TR EN

Dil Seçin

Ara

Sinekkapan Nasıl Kapar?

O bir avcı! Bir yokedici... Elini uzatanın kolunu geri alamadığı bir canavar! Öte taraftan, sadece bir ot! Ama asla sıradan bir ot değil... Et yiyen bir ot! Bir etobur! Böceklerle çiçeklerin aralarından su sızmaz. Onlarınki neredeyse bir aşk hikayesidir. Fakat söz konusu olan Diona Muscipala olunca, ilişkinin boyutu bir miktar farklılaşır. Biri av, öteki avcı olur!

Bu tuhaf bitkinin ismi, Diona Muscipala’dır. Ama cihana Sinekkapan adıyla nam salmıştır. Pek çok insan onu bu isimle tanır.

Sinekkapanlar, Amerika’nın Karolina eyaletindeki bataklıklarda yaşarlar. Kirpikleri bulunan bir istiridyeye benzerler. Her ne kadar adı Sinekkapan ise de, iri karıncaları, böcekleri, örümcekleri, arıları hatta küçük kurbağaları ve talihsiz farecikleri kaptıkları da olur.

Sinekkapan neden kapar?

Siz benim, olayı abarttığıma bakmayın! Sinekkapanlar, tüm diğer canlılar gibi birer yaratılış mucizesidir. Ve hakikaten çok acayip canlılardır. Üç beş sinek böcek yakalayıp yuttu diye onlardan tırsmanız için hiçbir sebep yoktur. Tabii, aranızda yolu Amerika’nın Karolina eyaletindeki bataklıklara düşecek olanlar varsa, onlar bir miktar dikkat etseler iyi olur!

Hayır hayır! Sinekkapanların bir insanı kaptığı görülmüş şey değildir. Ama bataklıklar, çok fena adam kapabilir. Asıl ona dikkat etmek lazımdır.

Gelelim, Sinekkapanların nasıl sinek kaptığına... Ya da böcek, karınca, kurbağa, fare... artık nasibinde ne varsa!

Aşağıdaki resimde gördüğünüz bahtsız sinek, az sonra aç bir sinekkapan tarafından kapılacak! Kurtulma ihtimali neredeyse sıfır! Çünkü sinekkapanların kapanları bir saniyeden çok daha kısa bir süre içinde kapanır!

Bütün bitkilerin bir miktar tuza ihtiyaçları vardır. Normal şartlarda bitkiler bu tuzu kökleri aracılığıyla topraktan alırlar. Ama yeterli miktarda tuz barındırmayan bataklık gibi verimsiz topraklarda yaşayan bitkiler, ihtiyaç duydukları tuzu topraktan alamazlar.

Onlar ihtiyaç duydukları tuzu başka yollardan alabilecek şekilde yaratılmışlardır. Meselâ, küçük hayvanları avlayacak şekilde! Tıpkı sinekkapanlar gibi...

Sinekkapan nasıl kapar?

Eceli gelen her sinek, sinekkapana konarmış derler. Gerçekten öyle! Sinekkapan bitkisinin iki yana olabildiği kadar açılmış kirpikli kabuklarının içi kırmızıdır. Üstelik salgıladığı özsuyu böceklere çok tatlı gelir. Ancak, bu özsuyunun tadına bakmak isteyenler asla kapanın kirpiklerine dokunmamalıdırlar. Dokundukları anda her iki kapak “şap!” diye kapanır. Artık arada kalanın kendisini oradan kurtarması mümkün olmaz. İki kanat sıkıca kapandıktan sonra, kirpikler adeta birbirlerine kenetlenir. İçeride kalan av debelendikçe, bu sinekkapanın işine gelir. Çünkü bu sayede daha çok sindirim sıvısı salgılanır. Sizin anlayacağınız, öğle yemeği hareket ettikçe sinekkapanın ağzının suları akar! Av, kısa bir süre sonra, dünyaya veda eder. Bir iki gün içinde de, tamamen erir ve bitki tarafından sindirilir. Geriye sindirilemeyen sert dokular kalır. Bunlar da, kapaklar tekrar açıldığında dışarıya atılır.

Sinekkapan bitkisinin kirpikleri dokunmaya karşı duyarlıdır. Yeterince uyarıldıklarında, kapakların dibindeki hücrelere sinyal gönderilir, bu hücreler, kapanı kapatacak bir mekanizmayı harekete geçirir. Kapan kapandığında, içerideki birtakım dokular, avın tadına bakarlar. Eğer av, yemeğe değer ise, her iki yaprak iyice sıkılaşır. Değilse, ağır ağır açılır ve bu tatsız ama şanslı böceğin, obur bir bataklık kurbağasının diline yapışacağı güne kadar yaşamasına izin verilir.

Nasıl çok acayip değil mi? Mahlûkat arasında bunun gibi daha kimbilir ne acayiplikler var.