TR EN

Dil Seçin

Ara

Bitkilerde Cinsiyet Var mıdır?

Bitkilerde Cinsiyet Var mıdır?

Biyoloji biliminin çok gelişmediği dönemlerde bitkilerde üreme ve cinsiyet hakkında pek bir şey bilinmiyordu. Biyoloji ve özellikle botanik ilminin gelişmesiyle çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücrelerinin varlığı anlaşıldı. Babil devrinde (M.Ö. 1800’ler) hurma ağacının döllenmeyle çoğaldığının bilindiği tahmin edilmekteydi. En azından, hurma ağacının tek başına çoğalmadığı ve ürünün ortaya çıkması için biri verimli (meyveli) ve diğeri verimsiz iki cinsiyete ihtiyaç olduğu bilinmekteydi. İnsanlar bunu muhtemelen tecrübeyle öğrenmişlerdi. Bitkilerin cinsiyetlerinin olduğunun, daha sonra Asurlular tarafından selvi ağacında ve adamotunda da fark edildiği biliniyor.

Biyoloji biliminin çok gelişmediği dönemlerde bitkilerde üreme ve cinsiyet hakkında pek bir şey bilinmiyordu. Biyoloji ve özellikle botanik ilminin gelişmesiyle çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücrelerinin varlığı anlaşıldı. Babil devrinde (M.Ö. 1800’ler) hurma ağacının döllenmeyle çoğaldığının bilindiği tahmin edilmekteydi. En azından, hurma ağacının tek başına çoğalmadığı ve ürünün ortaya çıkması için biri verimli (meyveli) ve diğeri verimsiz iki cinsiyete ihtiyaç olduğu bilinmekteydi. İnsanlar bunu muhtemelen tecrübeyle öğrenmişlerdi. Bitkilerin cinsiyetlerinin olduğunun, daha sonra Asurlular tarafından selvi ağacında ve adamotunda da fark edildiği biliniyor.

 

Bitkilerin eşler halinde yaratılması Kur’an’da özellikle vurgulanmaktadır 

“Yeryüzünü sizin için bir döşek yapan, oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren O’dur. İşte biz o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık.” (Taha Suresi 53) 

“Yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O’dur.” (Rad Suresi 3) 

Bu iki ayet bitkilerde cinsiyetin varlığından haber vermektedir.

 

Bitkilerin üreme yapıları çiçeklerdir

Çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücreleri, çiçeğin ortasında bulunan erkek organ ile dişi organlarda bulunur.

 

(Şekil 1 ve 2)

Bazı çiçeklerde ise bu organlardan sadece biri olur. Buna göre böyle çiçeklere erkek ya da dişi çiçek denir. Dişi organın yumurtalık denen şişkince bölümünde küçük ve yuvarlak tohum taslakları, bunların içinde de dişi üreme hücreleri bulunur.

 

(Şekil 3)

Erkek üreme hücreleri ise erkek organın başçık bölümünün ürettiği çiçek tozlarının (polen) içinde saklıdır. 

  

(Şekil 4-5)

Üremenin gerçekleşebilmesi için çiçek tozlarının çeşitli vasıtalarla dişi organlara taşınması gerekir.

 

(Şekil 6)

Bazı bitkilerde bir birey üzerinde hem erkek hem de dişi çiçek bulunabilir. Örneğin mısır bitkisinde hem erkek hem dişi çiçek aynı fert üzerindedir. Bazı bitkilerde de erkek ve dişi fertler ayrıdır. Yani erkek çiçekler başka bir bitki üzerinde, dişi çiçekler de başka bir bitki üzerinde bulunur.

 

(Şekil 7)

Örneğin incir ağacında olduğu gibi.

 

Erkek ve dişi bitkiler!

İşte bitkide dişi ya da erkek çiçeğin varlığına göre bitkinin dişi ya da erkek olduğundan söz edilir. Bu tür bitkilerde meyve sadece dişi bireylerde yaratılır, erkek ağaçlar ise sadece çiçek tozu üretmekle görevlidirler. 

Bu ilmî gerçeği bilmeyen bazı insanlar diktikleri meyve ağaçlarından neden meyve alamadıklarını bir türlü çözemezler. Oysa bitkilerde üremenin olabilmesi için erkek üreme hücrelerinin yani çiçek tozlarının rüzgâr ya da böcek gibi çeşitli vasıtalarla dişi organa taşınması gerekir. Eğer tozlaşma gerçekleşmezse meyve olmaz ya da olan meyvenin içi boş olur. 

Aynı şekilde, bahçelerine sadece erkek çiçeklere sahip olan erkek ağacı dikmişlerse elbette o ağaçtan meyve alamazlar. 

Bununla birlikte doğada döllenme olmadan meyve veren muz ve çekirdeksiz üzüm gibi bitkiler de vardır ki, buna botanik biliminde “partenokarpi” adı verilir.

Nesillerinin devamı için güzel koku ve renklerle süslenmiş çiçeklerin içerisinde hassas ölçülerle yerleştirilmiş özel üreme mekanizmalarına bakıp ilahi hikmet ve sanata hayran kalmamak elde değildir. 

O halde, böyle mükemmel bir üreme sistemini akılsız tesadüflerin, şuursuz ve başıboş sebeplerin bir araya gelerek evrim sonucu kendi kendilerine oluşturması asla mümkün değildir.

 

Kaynaklar:

1. Ronan C.A. Bilim Tarihi, Tübitak Yayınları, Ocak 2003, s. 38.

2. Yakar-Tan N. Bitki Morfolojisine Giriş. İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi Basımevi, İstanbul, 1973