TR EN

Dil Seçin

Ara

Uçamayan Kuşlar

Kuş deyince aklımıza hemen uçmak gelir. Bir de “kuş gibi” deyimini kullanırız bir şeyin hafifliğini anlatmak için. Oysa bazı kuşlar vardır ki, tam aksine ne uçmayla, ne de hafiflikle anlatılmaları imkânsızdır. Bunlar kuşlar âleminin devleridir.

Biz insanlar, kuşların havada süzülüşüne hep imrenerek bakarız. Gözlerimizi onlara dikmiş, uçuşlarını hayranlıkla izlerken “Keşke ben de uçabilseydim...” diye iç geçiririz.

Uçma hayali insanoğlunun uçağı icat etmesine öncülük etti. Uçma hasretimizi bir nebzecik olsun uçaklarla gidermeye çalıştık hep. Fakat uçaklarla uçmak, kuşlar gibi süzülmenin, akrobatik hareketler yapmanın, rüzgârı yüzünde hissede hissede ilerlemenin yerini tutamıyor.

Bizler kuşlara imreniriz imrenmesine de, onların da uçamayanları vardır. Bütün kuşların kanatları vardır. Ama hepsi uçamaz.  

 

Dev kuşlar 

Uçamayan kuşlardan en göze çarpanları dev kuşlardır. Bunlar oldukça büyüktür: Devekuşları, deve hindileri ve kivi kuşları… Bu tür kuşların kanatları ise uçmaktan ziyade denge sağlamaya ve çiftleşme zamanında eşlerin ilgisini çekmeye yarar.

Milyonlarca yıl önce dev kuşların birçok türü vardı. Şimdi yaklaşık on tane kadar vardır. Onlar da Afrika’nın ve Yeni Zelanda’nın ücra köşelerinde…

Bu kuşlar, birçok özellikleri bakımından diğer kuşlardan farklıdır. Mesela, onların tüyleri, diğer kuşlar gibi düzgün, hafif, yana doğru ve hava geçirmez değildir. Tam aksine, aşağı doğrudur ve oldukça ağırdır.

Dev kuşların bacak kemikleri de bir kuşunki gibi zarif olmak yerine tıpkı memelilerde olduğu gibi güçlü ve kalındır.

Dünyanın en büyük kuşu, devekuşudur. Savunmasız görünse de gayet güçlüdür. Saatte 60 km hızla koşabilir. Bu da bir yarış atından daha fazla sürat demek. Boyu 2.75 metreye kadar uzayabilir.

Aynı zamanda sadece iki ayak parmağı olan tek kuştur. Bu parmaklarda keskin tırnaklar vardır. Bir devekuşundan gelen bir tekme ölümcül olabilir. Koşmaktan çok yoruldukları zaman bile bacak kasları o kadar güçlüdür ki, dönüp düşmanlarına katır gibi bir tekme patlattıklarında düşmanın iflahı kesilir. Hayvancağız deve kuşunu kızdırdığına bin pişman olur. Devekuşunun aslanlara pek nadiren yem olması bu sebeptendir.

“Yuvayı dişi kuş yapar” derler. Ama bu söz devekuşları için pek de geçerli değildir. Diğer kuşların aksine, devekuşu yuvalarında birçok iş babaya düşer. Yumurtaların çatlama zamanlarına kadar güvenliğinin sağlanması ve gerekli sıcaklıkta tutulması görevi erkek devekuşuna aittir. Yavrucuklar dünyaya geldiğinde onlarla daha çok yine babaları ilgilenir.  

 

Kiviler 

Kivi kuşlarının, kirpi gibi tostoparlak bir görünümleri vardır. İşte size kivi kuşları hakkında çok ilginç bir gerçek: Dişi kivi kuşu, dev, beyaz yumurtalar yapar. Bu yumurtaların her biri 400 gramdan daha ağırdır. Onun bir tek yumurtası, kendi ağırlığının tam dörtte biri kadardır. Bunun yanında kuşun zaman zaman iki yumurta yaptığı bile olur. Bu da, kuşun kendi ağırlığının tam yarısı demek. Düşünsenize, kuş 2 kilo ise, tam 1 kiloluk yumurta yapabiliyor tek seferde. 

 

Suda uçanlar 

Penguenler denizde yaşamaya uygun şekilde yaratılmışlardır. Küçük, kısa kanatlarını uçmak için değil, yüzmek için kullanırlar.

Derileri çok kalın bir yağ tabakasıyla kaplıdır ve su geçirmez özelliğe sahiptir. Böylece Antarktika’nın buzlu sularında bile hayatta kalabilirler.

Harika yüzücülerdir. Diğer kuşların uçmak için yaptıkları kanat çırpma hareketini onlar yüzmeye başlarken yaparlar.

Zaman zaman büyük gruplar halinde avlanmak için denize dalarlar. Bu büyük dalış, leopar fok balıkları ve balinalar gibi, yakınlarda pusuya yatma ihtimali olan bazı düşmanlarının kafasının karışmasını sağlar.

Karda ve buzda nasıl yol aldıklarını bilirsiniz. Küçük küçük adımlarla oyalanmak yerine, vücutlarının ön kısmını kar kızağı niyetine kullanarak kayarlar.

Yumurtalarının gereken sıcaklığını sağlamak için, diğer kuşlar gibi üzerine yatmak yerine onu iki ayakları üzerinde dengede tutarlar. Böyle ayakta beklerken ayaklarına kara sular iner mi, bilinmez. Ama yine de görevlerini mükemmel yaparlar.

 

Nesli tükenenler 

Dodo kuşu, şu an nesli tükenmiş olan bir kuş. Büyük gagalı, hindiye benzer, uçamayan bir kuştu. Hint Okyanusu’ndaki Mauritius Adası’nda yaşardı. Bu ıssız yerde doğal düşmanları yoktu. Dolayısıyla uçamaması onun için bir eksiklik değildi. Ancak Avrupalılar 1500’lü yıllarda adaya gelince iş değişti. Avrupalılar ve yanlarında getirdikleri sıçanlar, domuzlar ve maymunlar, dodo kuşlarını ve yumurtalarını nesillerini tüketene kadar yediler. Batı dillerindeki “dodo gibi ölü olmak” deyimi buradan gelir.

Dünyada yaşamış en büyük kuş, bir zamanlar Madagaskar’da yaşamış ve şimdi nesli tükenmiş olan fil kuşudur. Bu dev kuş isminin şanına yaraşır bir kuştu. Boyu tam 4,5 metreyi buluyordu. Ağırlığı ise bir öküz kadardı! Yumurtaları bir futbol topu büyüklüğünde ve 8 kg kadardı. Bu dev kuşun nesli tükendi ama gene de birçok efsaneye ve hikâyeye esin kaynağı oldu.

(Kaynak: Animals of the World, Parragon, 2000. s.162-163.)