TR EN

Dil Seçin

Ara

Amerika’da Köpek Sevgisi

Bindiğimiz dev Jumbo uçağından Şikago’da inip Amerika’nın daha batısındaki San Fransisko’ya gitmek için iç hat uçağının koltuğuna oturduğumda önümde duran alışveriş kataloğunu elime aldım. Çocuklar için tek tük eşyanın sunulduğu bu broşürde köpekler için satılan şeylerin çokluğu karşısında şaşırmadan edemedim. Bazılarını sıralayınca hak verirsiniz herhalde:

Köpeğinizin resmini koymanız için çerçeve, çiş yapma yerleri olan istirahat sergisi, gerektiğinde odanın bir köşesinde kalmalarını sağlayacak pek çok çeşit ve şekilde ahşap korumalar, su içmeleri için musluklu suluklar, köpek karyola ve yatakları, karyolaya çıkmaları için katlanabilir merdivenler, bahçede bir köşede muhafaza edilmelerine yarayan metalik koruma, gıdalarını yiyebilecekleri özel sistemli kaplar, ahşap köpek kapıları, gündüz uzanacakları koltuk, küçük yavrularıyla annenin birlikte olacakları minderler, bahçede kalmaları için portatif çadır, köpek banyo küveti, taşınmaları için bavul, arabada sabit kalmalarını sağlayacak koruma kemeri, dışarıda yürüyüşe çıkamayan köpeklere yürüme bandı, arabadan tehlikesizce inmeleri için mekanik merdiven, yazın rahat gündüz uykularını yapabilecekleri minderler, güvenlikli tasmalar, özel giysiler, çeşitli yemler, ilaçlar, besleyiciler...

Hattâ daha gariplerini sayayım: Köpek kreşleri, hastaneleri, diş fırçası ve macunu, özel köpek parfümü...

Esas şaşkınlığım ise havaalanında geniş araç parklarının yanında küçük ve telle çevrili köpek parklarının varlığını görmemle oldu. Yolcu karşılayanlar köpeklerini geçici olarak bu mekâna bırakıyorlardı. Şehirde hava kararmaya yüz tuttuğunda Amerikalıların köpeklerini gezdirmeye çıkarmalarını izlemek de ilginçti.

Tahminlere göre neredeyse her evde insanlar köpeklerle hayatlarını paylaşıyordu. Aileler çocuk yapmıyor, daha doğrusu çocuk büyütme zahmet ve sorumluluğunu taşımak istemiyordu. Ancak yaradılışında var olan evlat ve insan sevgisini köpek besleyerek gidermeye çalışıyor, kâinat boşluk kaldırmıyordu.

Çocuklu ailelerin de köpekleri vardı. Çünkü ailelerin eskisi gibi çok sayıda değil tek veya aralarında arkadaş olmayacak kadar yaş farkı olan iki çocukları vardı ve bu çocuklar oynayacak, arkadaşlık edecek kimse bulamadıklarından yalnızlık çekmemeleri için köpek besliyorlardı.

Tek başına yaşayanlar da evlerini köpekle paylaşarak yalnızlıklarını gideriyorlardı.

San Fransisko’nun yüksekçe bir kulesinden şehri panoramik seyrederken yanımızdaki yaşlı Amerikalı köpeğini kucağına aldı ve adeta muhatabı anlarmışçasına şehrin önemli yapılarını göstermeye başladı. Sohbet ettiğimizde; çocuklarının kendini terk ettiğini ve hiç aramadıklarını anlattı. Ama köpeği kendisine çok sadıkmış ve hiç onu üzmüyormuş. Çok bağlandığını, köpeğiyle yalnızlığını giderdiğini de ekledi.

Köpek, Amerikan yaşantısına o kadar hakim ki, ülkede köpek kültürünün yaygınlığını gözlemek mümkün. ABD’nin iki büyük kitap mağaza zincirinden biri olan Borders’ın kaldığımız yere yakın şubesini gezerken bunu anlayabiliyoruz. Her katı neredeyse bir dönüm olan 4 katlı bu kitapçıda merak ettiğiniz kitapları ayırarak kekle birlikte meyve suyu veya kahvenizi zevkle içerken inceleyebiliyorsunuz. Ayrıca her katta 3-4 adet bulunan bilgisayar arama motoruna girerek istediğiniz kitapları konularından, başlıklarından veya yazarından araştırmanız mümkün.

