SİNAN ÇETİN: “Teröre harcanan para ile Doğu’da dört Paris, iki Chicago inşa edilirdi.”
Sanat camiasından ünlü yönetmen Sinan Çetin, PKK ile mücadelede bugüne kadar 420 milyar dolar harcandığına dikkat çekerek “Bu korkunç para ile dört Paris, iki Chicago kurulurdu.” ifadelerini kullanıyor.
***
EVRİM TEORİSİNE GÜRCİSTAN DARBESİ!
Evrim teorisi öteden beri “Evrimin beşiği Afrika’ydı.” tezini savunur. Gelgelelim, Gürcistan’ın Dmanişi kazı alanında bulunan kafatasları, çene kemikleri, kol ve bacak parçaları bu tezin doğru olmadığını ortaya çıkardı. Bu son bulgular, insan soyuna ait en eski kalıntıların Gürcistan, yani Avrasya’da bulunduğunu gösteriyor.
Neyi tutsa ellerinde kalan bu teoriyi savunanlara umalım ki, bu sonuç, artık bitmek bilmez faraziyelerine bir son vermeleri gerektiğini öğretmiş olsun!
***
DÜŞMANIMIZ GLADSTONE’DUR!
Hatırlarsınız, Said Nursi’nin “Müstemlekât Nazırı” dediği fakat o sırada Başbakan olan Gladstone, 1882’de parlamentoda eline Kur’an’ı alarak yaptığı konuşmada Mısır Müslümanlarını kastederek, “Bu kitap bu Müslümanların elinde kaldıkça İngilizler hiçbir zaman onlara hâkim olamayacaklardır. Yegâne çözüm, Müslümanları Kur’an’dan uzaklaştırmaktır.” sözünü söylemiştir. Bu konuşmayı çok sonraları işitecek olan Bediüzzaman, “Ben de Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez bir güneş olduğunu dünyaya ilan edeceğim.” diye haykırmış ve bütün mesaisini, sinsi İngiliz siyasetine karşı manevî bir set oluşturmaya adamıştır.
Bediüzzaman’ı harekete geçiren Gladstone, Abdülhamid’in de hasmıdır. Nitekim Büyükelçi Layard’a verilen bir muhtıraya, “Düşmanımız Gladstone’dur.” diye yazdıran Abdülhamid’dir. “Türkler pılısını pırtısını toplayıp Asya’ya çekilmelidirler.” sözünün sahibi Gladstone karşısında Abdülhamid, daima dikkatli olup, kozlarını Eyüp Peygamber sabrıyla kullanmıştır.
(Mustafa Armağan)
***
MÜZİK ALETİ ÇOCUKLARIN ZEKâSINI GELİŞTİRİYOR!
Bir müzik aleti çalmak, çocuklarda hafızayı ve zekâyı geliştiriyor. Guardian Gazetesi’nin haberine göre, bir müzik aleti çalmak, beynin sol tarafını güçlendiriyor. Bu, müzik eğitimi almış çocukların öğrendikleri bilgilerin beşte biri kadar daha fazlasını hatırlamalarını sağlıyor. Müzik dersleriyle drama derslerinin etkinliğini karşılaştıran bir araştırmada da, müzik derslerinin zaman içinde çocukların IQ’sunu 7 puan arttırırken, drama derslerinin 4,3 puan arttırdığı belirlendi. ABD’de yapılan çeşitli araştırmalar da enstrüman çalmanın çocukların davranışlarında gelişme sağladığını gösterdi. Londra Üniversitesi’nden Prof. Susan Hallam’a göre, bunun nedeni, küçük müzik gruplarında çalışmanın güven, saygı ve uzlaşma gerektirmesi. Hallam, ergenlikte müziğin gencin kendi kimliğini geliştirmesine büyük katkı sağladığını, genç kendisini yalnız ve güç durumda hissettiğinde müziğin bir destek kaynağı oluşturduğunu da belirtiyor. (Guardian)
***
MİMAR SİNAN, FELAKETİ 5 ASIR ÖNCEDEN GÖRDÜ!
Mimar Sinan asırlar öncesinden bize güncel olaylarda bile gösteriyor büyüklüğünü. Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz ay büyük bir sel afeti yaşadık. Can ve mal kayıpları, hepimizi fazlasıyla üzdü.
Tüm yaşananların arasında ilginç bir detay da vardı. E-5 ve D-100 üzerinde yapılan köprüler, nehir ve dere sularının geçişine engel olurken, Mimar Sinan’ın yapmış olduğu tarihi köprü, suların tahliyesine imkân veriyordu. Nasıl büyük bir mimarmış ki, suyun debisini hesaplamış ve denize ulaşmasını sağlamış.
Demek deha öyle bir şey ki, ortaya koyduğu eserlerle yüzyıllar geçse de adından söz ettirmeyi başarıyor.
***
DİN VE ALTIN
Kitaplar aracılığıyla ahlâk güzelleşir mi? Bir insanın örnekliğine tanık olmaksızın mücerred kitap okuyarak ahlâkımızı güzelleştirebilir miyiz? Asla!
Örneğe, örnekliğe ihtiyacımız var. Her zaman. Canlı ve diri örneklere...
Hatırlanırsa, Musa, Rabbinin yanından İsrailoğulları’nın arasına dönünce, elinde tuttuğu Yasa’nın yazılı olduğu levhaları kızgınlıkla yere atıp kırmıştı. Çünkü halkını altından yapılmış buzağıya taparken bulmuştu. Dini Allah’a hâlis kılmadıkça da o levhaları yeniden eline almamıştı.
Vicdanlar arınmadan, davranışların arınamayacağını biliyordu çünkü.
Ne garip, şimdi, Yasa’nın yazılı olduğu o levhalar, artık altın buzağıya tapanların elinde. İki elleri de dolu, birinde din, diğerinde altın! Mağara çocukları zahirden batına çekilmesinler de ne yapsınlar? Dıştan içe, kabuktan öze...
— Dücane Cündioğlu