldır Türkçe öğretmenliği yapıyorum. Şunu iyi biliyorum ki; öğretmenlik, sadece ders kitaplarındakini anlatıp, işini bitirdikten sonra evine gitmek değildir. Hele hele branş Türkçe olunca...
Bizlerin birçok yönden donanımlı olmamız gerekiyor. Zafer dergisi bir öğretmen için altın değerini taşıyor. Çünkü içinde her bahisten konular var. Genel kültürden, masallara, havyanlar âleminden, pisikolojiye, eğitimden, dini ve ahkaki konulara kadar, tam bir armoni...
Birçok kez okulumuzda, Zafer dergisinin masallarından ve hikayelerinden oluşan panolar hazırladık. Eğitim yazıları üzerine kafa yorduk, istifade ettik. Bundan sonra da böyle olacak inşallah...
Son olarak şunları söylemek istiyorum:
Dün, öğrenciydim, Zafer okuyordum...
Bugün, öğretmenim Zafer okuyorum...
Yarın, inşallah baba olacağım, yine Zafer okuyacağım...
Daha nice yıllara, Zafer... Hep beraber...
— Halil Gülenç
...
Merhaba,
Sanıyorum 18 yıla yakın bir süredir daimi abonesi olduğum bir dergi Zafer. Belki 1-2 yılı ancak elden aylık almışımdır onu. Her ne kadar dergi formatında çıkıyorsa da içindeki her yazıyla bir dosttan beklenen mektup gibi bekledik her ay onu.
Öğretmenliğe başladığım ilk yıllarda İstanbul’da yaşıyor olmanın verdiği avantajla da olsa merhum Haluk Nurbaki gibi çok değerli hocalarımızla tanışmamıza, sohbetlerine ortak olmamıza vesile olmuştu o yıllarda...
Zafer ailesinin bir üyesi olarak sadece fedakârlıklarla çıkan bir derginin sebatkâr, daimi vefalı okuyucu dostlarının olduğunu bilmenizi istedim. Reklamla satış amacında olmayan bir çizgide durduğunuzu bilmeme rağmen çok kişiye ulaşamadığını, çok kişinin derginin içeriğinden ne yazıkki haberi olmadığını düşünüyorum ben.
Allah gayretinizi artırsın diyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Selam ve saygılarımla.
— Meryem Varol Küçükislamoğlu
...
Her şeyden önce sizlere teşekkürler. Ben Zafer’le büyümüş bir 80 kuşağıyım. Önceden ağabeyim aboneydi. O yıllarda ona gelirdi Zafer. Kuşe kağıda basılan zamanları yani. İlk sayıdan bu güne kadar bütün Zaferlerim var. İlk sayılar abimden kaldı. Sonra aboneliği ben devraldım. Ben Zafer’i okurken hergün yeniden öğreniyorum ve herkese ulaşması için de tüm tanıdıklarıma abonelik hediye ediyorum. Mühim olan Zafer dergisinin ayakta kalması...
Ben Almanya’da biyoloji öğretmeniyim, öğrencilik yıllarımda üniversitede bizlere hep aşılanmaya çalışılan bir şey vardı. Bilimle din asla bir araya gelemez, zaten bilim kanıtı olmayan olumlu ya da olumsuz her çalışmayı reddeder, din de böyledir yani. Ama Zafer dergisi bu inançsızlık modasının yaygınlaştığı yıllarda da bilime Kuran’la ışık tutuyordu. Halen de devam ediyor. Bu benim için çok önemli ve bu yüzden Zafer’i tanıyan nesillerin çoğalması gerek. Bunun için dua ediyorum. Abone bulmaya çalışmak da duadır...
— Seher Yıldırım
...
Merhaba;
Gençliğin ilk zamanından olgunluğa geçerkenki zor, sıkıntılı, kabz halindeyken karşılaştım Zafer’le. Bir gül tomurcuğu gibi girdi hayatıma. Sıkı sıkıya kapalıydı ve henüz açma zamanına vardı. Tomurcuk, fıtratı gereği yavaş yavaş açılırken birlikte benim gönül dünyamı da açmaya başladı. Beraberinde gönlü açık birçok değerli yazarla tanıştırdı. Onların derya deniz ilimlerinden bana da bir damla su içirtti. Bu damla benim dünyamda âb-ı hayata dönüşüverdi.
