TR EN

Dil Seçin

Ara

Sahip Olurken Yitirdiklerimiz / Eyvah! Ekolojik Sınırı Aştık!..

Sahip Olurken Yitirdiklerimiz / Eyvah! Ekolojik Sınırı Aştık!..

İnsanoğlu 1,7 Dünya varmış gibi tüketiyor bu sebeple “Dünya Limit Aşımı Günü” kavramı gündeme geldi.

İçinde bulunduğumuz yerküre; canlı ve cansız varlıkların mükemmel bir denge ve uyum içerisinde yaşadığı büyük bir ekosistem şeklinde yaratılmıştır. Bu ekosistemi oluşturan alt sistemler birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Birinin bozulması diğer sistemdeki ekolojik dengeyi de etkilemektedir.

Son yıllarda tüm Dünya genelinde görülen insan aktivitelerinin doğa ve doğal kaynaklar üzerindeki eşi görülmemiş baskısı “Dünya Limit Aşımı Günü” kavramını gündeme getirmiştir. 

Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini araştıran Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network), insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı günü “Dünya Limit Aşımı Günü” olarak tanımlamıştır. Dünya Limit Aşımı Günü, iklim değişikliğini durdurmak, ormanlarımızı, denizlerimizi, tatlı su kaynaklarımızı ve canlı yaşamını korumak için bireysel, ulusal ve küresel düzeyde ne kadar acil harekete geçmemiz gerektiğini hatırlatan bir uyarı gibi aslında.

Küresel Ayak İzi Ağı’na göre, 29 Temmuz 2021 itibariyle Rabbimizin yıllık olarak biz insanlara istifademiz için sunduğu doğal kaynakları, daha yedinci ayın sonunda tüketmişiz. Bu aynı zamanda kalan beş ayda 2022’nin kaynaklarından borç alarak kullanacağımız anlamına geliyor. Yani bu tarihten itibaren, dünyanın yıl içine yenilenebilme kapasitesinden fazlasını tüketmeye başladık.

1997 yılında Eylül ayına denk gelen limit aşımı günü, 2021 yılında şimdiye kadarki en erken tarihini gördü. Uzmanlara göre bu tarihin erkene kaymasında Amazon ormanlarının kaybındaki ani artış ve küresel orman biyo kapasitesindeki %0,5’lik düşüş de etkili oldu.

 

İnsanoğlu 1,7 Dünya varmış gibi tüketiyor 

İnsan nüfusu, kaynak talebi ve ekonomiler büyürken dünyamızın büyüklüğü ve kaynak miktarı değişmiyor.  Bugün tüm insanlığın talebini karşılayacak tahmini doğal kaynak ihtiyacı için 1,7 Dünya gerekiyor. Özellikle gelişmiş ülkeler sanki birden çok dünyamız varmış gibi yaşıyor. Oysa yalnızca bir dünyamız var. Eğer bu israflı ve yıkıcı yaşam tarzını terk etmezsek, bu gezegen bizim için yaşanabilir bir yer olmaktan çıkacak.

İnsanlık bugün gezegenimiz üzerindeki ekosistemlerin yenileyebileceğinden %74 daha fazla kaynak kullanıyor. Bir başka deyişle 1,7 Dünyamız varmış gibi tüketiyoruz. Öyle ki tüketim hızımız, “Küresel Limit Aşımı”nın hesaplanmaya başlandığı 1970’lerden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.

 

Türkiye 1,5 Dünya varmış gibi yaşıyordu, şimdi 1,9!

Küresel Ayak İzi Ağı’nın son verilerine göre, Türkiye artık 1,9 Dünya varmış gibi yaşıyor. Ekolojik sınırları aştığımız her yıl ekosistemlerin tamamen çökme ihtimalini daha öne çekiyoruz. Denizler ve ormanların emebileceğinden daha fazla karbondioksit üretiyoruz, balık stoklarını ise kendilerini yenilemeden tüketiyoruz, ağaçları yeniden büyümelerine izin vermeden kesiyoruz. 

 

Dünya Limit Aşım gününün tarihini ileri çekmek günlük alışkanlıklarımızda yapacağımız bazı küçük değişikliklerle mümkün

Doğayı korumak artık sadece etik bir konu değil. Doğayı korumak artık bir varoluş meselesi, insan hakları meselesi. Bu nedenle çok daha hızlı ve radikal adımlar atmak zorundayız.

Küresel Ayak İzi Ağı hesaplamalarına göre bireylerin alabileceği önlemlerden biri otomobil kullanımını azaltmak. Otomobil kullanımı kaynaklı karbon ayak izi %50 azaltılıp, otomobillerle kat edilen mesafenin üçte biri toplu taşıma araçlarıyla ve kalanı yürüyerek veya bisikletle kat edilirse Dünya Limit Aşım Günü 13 gün ötelenebilir. 

Gıda tüketirken de bilinçli davranıp israf etmezsek Dünya Limit Aşım günü tarihini öteleyebiliriz. Tüm dünyada gıda israfı yarı yarıya azaltılırsa bu tarih 13 gün ileri kaydırılabilir. 

Kaybettiğimiz ormanları geri kazanmak da bu gidişatı yavaşlatabilir. 350 milyon hektarlık alanı tekrar ağaçlandırmak Dünya Limit Aşım Günü tarihini 8 gün ileri kaydırabilir.

Netice olarak, uzmanların dediğine göre limit aşımını her yıl sadece 4,5 gün ileriye atmayı başarabilirsek 2050’de tek bir gezegenin sağladığı kaynaklar bize yetebilecek. 

Eğer insanoğlu, bu israflı, iktisatsız, zulümlü, adaletsiz ve kirletici yaşam tarzını değiştirmezse dünyayı kendisi ve diğer canlılar için cehenneme çevirecek. O nedenle, insanoğlu olarak doğal hayat ile olan etkileşimimizi yeniden gözden geçirmek zorundayız. Tüketim biçimlerimizi değiştirmeli, sürdürülebilir üretim şekillerini benimsemeli, fosil yakıtlara bağımlılığımızı aşamalı olarak azaltmalı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli, kısaca dünyamızı insanlık için yaşanabilir bir yer haline getirmek için canla başla çalışmalıyız.

 

Yaşarken insan odaklı değil, DÜNYA ODAKLI yaşamalıyız

Saydığımız nedenlerle herkesin neyi ne kadar tükettiğine dikkat etmesi ya da günlük yaşamında kullanılan araç ve gereçlerin, doğanın hangi parçasının sökülüp çıkarılarak elde edildiğini düşünmesi gerekiyor. Bunun için; AZ TÜKETİP, YENİDEN KULLANIMA ve GERİ DÖNÜŞÜME önem vermeliyiz.

Netice-i kelam; yeryüzü ve gökyüzündeki canlı cansız bütün varlıklar belli bir ölçü ve dengeye göre yaratılmıştır. İnsanın çevre ve tabiattan faydalanma esnasında, bu ölçü ve dengeyi bozmaması gerekir. Eğer insanoğlu bunun aksi yönde davranacak olursa, bunların sonuçlarını da görecektir. Yüce kitabımız Kur’an’da bunu bize çok net hatırlatıyor: “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıktı. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rum Suresi, 41)

 

Kaynaklar:

1. https://www.wwf.org.tr/?7020/bugunden-itibaren-dogaya-borcluyuz

2. https://bianet.org/bianet/ekoloji/247838-insanlik-1-yillik-dogal-kaynagi-7-ayin-sonunda-tuketti

3. https://www.overshootday.org/