Bu kitabevinde köpek konulu kaç kitap olduğunu öğrenmek için köpek (dog) yazıp tuşladığımda 6328 rakamını ekranda gördüm. İsminde dog geçen kitap sayısı ise 3187 idi. Dergi reyonunu incelediğimde ise “Modern Dog”, “The American Dog”, “Dog Culture Magazine” gibi sadece ve sadece köpekle ilgili 10’un üzerinde aylık derginin yayınlandığını gözlemledim. Gerçekten köpekler hakkında literatür boldu. Köpek ansiklopedileri, bakım kitapları sayısızdı. Köpekler insan yaşantısının en önemli unsurlarından biri haline gelmişti.

Aslında köpek, Rabbimizin halk ettiği en ibretli ve harika yaratıklarındandır. Köpekler, memeli hayvan türü içinde beden tipi ve boyutlarının çeşitliliği bakımından en geniş yelpazeyi oluştururlar. Ağırlığı 0.5 kg ile 100 kg arasında herhangi bir yerde olabilir ve bu yelpaze içinde her türlü eşleştirmede doğurgan döl verebilirler. Dört ayaklı canlılar arasında en geniş coğrafyaya yayılmış olan tür köpeklerdir. Üstelik çakal ve kurt dahil evcil olmayan türleriyle de doğurgan döller üretme yeteneğine sahiptirler.(*)

Davranış olarak insanla ilişkileri bilim adamlarının hep ilgisini çekmiştir. Köpekler yumuşak başlıdır, ehlileştirilebilir ve eğitilebilirler. Bakımını yapan insana ömür boyu bağlılık ve itaat gösterirler. Halbuki aynı türden olan yetişkin kurtların çoğu terbiyecisine aniden saldırarak evcilleşmeyi reddetmişlerdir.

Peygamber Efendimiz, av ya da bekçi amaçlı köpek beslemeyi caiz görmüş, ancak evde köpekle yaşamayı uygun bulmamıştır. Ancak diğer hayvanlar gibi köpeğe de şefkatle davranmamızı ve eziyet etmememizi tavsiye etmiştir.

Ünlü halk sağlığı uzmanı Alan Beck, özellikle başıboş köpeklerin parazitler ve kızamık virüsleri gibi mikroplarla en az 65 insan hastalığının taşıyıcıları olduklarını, bunun da toplum için ciddi bir tehlike barındırdığını belirtmektedir.(*) Hastalıkların çoğu köpeklerle doğrudan temasla yayıldığı gibi, su kaynaklarına bulaşan dışkıları yoluyla da geçebilmektedir. Bu yüzden Amerika’da köpekler düzenli aşılanmakta ve rutin veteriner muayenesine götürülmektedir. “Dışkı toplama” yasaları yürürlükte olup köpek gezdirenler sokağa bıraktıkları dışkıları temizlemek zorundadırlar.

Günümüz Amerikalısının, yaradılışından gelen dostluk ve yakınlık ihtiyacını, insan yerine köpeğe yönelttiğini görüyoruz. Köpeğin kayıtsız şartsız sadakatini ve bağlılığını gördükçe ona sevgisi artmaktadır. Köpeğe bağlandıkça da insandan soğumakta, insanların acılarına duyarsızlaşmaktadır. İnsanların nankörlük ve ikiyüzlü davranışlarıyla karşılaştığında ise daha çok köpeğe bağlanmaktadır. Hintlilerin ineği kutsadığı gibi köpek de bugün ABD’nin neredeyse kutsal hayvanı olup çıkmıştır.

Günümüz medeniyeti ulvî amaçlardan, semavî mesajlardan kopup bencilleştikçe ve menfaate dayalı bir hal aldıkça, dünyada bulunma sebebi maddî hedefler haline geldikçe insanlar yakın ve içten dost bulamaz olmuşlardır. Giderek eşleriyle geçinemez olmuş, birçoğu aile kurmayı reddetmiş, evlatlarınca 18 yaşına gelir gelmez terk edilmiş, yaşlanınca arayıp sorulmamış, ziyaretine gelinmemiştir. Komşularını tanımaz olmuş, insanî ilişkiler merhamet, dostluk ve dayanışma yerine çıkar eksenli şekle bürünmüştür.

Böylece Amerika insanının da kendisine her zaman sadakat gösteren köpeğe bağlanması kaçınılmaz olmuştur. Artık Amerika insanı köpeğiyle mutlu olmakta; Irak’ta, Afganistan’da binlerce insanın katledilmesi, onun merhamet ve acıma hislerini harekete geçirmemektedir. Böylesi bir medeniyetin çok süremeyeceği kanaatinde olarak Amerika’dan ayrıldım.

 

DİPNOT:

(*) Toplumun Aynasında Köpekler. Susan McHugh. Kitap Yayınevi. İstanbul, 2005