Zafer, kabzdan bast haline geçişin adıdır benim için. Güzelliklere vesile, vesile edilen güzelliklere geçişin zamanıdır her daim. Zafer ismi iddialı bir isimdir, ama bir o kadar da mütevazıdır. Zaten zannediyorum kalplerde kazandığı zaferin de kaynağı budur.
Her ay dergim geldiğinde hemen bir iki günde okunur, etraftaki dostlara da okutulur, sonra da uzaktaki tanıdıklara gönderilir. O yüzden benim elimde geçmiş sayılar hiç olmadı. Ama o dergilerin resimleri dahi zihnimden hiç gitmedi.
Zafer Dergisine vesile olan ve emeği geçen herkesin bu dünyadaki karşılığını benim dünyamdaki etkilerinden anlayabiliyorum. Fakat öbür âlemdeki karşılığının Allah’ın izniyle idrakin alamayacağı kadar muhteşem olacağını zannediyorum öyle arzu ediyorum.
— Pembe Şen
...
Zafer Dergisi’nin ilk çıkış tarihinden beri daimi okuyucusuyum.
Çok faydalı konulara temas etmekte ve insanların aydınlanmasını sağlamaktadır.
Nice 400. sayılara derken, emeği geçen herkese ve bilhassa Hüseyin ağabey ve Suat kardeşime teşekkür ederim.
— Şaban Ayaz
...
Selamlar,
Sizleri 400. sayınızı çıkarmış olmaktan dolayı en içten dileklerimizle kutluyoruz...
Gençliğimizin baharında dergimizle tanışıp, her ay takip ettiğimiz birbirinden renkli ve değerli sayılarınızla bilgimizi artırarak huzurlu yaşamın mutluluğuna eriştik...
Gösterdiğiniz istikrarlı çalışmalarınızdan dolayı tüm ekibinizle birlikte sizleri tekrar candan kutluyor ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz...
Allah razı olsun...
— Mustafa Şahin
...
Merhaba,
Zafer... Çocukluğumun dergisi. Gençliğimde başucu kaynağım. Ve yetişkinliğimde hala yanımda... Yaklaşık 25 yıl önceki bir tanışıklık, Zafer. En uzun süren birlikteliklerimden birisi. Gülümseyerek sayfalarında gezintiye çıkabildiğim dergi, yıllar sonrasında bile... Oldukça sempatik. Sevecen. Belki de en güzel dostlardan Zafer :)
Sevgiler.
— Salih Altuner
...
Zafer çocukluğumun dergisiydi diyebilirim. Babam okumayı çok seven bir insan. Kitaplar onun, dergiler benimdi, okuma alışkanlığı kazanmam için...
Sonra babamın işi dolayısıyla Ankara’dan başka illere gitmemiz gerekti. Eski sayılar duruyordu kitaplığın bir köşesinde. Sonra kardeşlerim karıştırdılar o eski sayırları. Kimi zaman içindeki resimlere baktılar, kimi zaman o resimlere hikayeler uydurdular hayal dünyalarından... Annemin “sakın yırtmayın” tembihleri eşliğinde...
“Zafer” ismi bir yerden kalmıştı aklımızda ama uzaktık, ta ki 2008 yılına kadar.
Yeniden tanışma mı denir ya da kavuşma mı bilmem ama ilk elime aldığımda küçükken karıştırdığım günler geldi aklıma ve merdiven resimleri olan sayı canlandı gözümde...
Şimdi her sayıyı elime aldığımda o günleri anımsarım tebessümle...
Zafer’i her yönden eğitici ve kaliteli buluyorum. Ayrıca 2008 yılında okuduğum sayılarla şimdiki sayılar arasında çok güzel gelişmeler olduğu görüşündeyim. Diğer bilim-araştırma dergileri gibi sıkıcı da değil. Çevremdekiler de bu görüşte... Emeği geçenlerden Yaradan razı ola... Başarılarınızın devamı temennilerimle...
— T. Yeniçeri
...
Bize şimdiye kadar sunduğunuz güzel, maddi ve manevi yönden değerli olan derginiz için teşekkür ederim.
Derginizin içerigi güzel ve çoğu konuda eğitici.
