TR EN

Dil Seçin

Ara

Şimdi Kar Zamanı…

Tane tane yağıyor üstüme mutluluk…

Ellerim ceplerimde. 

Gözlerim havada. Beyaz çiçekler yağıyor yine göklerden. Yine diyorum, yine aynı ama bu kar tanelerinin her biri benzersiz yaratılan gökyüzü çiçekleri. Gönlüm her birisinin o özel desenlerinde dolaşmak istiyor. Her birisi için her şeyin Sani’i olan Âlemler Rabbine hayranlığımı söylemek istiyorum. 

Ama olsun, yetişemesem de, tek tek göremesem de, gören meleklerin tesbihlerini, hamdlerini Allah’a ben görmüş gibi hamdimi takdim ediyorum. 

Allah’ım, senin sanatlarını görüp hayran olarak hamd edenler adedince, onların bütün hamdleri adedince sana hamd ediyorum… Bütün bu âlemde görünen harika eserlerin Sanatkârı sensin. Her yarattığını ne güzel, ne harika, ne kadar sanatlı ve özel yaratıyorsun… Bunların hepsini yapan sensin…

Her şeyde güzellik, her şeyden huzur… 

Mevsimler değişmiyor, Allah hayatı tazeliyor…

…  

Bu sabah yine şükürle kımıldadı dudaklar. 

Yeryüzü genişliği kadar bir şükürle. 

Mavisi ayrı güzel, güneşi ayrı güzel. 

Beyazlarla kaplanışı ayrı güzel dünyanın. 

Sevmez mi insan bu güzellikleri yaratanı… 

Bir selam verelim biz de bu yazımızla, o beyaz tanelere, onları indiren meleklere. 

Kar taneleri bizim için yazılmış mesajlar. Okuyalım bu kristal çiçekten mesajları. 

Okuyalım ki anlayalım. Anlayalım ki sevinelim. Bizi seven Rabbimizi bilelim.

Adrese teslim geliyor bu mesajlar. Bakmak yeter görmek için. İçimizde kımıldayan güzelliği, uyanan iyiliği Rabbimize borçluyuz bütün bu nimetleri…

Kar tanesi, bir mesaj oldu, pencereme kondu. 

Buharlaşıp kaybolabilirdi, ağır kütleler olarak inebilirdi…

Anlayana, bilene, duyana… 

...

Kar tanesi, içinde çocukluğum olan kar tanesi.

Seninle beraber beyaz düşlere dalalım.

Rabbimizin dergâhına bir solukta varalım. 

Gel bakalım… 

Hayat güzel diyenlere biz de katılalım. 

Adına şiirler yazılan kar tanesi

Gel bakalım. 

“Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.

Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.

Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;

Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.”

(Cahit Sıtkı Tarancı)

...

Çocuklar kadar saf olabilse yüreğimiz, nasıl da hissederiz o sevinci. 

Bir kış sabahı kar çalar kapını. 

Bir bahar sabahı çiçekle çaldığı gibi… 

Bu da sana gelen bir mesajdır...  

Bir bayram yeridir dünya. 

Ne güzellikler geçer burada ard arda. 

Bu resmi geçitte gelir ve geçer her varlık. 

Gelir, görünür ve giderler. 

Hepsi istikbalden gelir, halde görünür, maziye dökülürler.

Peki sana kalan nedir?

Bunlara bakışın… Yaptığın tefekkür, söylediğin hamd, ettiğin tesbih ve şükür… Bunlar sana kalan, seninle gidendir.

Âlem aynı, yorumlar farklı… Buradaki yorumun öte dünyada yankılanacak. Neyi duymak istiyorsan onu söyle öyleyse…

Yapraklar dökülür, yenileri gelir. Çiçekler solar, yenileri açar. Meyveler gider, yenileri gelir. Kelebekler ölür, yenileri doğar…

Kimi uzun kalır, kimi hemen gözden kaybolur.

Oysa hiçbiri sıradan değildir bu bahsettiklerimizin. Gelenler de gidenler de sanatlı eserler, Allah’tan başkasının güç yetiremeyeceği eserler. 

Varlıklar tek tek gözden kaybolsa da onlarla beliren güzellik dünyada bâkidir. 

Giden gider, manası bâki kalır. 

Güzeller gider, güzellik hâlâ buradadır. 

Aynalar değişse de onları aydınlatan güneş değişmez. Eserler değişse de onlarda yansıyan Esma-i İlahiye bâkidir, yeni aynalarda görülmeye devam eder. 

İşte bunun için her köşesinde, her an bu güzelliği yenilenir dünyanın. Sahneyi terk edenleri sahneye çıkanlar izler. Filmler çekilir, fotoğraflar alınır. Bir çiçeğin bir böceğin tesbihatı bile unutulmaz. Biz duyamasak da bu kalabalıkta kaybolmaz. 

Bir an için dünyaya gözünü açıp kapayan bir varlığın bile bu ilahi senaryonun içinde bir yeri vardır. O da kayda geçer, ilahi arşivlerde saklanır.

Bir gün gelir, zaman ve mekân farkının ortadan kalktığı bir âlemde bu güzel tabloların hepsi bir arada seyredilir ve dinlenir. 

O zaman anlaşılır dünyanın niçin bu kadar çok değiştiği ve bu muhteşem güzelliklerin nereden gelip nereye gittiği.

Şimdi kar zamanı…

Güzelliklere, art arda değişen güzelliklere hikmetle, hayretle bakma zamanı…

Yâ Rab; gönderdiğin bu beyaz mesajlar gibi içimizi de pak eyle. 

Yollarımızı bembeyaz eyle. Her türlü karalardan kalbimizi, memleketimizi, milletimizi, kardeşlerimizi muhafaza eyle.

Güzelliklerine komşu eyle. Güzellikleri görmek için verdiğin gözlerimize bu manaları görmeyi de nasip eyle…

Son dua da Efendimizden olsun:

“Allah’ım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle. Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan arındır.” (Nesaî, Taharet: 49)