Bu dergi çoğu zaman bizim konularımızı ve bizim insanlarımızı anlattığı için, bizim ortalama halkımızın fotoğraflarını görmek istiyorum.
Saygılarımla,
— Halil Dinger
...
Zafer dergisini anlatmakla olmaz ancak alıp okumak lazım.
Zafer dergisinde emeği geçen herkese ama herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi sunarım saygılarımla
— Aytekin Sarıca
...
Merhaba,
Derginiz masallah gayet iyi, akıcı, ve okuyucuyu sıcaklığıyla ısıtıyor. O yüzden pek bir şey değiştirmeyin derim. Tavsiyem dergi boyutlarını biraz büyütmeniz, ve sayfa sayısını artırmanız.
Selamlar ve tebrikler...
— Prof. Dr. Yunus Çengel
...
Zafer dergisi... Çocukluk yıllarında tanıştığım, gençlik döneminde arkadaşlık ettiğim, evimize her ay gelen o sıcak misafir... Bir ay boyunca elimden düşürmediğim, her duygumun ve ihtiyacımın karşılığını satırları arasında bulduğum, samimi ve tanıdık bir dost, Zafer dergisi... Hayatımızdaki her şeyin değişmesine ve bırakıp gitmesine rağmen, sürekli gelen bir arkadaş... Her yaş grubundan insanın kendine dair bir şeyleri keşfedeceği, sorularına cevaplar bulacağı başucu dergisi... Dergideki bir sözle ya da yazıyla, yüreğindeki belirsizliklere cevap bulan ne çok insan vardır diye düşünüyorum, çünkü benim için hep böyle oldu. Şimdi ise, bu dergide yazıyor olmak, eski bir dostla tekrar karşılaşmak ve anıları yeniden tazelemek kadar değerli, en az onun kadar kıymetli... Zafer Dergisi’nin hayatımın her döneminde, girdiğim her yaş diliminde yine yanımda olmasını, bana arkadaşlık etmesini diliyorum....
— Psikolog Banu Yaşar
...
Zafer dergisiyle Üniversitede öğrenci olduğum 1978 yılından beri önce okuyucu sonra hem okuyucu hem de yazar olarak tanışmaktayım. Cenab-ı Hakk’ın en sevdiği amel ilay-ı kelimetullah denilen Allah’ı tanıma ve tanıtma işidir. Bu işin en etkili ve kalıcı yollarından birisi de kalem ve yazıyla yapılanıdır. Çünkü söz unutulur fakat yazı unutulmaz. Zafer dergisi başlangıçtaki ilk heyecanıyla bu vazifede yol almakta ve her sayısı dört gözle beklenen bir misafir gibi evlerimizi şereflendirmeye devam etmektedir. Dergimizin daha geniş okuyucu kitlelerine ulaşarak nice yeni zaferlere koşması dileğiyle bu hizmette emeği geçen herkese Cenab-ı Hak’tan muvaffakiyetler ve saadetler temenni ederim.
— Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan
...
Zafer Dergisi lise-üniversite gençliğinin, inanç ve bilim ekseninde düşüncesini yoğurmada önemli ve o nispette anlamlı bir hizmeti üstlendi. Zafer Dergisi, sahasında öncü bir yayın organı olma özelliğini istikrarlı bir şekilde korudu ve koruyor. Aynı çizgide daha nice 400. sayılara ulaşmasını diliyorum. Yayınlandığı süre içinde zaman zaman benim de yazmama imkan veren Zafer Dergisinin bütün mensuplarını, başarılarının devam dileğiyle tebrik ediyorum.
— Safâ Mürsel
...
Öncelikle, Zafer’in 400. sayıya ulaşmasından büyük memnuniyet duyduğumu arz etmek isterim.
Bediüzzaman Hazretleri, On Dokuzuncu Sözde, Rabbimizi bize tarif eden üç büyük küllî muarrif olduğunu söyler ve bunların “kâinat kitabı, Kur’an-ı Kerim ve Resul-i Ekrem (asm) olduğunu nazara verir.
Zafer Dergisi, genel yapısıyla, kâinat kitabından hikmetler aktararak Rabbimizi tanıtma görevinde büyük başarı elde etmiştir. Bunun yanında diğer iki madde ile ilgili de çok değerli yazıları okuyucusuna ulaştırmıştır.
Bence, Zafer’in en büyük bir hizmeti de, özellikle darbe dönemlerinde, Nur Hizmeti hakkında kasıtlı yayınlar yapılırken, bu hizmetin başta gelen yayın organlarından biri olarak nazara verilmesidir.
Tanzimatla başlayan yanlış batılılaşma hareketiyle, insanımızı her şeyiyle batıya teslim etmeye çalışanlara karşı başta Bediüzzaman hazretleri ve Mehmet Akif olarak birçok hamiyetli zevat, garbın sadece ilmini ve tekniğini almamızı, kendi inanç değerlerimizden ve kültürümüzden taviz vermememizi, bu noktada Japonlar gibi olmamızı savunmuşlar, ancak o devirlerin yöneticileri bu seslere kulak vermemişler ve bugün ülkemiz, kalkınmada Japonların çok gerilerinde kalmıştır.
O günlerde başlayan ve halen devam eden bu fikir çatışmasında Zafer Dergisi de yayın hayatında önemli bir görev üslenmiş, o dönemde basın sahasında büyük hizmetlere imza atmış olan Sebilü’r-Reşat, Büyük Doğu, Serdengeçti ve Yeni İstiklal dörtlüsünün hemen yanında, kendi muhteviyatına uygun olan özel yerini almış, fikir mücadelesine bilim ve teknik sahasında devam etmiş, bu kâinatın Allah namına konuşan dillerine tercüman oluştur.
Dört yüzüncü sayı, bu manevî mücahedesinin dört yüzüncü hamlesidir.
Bu konuda hizmeti geçenlerin tümünü tebrik ediyor, hizmetlerinin Allah indinde en kâmil manada kabul olmasını diliyorum.
— Prof. Dr. Alaaddin Başar
...
Zafer Dergisi, Doğu, Batı kültürü, tarih, teknoloji, sağlık, geniş bir yalpazede bilgileri güncel ve taptaze sunuyor. Yolculuğum esnasında keyifle okuyacağım bir dergi. 34 yılı aşkın süregelen yayın hayatında daha nice başarılara imza atacağını umuyorum. Başta emeği geçen tüm çalışanlarını tebrik ediyorum.
— Prof. Dr. İbrahim Tekeoğlu
...
Ortaokul talebesi iken ablamın sayesinde Zafer’le tanıştım. Gençliğe hitap eden yayınların son derece az olduğu yıllarda Zafer, bir nefes alma, kendimi ve hayatı tanımaya bir adım, nereye gittiğimi düşünmeye bir vesile oldu. Şimdi benimle birlikte çocuklarımın da dergisi olan Zafer’in, yüklendiği misyonuyla nice yıllara uzanması duasıyla...
— Dr. Elif Tuzcu
...
Zafer dergisinin 400. zaferi.
Her sahada olduğu gibi, basın sahasında da maddî ve manevî başarılar ve zaferler; azim, ceht, gayret, feragat ve fedakârlıklarla elde edilir. Bir basın organın başarısı, evvel emirde yazılarının muhtevaca zengin ve muhatabın duygu, düşünce ve hislerine hitap ederek onlarla bütünleşmesine bağlıdır. Bu yetmez. Bir de bunun devamlılığı ve istikametini muhafaza etmesi önemlidir.
Zafer dergisi, basın hayatına atıldığı günden itibaren bu başarıyı göstermiş ve yayın hayatı süresince de bunu hep muhafaza etmiş, okuyucusunu sukut-u hayale uğratmamıştır. Basın hayatında avamdan havassa hemen her kesime hitap edebilmek ve onların beklentilerine cevap verebilmek çok önemlidir. Zafer Dergisi, fen ve teknikten elde edilen bilgilerin sosyal hayata yansımalarındaki manayı iyi yakalamış, kâinata mana-yı harfiyle bakmayı, yani Allah adına ve Onun eseri olarak mütalaa etmeyi prensip edinmiştir. Okuyucusunu elinden tutup ona kâinat kitabının nasıl okunacağını göstermiştir.
Yediden yetmişe, avamdan havassa kadar hemen her kesime hitap edebilmesindeki sırrın da bu olduğu kanaatindeyim.
Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da başarısı buna bağlı olacaktır. Bu muvaffakiyetin devamı dileğiyle.
— Prof. Dr. Âdem Tatlı
...
Zafer Dergisini ilk tanıdığım elime aldığım sayı sanırım 90’lı yılların sayısıydı.. Hatta iyi hatırlarım o sayısında “Uzaydaki Yumurta” diye bir kapak konusu vardı, hem devekuşu ve yumurtası hem de dünyanın elips şekli konu alınmıştı... Tekrar tekrar döne döne okudum o sayıyı... İşte çocukluk yıllarımdan sonra iki yıl öncesinde tekrar karşıma çıktı Zafer... Eski bir dost gibi.. Nice otuzlu yıllar diyorum... Nice nice yeni abonelere inşallah...
— Melek Selen
...
Zafer’in değerini, önemini aslında söz değil çıkan sayılar ve Zafer Dergisi vesilesiyle güzelleşen hayatlar güzel anlatır.
İlim ve kültürün kalplerimizi aydınlatıp huzura kavuşturduğu Zafer Dergisini ve kaleminden zenginlik damlayan tüm yazarlarımızı tebrik ederim.
Nice yüzlerce sayıda okuyucu ve yazarlarıyla Zafer’de buluşmak duasıyla...
— Ceren Soner
...
Zafer’le büyümek, zaferleri hedeflemek anlamına gelir. Her ay beklenilen bir umut ışığı gibi acaba hadiseler nasıl değerlendirilecek ve bize hangi imani perspektiften bir bakış açısı kazandıracak diye beklerim.
— Abdülaziz Bayraktar
...
Öncelikle hala bu dergiyi okumamı nasip ettiği için Rabbime sonsuz şükürler olsun. Beni anlatan içimdeki hüzünleri sevinçleri tefekkürleri ilk günden beri yazıya dönüşmüş halini elimde okuyor olmak hep bana cennet zevki vermiştir.
Rabbime yine binler şükür, 20 yıldır hep aynı heyecanla güzellikle tefekkürle muhabbetle samimiyetle hazırlayıp bizim de bu güzel duygularla okumamıza vesile olduğunuz için çok ama çok teşekkür ederim. Tek tek bütün uğraşan en küçücük emeği geçen bütün insanlardan Allah razı olsun. Rabbim sizi de bu dünyada manevi Cennet ahirette de Ruyet-i Cemaliyle şereflendirsin. Tekrar tekrar teşekkürler iyi çalışmalar.
— Nur Danışman
...
Derginizi iki yıl boyunca abone olarak aldım. Allah’a olan yakınlığım ve sevgimle bir çok şeyi paylaştım.
Allah dostları için siyasetin öneminin olmadığını düşünüyorum. Bir gazete veya dergi aldığımda yanlı olmadan okuyabilmek çok büyük keyif. Bu sebeple lütfen sadece Allah’ı, peygamberleri, insan olabilmenin çok zor olduğu bu zamanda değerlerimizi anlatan bir dergi olarak kalın. Ben de tarafsız sadece kamil insan olabilmek için güvenle okuyabileceğim bir dergim var demeye devam edeyim. Başarılarınızın devamını diliyorum Saygılarımla
— Tijen Komodoroğlu
...
Zafer dergisini iligi ile ve beğenerek okuyoruz teşekkür ederiz. Acaba her bir sayıda bir İslam büyüğünü veya bir sahabeyi ilginç yönleri ile anlatabilir misiniz.
Selamlar.
— Yılmaz Şanlı
...
Çizginiz çok iyi. İlk günkü tazeliğinde ve tadında.
Emeği geçenlere teşekkür ederiz
— Mehmet Kahya
...
Merhaba, Zafer dergisine emek veren ve gönül veren herkese... Eminim her sayıda bir öncekinden daha fazla emek harcanıp kalite yükseltilmek için herkes canla başla çalışıyor. Ne denir ki, noktasından virgülüne eli dokunan herkese saygılar başarılar.
— Feyza Nur Güntay Söğüt
...
Başarılarınızın devamını dilerim. Hizmetleriniz için ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah yar ve yardımcınız olsun.
— Nuri Çamlı
...
Allah bu güzel dergiye daha nice 400 sayılar nasip etsin. Dergi çalışanlarının, yazarlarının sebatını tebrik ediyor, devamını diliyoruz. Zaferimize Allah kıyamete kadar zafer nasip eylesin inşallah. Baki muhabbet ve dualarla...
— Melike Kabay
...
Zafer dergisini gençlik dönemimde 14-15 yaşlarında tanıdım. Yaklaşık 22 yıldır elimden geldiği kadar okumaya çalışıyorum.
Derginin hazırlanışı, düzeni, içeriği ve seçilen konular fevkalade hoşuma gidiyor. Okumaktan zevk alıyorum. Aynı anda ufkumuz aydınlanıyor. Kısacası Zafer dergisi bu çizgide olduğu müddet ve buna ömrümüz müsaade ettiği kadar okumaya çalışacağım. Allah işlerinizde daim kılsın.
Sevgi ve selamlarımı arz ediyorum.
— S. Goerguelue
...
Benim gözümde Zafer ilim dergisi, asrımız ilmini tevhit inancı doğrultusunda sentez eden bilimsel bir dergi. Özellikle öğrencilere tavsiye edilebilecek bir dergi. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
— Osman Taş
...
Lise son sınıfta okumaya başladığım ve birçok konuda yararlandığım derginizi uzun yıllar takip ettim… Severek okudum… Etrafıma severek anlattım… Üniversite yıllarımda can simidim oldu… Pek çok tartışmalı konularda (Darwinzm gibi) yardımcımdı. Hararetli tartışmalarda ondan destek aldım. İnancımın pekişmesinde imanımın yeşermesinde; Kur’an’ın hayata bakan yüzünde, Peygamberin mücizelerini anlamada hep yanımızdaydı…
— Kazım Canlan
...
Selamün aleyküm,
Bugüne kadar birçok dergi inceledim, fakat Zafer Dergisi kadar tüm insanların duygularına ve görüşlere hitap edip, kendini zevkle okutabilen başka bir dergiye rastlamadım.
Saygılarımla...
— Yavuz Selim Güvendi
...
Nice 400’lü sayılara ulaşma duasıyla. Zafer, benim için her ay beklenilen ve içinde bir çok güzel konularının olduğu, güncel, çekici, küçük ama muhteviyatı oldukça geniş, özellikle ince nüktelerin, güzel sözlerin ve de anlamlı yazıların olduğu sizi kendi dünyasında güzel bir seyre daldıran, sevecen bir dergi. Nice yıllara. Hatta bu sayınızı abonelere birer kitap göndererek de özelleştirebilirsiniz hele kişiye hitaben yazarın imzaladığı bir kitap olursa alliyyül ala:
— Eyüp Metin
…
1985 yılında tanıdım Zafer dergisini.
İsmi ile müsemma olan bu dergi ki fethediyor gönülleri.
O zaman ki yaşım henüz yedi.
Adapazarı Devlet Hastanesi önünde bir araç çarpmış babama.
Düşünün dört kardeşi ki hayatın içinde nasıl yalpalamakta...
Biri 7, biri 9, biri 13, biri 15 yaşında
Bilmiyordum çocuk aklımla ki...
Allah (cc) ne kadar büyük, Rabbim ne kadar Rahim...
Başka bir kapı açmadan diğer kapıyı kapamıyor ki.
Rabbim bize Nurları tanıştırdı önce sonra Zafer’i...
O kadar sevmiştim ki...
O kadar huzur doluydu ki içim...
Fethetmişti Zafer...
Ve tanımasaydım Zafer’i ve tabi ki Nurları
Nasıl dayanabilirdim çocuk aklımla babasızlığa...
Nasıl anlardım her şeyin kaderle bağını...
Rabbimin azameti kibriyasını...
Elhamdülillah...
İyi ki Zafer var, iyi ki Zafer’i zafere taşıyanlar var...
Ne mutlu ki onlara bu önemli vazifede, insanların imanlarını elde tutmanın kor ateşi elde tutmaktan daha zor olduğu bu zamanda cephenin en önündeler
Selam ve dua ile...
Allah (cc) yardımcınız olsun...
Hizmetiniz mübarek ve önemli. Çizginizden hiç ayrılmadınız, inşaallah da hiç ayrılmazsınız...
— Orhan Gevrek